top of page

Değişen Eksenler





İkinci Dünya Savaşından sonraki iki kutuplu dünya, SSCB’nin çökmesiyle ABD liderliğinde tek eksenli bir hale dönüştü 30 yıl kadar evvel.


Son yıllarda ise ABD’nin Obama yönetimi zamanından başlayan ve bugüne dek devam eden karar seçimleriyle yeni eksenlere doğru yol almaya başladık.


Rusya’nın Ukrayna saldırısı bu durumu daha da çok gözler önüne serdi.

Putin’in / Rusya’nın insanlıktan yoksun zorbalığına, Zelinsky’nin tüm yakarmalarına rağmen Batılı dünyanın Ukraynay’a desteği çok sınırlı kaldı. Bu ülkelerin asker yollayarak bir Üçüncü Dünya Savaşına yol açmaları taraftarı değilim ama etkili bir silah olabilecek yaptırımlar bile korka korka ve gıdım gıdım yapıldı, damlalıkla.


(Hele hele ateşkes karşılığı Rusya’ya ciddi toprak tavizleri verilirse bunun fiyatı sadece Ukrayna için değil bazı başka ülkeler için de çok pahalı olabilir.Tabii ABD ve Ukrayna’nın kriz evveli belki de biraz daha akıllı davranarak Putin’i biraz alttan almalarının veya müşterek asgari paydayı aramalarının bu savaşı önleyip önleyemeyeceği ise ayrı bir tartışma konusu.)


Ancak sonuçta Ukrayna yalnız brakıldı, her koyun gibi kendi bacağından asıldı ve kahramanca vatanını korumaya çalışıyor. Durumu gören, algılayan sadece Rusya ve Putin değil tabii.

Seyirci tribününde iki çok dikkatli gözlemci daha var.

Çin ve İran. İkisinde de totaliter rejimler, otoriter liderler var.


Rusyaya dönelim. Rusya başta ABD, batılı dünyanın reaksyonlarını zaten daha önce de deneme fırsatı bulmuştu. Belarusta hürriyet ve bağımsızlık savaşçısı Sviatlana Tsikhanouskaya istediği kadar çırpınsın, Putinin adamı Lukaşenko 28 yıldır sandığın isteğini hiçe sayarak totaliter liderliğini sürdürüyor. Putin’in koruyucu şemsiyesi Lukaşenko’yu bütün “kötülüklerden” koruyor. Tabii Lukaşenko da Putin’in zor savaş günlerinde yardımcı olmaya çalışıyor. 2008’de Gürcistan olayları, 2014’te Kırımın de facto ilhakı Rusya’nın başarılı diğer denemeleri… Rusya dışında Çin ve İran’la da sınır paylaşan, titan, uranyum, gaz ve petrol zengini Kazakistan da bir diğer örnek. Ülkenin totaliter liderine başkaldıran muhalifler biraz ileri gidince Rusya, Belarus, Tacıkistan ve Kırgızistan’ın da desteğini alarak silahlı güçlerini Kazakistan güçlü rejiminin emrine verdi. Muhalefet lideri Bilaş’ın hürriyet ve bağımsızlık çağrıları dış dünya tarafından cevapsız brakıldı.


Rusya’nın bir diğer nüfus alanı da tabii ki Suriye. ABD Ortadoğudan elini eteğini çektikçe doğan boşluğu zaman kaybetmeden kapatan bir Rusya var karşımızda.


Ortadoğu’da ABD’nin bıraktığı boşluğu zevkle ve büyük istekle dolduran asıl ülke ise İran İslam Cumhuriyeti. Suriye’nin dışında Lübnan, Yemen, Irak, Hamas’ın Gazze şeridi de İran’ın nüfus alanı.


İran, Humeyni’nin mirası,“İran İslam Devriminin Dışsatımı” projesini maalesef büyük başarıyla sürdürüyor. Buna henüz kavuşmadıysa bile yakında kavuşması artık önlenemeyecek duruma gelen nükleer gücünü de -bu yüksek motivasyonuna- eklersek Ortadoğu’da filizlenmeye başlayan İsrael – Sünni Müslüman devletler/ İbrahim Antlaşmaları iş birliğini anlamamız oldukça kolaylaşır. ABD yönetimi İran desteğindeki Yemenli Hutileri* terörist örgütler listesinden çıkarttıkça, yetersiz bir nükleer antlaşma** için İran Devrim Muhafızlarını da aynı listeden çıkartmayı tarttıkça bu iş birliği ve yakınlaşmanın artacağını öngörmek zor olmasa gerek.


Nedenleri ne olursa olsun ABD askerlerinin Afganistan’daki uzun süreli mevcudiyetleri savunulamaz. Öte yandan Afganistan’ın nasıl kolayca ve aniden Taliban’a teslim edildiğini gören ve bugüne kadar ABD koruyucu şemsiyesinin altında kalmayı seçen çoğu ülkelerin artık yeni eksenler, yeni “güçlüler” aramalarını anlamak gerekir.


Rusya Ukrayna’yı tümüyle veya kısmen ilhak ederse -kimse ve özellikle ABD Ukrayna’nın yardımına koşmadan- buna en çok sevinecek iki ülkenin adını verebilirim size.


İsraeli haritadan silmenin en büyük emelleri olduğunu defalarca yüksek sesle tekrarlayan İran ve daha nazik bir şekilde de olsa Tayvan’ın Çin Halk Cumhuriyeti’nin bir parçası olduğunu hep tekrarlayan Çin.


ABD ve Batının çağdaş stratejisinin yarattığı boşluğu üç eski/yeni imparatorluk, Rusya, Çin ve İran mı dolduracak?

Göreceğiz…

Yeni eksenler ne olursa olsun, aile birlikteliğinin çok güzel örneği Pesah Bayramınız kutlu olsun!


*Not: B.M. varsayımlarına göre 2021 yılı sonuna kadar, İran güdümlü Hutilerin sebep olduğu savaşlar Yemende 377 binden fazla insanın (ki bunların arasında beş yaşından küçük çocuklar yüzde yetmiş oranında) yaşamına son verdiler. Dünya sessiz.

**2017 yılında İrana başlatılan ekonomik yaptırımlar ülke GSMH’sını yüzde ellidört oranında indirmişti. Yaptırımlar kaldırılınca artan GSMH’nın büyük kısmının nereye gideceğini tahmin etmek maalesef pek zor değil.






Comentarios


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page