top of page

Fotoğraflardan Söz Açılmışken..


“Sevgi neredeyse Tanrı da oradadır.” Leo Tolstoy



Sosyal medyada paylaştığım fotoğrafların sayısı son zamanlarda arttı. Yorumlar, beğeniler, gelen sorular da çoğaldı. Hangi kamerayla çekiyorsun, nasıl yakalıyorsun, turunculu kızı sen mi yolladın oraya gibi? Aslında en hüzünlü zamanlarda çıkıyor o fotograflar.


Fotoğraf çekmek, benim için, zorluklarla başa çıkma yollarından biri. Bana iyi geldiğini ilk defa seneler önce Büyükada’da anladım. Son günlerde ise yaşamakta olduğum Tel Aviv’de bu yolu sık sık uyguluyorum.

.

Hüzün aniden, habersiz uğradığı zaman hemen kapıya koymam onu. Önce bir buyur ederim, görüşmek iyi gelir. Eskiden fotoğraf makinemle yollara düşerdim sonrasında. Gittikçe sadeleştiğimız bu günlerde sevgili telefonum bana yetiyor. Evin etrafında dolaşabilmek de. Bakalım bugün neler çıkacak karşıma , neler göreceğim heyecanı ve merakıyla yola koyulurum. Bir güzellik, ışık, mesaj, iyilik,sevgi, bir işaret, bir ipucu, anlamlı bir tesadüf görme umuduyla.


Saçları pamuğu andıran bir çift, çocuklarını gezdiren babalar, bisikletliler, çimlerde oturan arkadaşlar, tek başına gün batımını seyredenler, sahilde gün batarken sarmaş dolaş bir çift,bir yere bırakılmış bir çiçek buketi, bir kütüğe çizilmiş kalp, köpeğini gezdiren kız, yere serdikleri örtüde denizi seyreden bir cift, sörf yapanlar, ocak ayında denize girenler. Bir film sahnesinin içinde görünmez dolaşıyorum sanki. Denizle bulutların kavuşması. Bulutlar. Şakacı, oyunbaz, komik bulutlar. Bazen bir melek kanadı, bazen kalp olan, güldüren bulutlar. Gökyüzüne bakmak yetiyor. “Ben buradayım diyen” Sevginin binbir hali. Sevgi neredeyse Tanrı da oradadır.“Ben buradayım diyen” O, “seninleyiz” diyen gidenler. Beraberiz..


Sonra hüzün yerini neşeye bırakıyor. Bir de müthiş bir huzur mu desem, hakikat mi desem ifade etmesi çok zor bir his geliyor. “Aşk hali” diyeyim. İşte o haldeyken etraf sanki daha bir renkli, canlı, güzel, oluyor. Bununla da bitmiyor. Fotoğraf çektiğim sırada kadraja ekstradan, sanki tasarlanmış gibi bir şeyler daha ekleniyor. Örneğin, pembe çiçekleri çekerken önümden pembeli bir kız geçiveriyor. Turuncu bir eser ile gün batımını çekerken koşuya çıkmış turunculu bir kız kendini fotoğrafa dahil ediyor. Yafo’da bulutlarla camiyi bir arada çekerken bir kuş “hey ben de buradayım” dercesine araya giriyor. Sahilde gün batımı sırasındaki yansımaları çekecekken önümde ağlarını toplayan bir balıkçı beliriveriyor. İtiraf edeyim, cok uğraşmıyorum güzel bakınca, şükredince anlattıklarım oluyor. Bana sadece görmek ve bir tuşa basıp ölümsüzleştirmek düşüyor. Bir de sevinç, umut, inanç yayılsın diye fotoğraflarımı paylaşmak.


Merakla yola çıkınca mutlaka bir güzelliğe , bir sevgi sahnesine, anlamlandırabileceğim bir şeylere rastlıyorum. En zor zamanlarda üstelik. Bana ışığı hatırlatan, umut veren, sevgiyi anlatan bir çok şeye… Bu sabahki yürüyüşten eve dönerken dinlediğim Shlomo Artzi yeni şarkısında anladığım kadarıyla şöyle diyordu: “Dünyaya gece çöktü. Sana bozuk bir sokakta umut şarkısı yazdım. Yarın yine eskisi gibi yan yana dans edebileceğiz. İyi olacak.”



Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page