Üzüntü, burukluk, şaşkınlık, belirsizlik, güvensizlik her gün daha da çoğalıyorsa…
Gazze’den canlı dönmelerini beklediğimiz rehineler yerine onların cansız bedenlerine ulaşılıyorsa…
Her geçen gün gencecik askerler çatışmalarda hayatlarını kaybediyorsa…
Anne babaların canlarından bir parçayı toprağa verirken çektikleri acıya yüreğimiz burkularak tanık oluyorsak…
Hamas teröristlerince hunharca iteklenerek kanlar içindeki asker kızlarımızın kaçırılmalarına ilişkin görüntülerin ortaya çıkmasıyla, bazı yöneticilerimiz uykuları kaçmasın diye izlemekten kaçınıyorsa…
Kuzeydeki çatışmalar günden güne daha da kızışıyorsa…
Aylardır evlerini terk etmek zorunda kalan ülkenin kuzey halkı evlerine dönme umudunu günden güne yitiriyorsa…
Güney kent ve kibutzları hala Hamas roketlerine maruz kalıyorsa…
Dünya 7 Ekim Cumartesi günü halkımızın maruz kaldığı soykırımı yok saymayı yeğliyorsa…
Dünya bu soykırımın ardından İsrael’in halkını koruma hakkını tanımıyorsa…
Dünya Filistin halkının acılarının sorumlusunun Hamas olduğunu bir türlü kavrayamıyorsa…
Filistin halkı asıl düşmanının Hamas olduğunu anlayamıyorsa…
İsrael savunma güçlerinin yedi aydır Hamas’ı zayıflatma çabalarına karşın bugün hala Rafiah’tan Tel Aviv ve civarı kentlere roketler yağıyorsa…
Dünyada antisemitizm hortluyor, İsrael karşıtlığı doğal bir seyir olarak algılanıyor ve giderek yaygınlaşıyorsa…
İsrael karşıtları tarafından ele geçirilen en seçkin dünya üniversitelerine Yahudi öğrenci ve öğretim üyelerinin girmeleri engelleniyorsa…
Rehine yakınlarının tükenmişliklerini içimiz sızlayarak görüyor, sürdürdükleri mücadelelerini çaresizlik içinde izliyorsak…
Dayanışma gösterilerinde rehine yakınlarının polis tarafından itilip kakıldıklarına hayretle tanık oluyorsak…
İsrael’in başbakanı ile savunma bakanı terörist Sinwar ile aynı kefeye konup Hague Uluslararası Mahkemesi tarafından yargılanıyor ve haklarında hapis cezası hükmü verilmek isteniyorsa…
Ülkemizin yönetimi yedi aydır rehinelerini kurtaramamış, Hamas terörünü alt edememiş, ülke güvenliğini sağlamakta bir adım ileri gidememişse…
Binlerce yıllık sürgünün pogrom ve soykırımın ardından kurulan gencecik İsrael’in günümüz koşullarında 76. kuruluş yılını kutlayamıyor, ileriye umutla bakamıyorsak…
Gençlerimizin bu topraklarda huzurlu ve barış içinde bir gelecek kurabileceklerine ne yazık ki biraz kuşkuyla yaklaşıyorsak…
Kadın, erkek, asker, çocuk, bebek rehinelerimizin hayatta olduklarına dair inancımızı gün geçtikçe yitiriyorsak…
Yarınlarımıza soru işaretlerinin ardından bakıyorsak…
Evet… milletçe bu duyguları paylaşıyor, bu endişeleri taşıyorsak eğer… Genç, yaşlı hepimiz, her birimiz eksik yaşıyoruz. Çünkü uzun zamandır sevinemiyor, gülemiyor, kutlayamıyoruz…Nefes alıyoruz ama gülmek ne mümkün bu günlerde…
Comments