İnsanlar niye göç eder? Dünyada göçmen sayısı 280 milyon. Demek oluyor ki dünya nüfusunun yüzde 3,6’sı göçmen. Günümüz toplumlarında kitlesel insan hareketleri yaygınlık kazanıyor ve bu tür hareketler toplumların “çok kültürlü” bir yapıya bürünmelerine yol açıyor ve bu da kimi zaman önemli sorunlar yaratıyor.
Bondi Chakım geçen haftaki “Avrupa Birliği nereye” başlıklı yazısında siyasal İslamın Avrupa’da güç kazanmasının sonuçlarını gözler önüne sermişti.
Peki göçün arkasında yer alan temel dinamikler nelerdir? Göçün arkasında karşılaşılan nedenler değişiklik göstermektedirler. Ben bunları çok basit bir sınıflandırmaya tabi tuttum.
1- Göç edilen ülkeden,
2- Göç edilecek ülkeden,
3- Ve göçmenin durumundan kaynaklanan nedenler.
Göç edilen ülkenin büyük ekonomik çalkantılar geçirmesi, savaş içinde olması, özgürlüklerin kısıtlanması veya geleceğinin karanlık olması o ülkeden kaçışı tetikler. Suriye’de iç savaş sonrasında Türkiye’ye büyük bir göç dalgasının yaşandığını bilmekteyiz. Keza Pakistan ve Afganistan’da da öyle.
Göç edilecek ülkede ekonomik istikrarın ve işsizlik oranının düşük olması, insan haklarına saygı gösterilmesi o ülkenin önemli oranda göç almasına neden olur. Nitekim Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre dünyanın en çok göç alan ülkeleri arasında ABD, Almanya ve ilginçtir Suudi Arabistan gelmektedir.
Göçmenin durumunu en çok etkileyen koşulların başında ise ekonomik veya siyasal sebepler, açlık veya geçim endişeleri, yer almaktadır.
Göçün gerçekleşmesi için yukarıda belirttiğim dinamiklerin her zaman örtüşmesi de gerekmez. Geçim kaygıları gösteren göçmenin yeni yaşamın zorlukları ile başa çıkmak için kimi zaman çok gelişmiş bir ülke yerine kültürel ve dinsel bakımdan daha fazla aidiyet duyabileceğini umduğu bir ülkeye göç etmesi de mümkündür.
Konuyu İsrael açısından irdeleyecek olursak İsrael göç alan bir ülkedir. Tarihi aliyaların tarihidir. İsrael dünyanın her bir köşesinden göç etmiş farklı kültürlerin bir potada eritildiği bir mozaiktir. Ancak herşeyden önce demokratik bir Yahudi ülkesidir.
Havaalanında Avi Sinik ile bir ole hadaş çocuğu karşılıyoruz
İsrael son yıllarda ekonomide gösterdiği büyük gelişme, yüksek teknolojide dünyanın en ileri ülkeleri arasında yer alması ve kişi başı 55 bin dolarlık milli geliriyle tüm Avrupa ülkelerini geçmesi sonucu Yahudi göçmenler ve özellikle gençler için cazibe merkezi olmuş ve yoğun bir göç almıştır.
Ancak 2023 yılında halktaki bölünmüşlük, Adalet reformuna karşı haftalarca süren gösteriler ve en nihayet beş aydır yaşanan savaş durumu pek tabi ki göçü sınırlayan bir etken oldu.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi göç edilen ülkenin durumuyla göçmenin durumunun her zaman örtüşmesi zorunlu değildir. Nitekim savaş sonrasında Rusya ve Ukrayna’dan tüm olumsuz koşullara rağmen İsrael’e önemli bir göç yaşandı.
Türkiye’den göç ise son yıllarda hız kesti. Buna Türkiye’de yaşayan Yahudi toplumunun nüfusunun oldukça yaşlanması dışında gençlerin eğitim için ekonomik açıdan ve lisan nedeniyle daha kolay uyum göstereceklerini umdukları Batı ülkelerine yönelmeleri neden oluyor. Bu durum ailelerin daha da bölünmelerine yol açıyor.
Bu böyle devam etmeyecek. Ben İsrael’de savaş sonrası büyük bir sıçrama yaşanacağına ve gençlerin artık vatanları için canlarını verecekleri bir ülkede değil, kendilerini bekleyen geniş ufuklara doğru yol alacakları bir coğrafyada yaşayacaklarına inanıyorum.
Comments