Savaştan önce her sene pek çok kere gerek iş gerek arkadaş ziyareti için senede birkaç kere gittiğim İsrael’in güneyini,10 gün kadar önce ABD’den gelen bir arkadaşa da göstermek vesilesiyle ayaklarım geri geri giderek ziyaret ettik.
Gittiğimiz yerler Sderot, Tkuma, Reim, Beeri, Magen, Yeşa, Sde Nitzan, Talmei Eliahu. Bu son dört yerleşim savaştan önce severek gittiğim yerlerdi. Bu sefer kapalı iş yerleri ve orada yaşayanlardan çok asker ve rehber eşliğinde felaket bölgesini dolaşan yerli ve yabancı turist grupları gördük
Sderot hayalet şehir. Her ne kadar insanlar dönmeye başlamışlarsa bile girişteki AVM hariç şehir hala bomboş. Şehrin kuzeyinde bir tepecikten Gazze görünüyor. Orası da "turistik" olmuş.
Tkuma pek haberlerde çıkmaz. Ziyaretimizin odağı, Nova festivalinde yanan, kurşunlanan ve imha edilen arabaların toplandığı bir anıt alan. 300 küsuru tamamen yanmış, fakat hepsi feci hasar görmüş kurşunlanmış toplam 1500 araba. Bir kısmının üzerinde içinde ölenlerin resimleri ve hikayeleri var. Gönüllü rehberler sorulara cevap veriyorlar.
Çektiğim resimler gerçeği ve orada olmanın hissini yaşatmaktan çok uzak.
Tkuma’dan Beeri’ye devam ettik. Kibutz hakkıyla ziyaretçilere kapalı, ancak özel izinle girilebiliyor. Girişinde büyükçe bir kamyonda askerlere sıcak yemek pişiyor ve hemen yanında bu askerler için oturup yemek yiyebilecek klimalı bir çadır var. Yemeğe (aslında herkesi) bizi de davet ettiler ama duramadık. Bütün bahsettiklerim tamamen gönüllü ve 5-6 aydır faaliyette.
Devamında Nova festivalinin yapıldığı kibutz Re’im’i ziyaret ettik. Festivalin yapıldığı alan da bir anıt alan haline getirilmiş.
Orada her öldürüen için ismiyle ve resmiyle bir fidan, yakınlarının ve ailelerin yazdıkları bütün alanı kaplamış. Burada da gönüllü rehberler var. Bir çadırda yeni bir Tora yazan ve her gelene bir harf yazdırıp bağış toplayan bir dindar. Pek çoğunda onlarca kişinin öldürüldüğü sığınaklardan bir örnek. Hep duyduğumuz o “çalıların altında 6 saat saklandık ve kurtulduk” hikayelerinin yaşandığı çalıları görmek, arabayla o yolu yaparken her tarafın teröristlerle sarılı olsa ne yapabileceğini düşünmek, “kuzeye kaçarken oradan güneye kaçan bir grubun – devam etmeyin orada teröristler var gibi hikayeleri tekrar anımsayıp ve güneyde aynı teröristlerin onları beklediğinin çaresizliğini hissetmek…
Ölenlerin resimleri bize onların tipik İsraelli gençler olduğunu gösteriyor. Bu alanda dolaşırken “ne kadar güzeller. Ne kadar tanıdık simalar. Benim oğlum da burada olabilirdi” hissine kapılmamak imkânsız. Boğaza takılan düğüm de cabası.
Her ziyaret ettiğimiz noktadan bir sonraki hedefe varmak için ayrılmak zor.
Devamında Kibutz Magen’e gittik. Magen, çok iyi hazırlıklı oldukları ve olan bitenin çabuk farkına vardıkları için kendi imkanlarıyla bu felaketi az zararla atlatmış kibutzlardan bir tanesi. Güvenlik görevlisi Baruh senelerce antipati toplama riskine rağmen kibutzdaki sivil korumayı önemsemiş, hazır tutmuş ve savunmada kim nerede ne yapacak çalışmaları yapmış.15-20 kişilik iyi örgütlenmiş bir kuvvet zamanında davranarak teröristlerin kibutza girmesini önleyebilmiş. Saldırıda tek Baruh yaralanmış ve bacağını kaybetmiş. Pek kendi başından geçenleri anlatmaya gönüllü insan yok. Bunu da kendisinden değil, başkalarından dinledik. Aslında her yerleşimin her kibutzun her kahramanın hikayesi dinlenmeli.
Plastik fabrikası çalışıyor, fakat kadınlar çocuklar dahil sakinlerin yüzde altmışı hala geri dönmemiş, 8 aydır ülkede çeşitli otellerde yaşıyorlar. Bu, etraftaki pek çok yerleşim için geçerli. Eğer doğru biliyorsam güneyde 8 aydır evlerini boşaltan 70,000 kişi var.
Devamında Yeşa, Sde Nitzan, ve Talmei Eliahu’da arkadaş ve tanıdık ziyareti yaptık. Saldırılardan en çok zarar gören yerleşimlerden biri olan Nirim’de yaşayanların bir kısmı Gazze sınırına 5 km mesafedeki Sde Nitzan da yaşıyorlar. Kimi iyi hazırlık, diğerleri vaktinde davranma ve şans eseri kurtulduklarını söylüyorlar.
Konuştuklarımın hepsi olanlara, aldıkları yardım ve gördükleri muameleye, ve bilhassa bu savaşın hala devam etmesine çok dolular. Oradayken devamlı duyduğumuz- ama onların artık alışkın olduğu - patlama seslerini hesaba katmasak bile çok zor bir hayatları var. İşin en kötü tarafı, sonu da pek görünmüyor. Bitmez tükenmez roket saldırıları, daha geçtiğimiz hafta Hamas’ın Gazzeden bu bölgeye tekrar saldırı girişimini göz önüne alırsak onların anlamamak mümkün değil.
Savaştan önce her zaman güzel nedenlerle ziyaret ettiğim bu bölgeye bir gün tekrar o hislerle gidebilmek umuduyla.
Comments