GORİLİ GÖRDÜNÜZ MÜ?
Sen bakma bu kadar
Hüzünlü şeyler yazdığıma,
Ben çok gülerim.
Ve gülerken hiç kimse
Yalan olduğunu anlamaz.
Cemal Süreyya
Yok, hayır. Hüzünlü şeyler yazmayacağım, hele ki bu hüzünlü zamanlarda. Kanımca eğlendireceğim okurlarımı. Bakın Jose Mauro De Vasconcelos’un Şeker Portakalı kitabından Zeze ve Portuga’ya kulak verelim:
“Biliyor musun, insanları
Öldürüyorum Portuga”
“Bunu nasıl yapıyorsun Zeze?”
“Onları unutarak.”
Komik değil mi şimdi bu? Yoksa acıklı mı? Unutmak devrimizin hastalığı, unutulup gitmek de devrimizin en büyük korkusu değil mi? Sevmediğimiz nesneleri ve insanları ya görmezden geliyor ya da unutmuyor muyuz?
Ben onca edebiyatın içinden neden bu dizeleri ve satırları seçtim? Dikkatimi çektiği için, sevdiğim için, okurumun da sevmesini istediğim için. Bu yazımın odak noktası algı, hatta ‘algıda seçicilik’ olacak. Algı’da Seçicilik, bir anlamda, kişilerin aynı şeylere bakıp, kendi önceliklerine ve değerlerine göre farklı şeyler görmeleridir.
Çevrede bulunan nesnelerin bir veya birkaçına yöneltilen dikkat yüzünden diğer nesnelere karşı duyarsızlaşırız. Sırası gelmişken sizlere Nobel ödülü almış psikolojik bir deneyden söz edeceğim. Bu ödül, “ilk anda insanları gülümseten ancak daha sonra onları düşündüren” bilimsel çalışmalara verilen bir ödüldür.
Kimileriniz duymuştur ‘görünmez goril’ deneyini. Duymamış olanlar için kısaca anlatayım. Yaratıcıları Christopher Chabris ve Daniel Simons tarafından 1999 yılında ABD Harvard Üniversitesinde yapılan deney, algı sınırlamaları konusunda halen tipik bir örnek olarak gösterilir.
Diğer bir adı da “İstemsiz Körlük” tür. Aynı zamanda insanların etraflarındaki dünyaya karşı genellikle kör olduklarını kabul etme konusunda ne denli direnç gösterdiklerini ortaya koyması açısından da oldukça önemlidir. Farklı ülkelerde sayısız kez tekrarlanan bu deney her yaş grubundan değişik eğitim seviyelerinde kişilere uygulanmış ve benzer sonuçlar vermiştir.
Deneye katılanlara, siyah ve beyaz tişört giyen iki grup insanın basketbol topu ile paslaşmalarını içeren kısa bir video izletiliyor. Bu kişilere, takımlardan birinin yaptığı pasları saymaları veya yerden sektirilerek verilen paslara karşılık havadan yapılan pasları saymaları isteniyor. Ardından katılımcılara bu dört soru soruluyor:
“Pasları sayarken olağan dışı herhangi bir şey fark ettiniz mi?”
“Oyuncular dışında başka bir şey fark ettiniz mi?”
“Oyuncular dışında başka birini fark ettiniz mi?”
“Videodaki gorili fark ettiniz mi?
“Ne? Goril mi? Ne gorili?” Görünmez goril deneyine katılan gönüllülerin %58’i en fazla son soruya şaşırdıklarını açıklamışlardır. Deney ne kadar yapılırsa yapılsın, görünmez goril konusunda şaşıran insanların oranı yaklaşık olarak aynı seviyede kalmıştır.
Evet, o bir dakikalık videoda gerçekten de 6 kişinin arasına bir 7’nci, hem de goril kıyafetli koskoca bir kadın karışmış ve dans edercesine tuhaf hareketlerle dolaşmış, hatta göğsünü falan yumruklamıştı ama seyirciler pasları saymaya odaklandıklarından, yarısından fazlası değil gorili görmek, gorilin farkına bile varmıyor. İşin ilginci, izledikleri bir videoda bu kadar önemli bir “detayı” kaçırmış olduklarına inanmıyorlar da. Ancak videoyu tekrar izlemeleri istendiğinde bu kez gorili herkes görür.
Görünmez goril deneyi, henüz bundan haberdar olmayanlar için oldukça şaşırtıcıdır. Bu deneyin sonuçları bizlere seçici dikkatimizin hangi seviyede olduğunu ve ne tür hatalar yaptığımızı ortaya koyar. Böylece iki şeyi ortaya çıkıyor: Çevremizde olup bitenlerin çoğunu kaçırıyoruz ve dahası bu kadar çok şey kaçırdığımıza dair hiçbir fikrimiz yok.
Demem odur ki, bir şeye aşırı odaklanıp dikkatle baktığımız için başka şeyleri gözden kaçırıyorsak, yapmamız gereken biraz kuşkucu olmak ve ara sıra gözümüzü baktığımız şey dışında olup bitenlere de çevirmek olmalı, öyle değil mi?
Sağlıkla kalın, uyanık kalın ve sakın gorile toslamayın!
Comentarios