Üniversite yıllarımda Anayasa Hukuku hocam Prof. Dr. Zafer Tunaya şöyle bir benzetmede bulunmuştu: “Demokrasi saksıda yetişen nadir bir çiçektir. Saksıyı bir kere çatlatırsak demokrasi de ölür”.
İYT’de taraf tutan siyasi haber ve yorumlar yapmaktan sakınırız. Çünkü bu kurum sağ-sol ayırımı gözetmeden her göçmene yardım etmeyi, Türkiyeliler arasında birleştirici olmayı amaçlar.
Ne var ki iki aydır tüm ülkeyi bir kaosa sürükleyen “Adalet reformu” tasarısı artık bir sağ-sol sorunu olmaktan çıktı, ülkeyi sosyal, ekonomik, güvenlik açısından süratle uçuruma sürükleyen bir görünüm aldı. Devlet Başkanı İsaac Herzog iki defa halka hitap ederek tarafları uzlaşmaya davet etti.
Tek taraflı olarak, bir konsensusa varılmadan gerçekleştirilmek istenen “Adalet reformu” pek çok alanda yapılması öngörülen temel değişikliklerle Ortadoğu’nun parmakla gösterilen tek gerçek demokratik ülkesini tehdit etmeye başladı. Saksı çatladı, kırılıyor….
Sağ-sol kavramları nereden kaynaklanıyor, biliyor musunuz? Fransız Devrimi sonrası parlamentoda muhafazakârlar, krallık taraftarları meclisin sağına yerleşince değişiklik isteyen solcular da sola oturmuşlar.
İlginçtir ki İsrail’de yargıda, idarede sözüm ona “elit kitleyi” değiştirmek, Yüksek Mahkeme’de Aşkenaz egemenliğine son vermek isteyenler solcular değil sağcılar.
9 Mart Perşembe günü düzenlenen ve ülkeyi tam anlamıyla felce uğratan gösterilerin akşamı televizyona çıkan David Tsur şöyle haykıracaktı:
“Ben elit miyim? İstanbul’da doğan ben elit kitleye mi mensubum?”
İYT tarafından 47 kişilik “İsrael’deki Üstün Değerlerimiz” listesine seçilen David Tsur, Tel Aviv Polis Bölge Komutanı ve İsrael Savunma Kuvvetlerinde Terörle Mücadele Birimi Komutanı gibi en üst derecelerde görev görmüş bir kişidir.
Aynı gün İlana Dayan’ın “Uvda” programına konuk olan MOSSAD eski başkanı Tamir Pardo yine “Adalet Reformu”na karşı çıkarak, aşırı sağcı Güvenlik Bakanı Ben Gvir’in protestoculara karşı gerekli şiddeti göstermediği için Tel Aviv Bölgesi Polis Komutanı Ami Eshed’in gün içinde görevinden uzaklaştırması üzerine; “Bir emir insanı değerlerle çelişiyorsa insani değerler önde gelir” diyecekti,
Alman Nazi subaylarının da “Biz verilen emirlere uyduk” argümanları savaş suçlularını yargılayan Nürnberg Mahkemeleri’nde kabul görmemişti.
Tamir Pardo’nun da İYT’nin “İsrael’deki Üstün Değerlerimiz” listesinde yer aldığını, baba tarafından Türkiye’de yaşayan Sefarad bir ailenin çocuğu olduğunu belirtelim.
İlginçtir ki yine İYT listesinde yer alan Dalia Dorner de İstanbul doğumlu olup Yüksek Mahkeme üyeliği yapmıştır.
1- Demek oluyor ki, Yargıyı ve polis teşkilatını elit Aşkenaz egemenliğinden kurtarmak savı doğru değil.
2- Bu yazı siyasi bir yazı değildir. Demokrasi herkese lazımdır. Bunun sağı veya solu yoktur.
Comments