Cumhuriyet ve Demokrasi iki benzer, genellikle eş anlam yüklenilen iki kavram… Çoğu kimse Demokrasi ile Cumhuriyet’in atbaşı giden modern çağın iki aynı, biri olmazsa diğeri olmaz yönetim şekilleri olduğunu düşünür.
Tarihsel olarak ve sosyal bilimlere göre, Cumhuriyet, hükûmet ya da devlet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır.
Örneğin İran’da Şah Pehlevi’nin başında yer aldığı monarşi 1979 yılında yıkılmış ve bir Ayetullah rejimi olan “İran İslam Cumhuriyeti” kurulmuştur. İran’da demokrasinin olmadığı hepimizin malumudür ancak İran bir Cumhuriyet’tir.
Dünyada parlamenter cumhuriyet ile yönetilen daha pek çok ülke vardır; Arnavutluk, Ermenistan, Bengaldeş, Irak gibi. Keza Irak’da da başarılı bir demokratik yönetimin varlığından söz edilemez.
Cumhuriyet’in 98. yılını kutlayan Türtkiye’de de çoğulcu demokrasiye ancak çok partili düzenin kabul edildiği1946 yılında geçilmiştir.
Bir ülkede gerçek bir demokrasinin varlığından söz edilebilmesi için temel ilke; Yargı- Yasama ve Yürütme fonksyonlarının/işlevlerinin birbirinden bağımsız farklı organlar tarafından yürütülüyor olmasıdır. Bunlardan birinin diğerine hâkim olması veya her üçünün tek bir kişi veya gücün kontrolünde bulunması durumunda, o ülkede gerçek değil görünürde bir demokrasi mevcuttur.
Değerli Anayasa Hukuku hocam Prof. Dr. Zafer Tunaya şöyle derdi: “Demokrasi çok nazik bir çiçektir. Yetiştiği saksıyı kırmamak için büyük özen göstermek gerekir.” Türkiye’de askeri darbelerle bu saksı maalesef sık sık kırılacaktı…
Seçim, demokrasilerin önemli araçlarından biri olmakla birlikte, varlığı tek başına demokrasinin mevcudiyetini kanıtlamaz. Mısır, Suriye, Rusya’da da seçim yapılmaktadır. Ancak bu ülkelerde iktidar tek bir kişinin elindedir ve seçimler göstermeliktir…
Cumhuriyetle yönetilen rejimlerin başında yer alan kişi, -yetkileri başkanlık rejiminde olduğu gibi çok geniş veya parlamenter demokrasilerdeki gibi sembolik olsun- Cumhurbaşkanı’dır. Bir ülkenin başında bir cumhurbaşkanının yer alması da o ülkenin demokrasiyle yöneltildiğini göstermez. Örneğin Ahmedinejad İran’ın eski cumhurbaşkanlarındandır. Şimdiki Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’dir. Fransa cumhuriyetle yönetilen bir ülkedir ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dur.
Bütün bunları niye yazıyorum? Çünkü pek çok köşe yazarı, medya ve sosyal ağlarda bazı fikir yürütenler, maalesef siyasi bilimlerin en temel ilkelerinden habersiz; “Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı ile görüştü” diye yazabilmekte, bu türden başlıklar atabilmektedirler.
https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdogan-israil-cumhurbaskani-herzog-ile-telefonda-gorustu/2302418
Bir kez daha, örneklerle açıklayayım; ABD ve Rusya federal yapıya sahip cumhuriyetlerdir ve bu federal yapılarından dolayı başlarında bir cumhurbaşkanı değil “Devlet Başkanı” vardır. Keza İsrael bir cumhuriyet değildir ve “Devlet Başkanı” İtshak Herzog’dur. İtshak Herzog cumhurbaşkanı değildir….
Comments