top of page

David Grossman: ÜLKENİN SONUNA



David Grossman: ÜLKENİN SONUNA

Sara Yanarocak

Kitapları kırkı aşkın dilde okurla buluşan İsrailli büyük yazar David Grossman’dan, son sayfasına değin soluk soluğa okunan bir baş yapıttır Ülkenin Sonuna: Grossman olağanüstü kurgusu ve okurunu yanı başına çeken doğrudan anlatımıyla her şeyin mümkün göründüğü gençlik günlerinden, yetişkinliğin burukluğuna ve aşktan sağ çıksalar da, yaşama yenik düşen insan kalıntılarına dair sarsıcı bir öykü anlatıyor.


Ülkenin Sonuna’nın odağında kötü bir haber alacağından emin olan bir kadın, Ora yer alıyor. Ora kötü bir haber geleceği zaman evde bulunmamak için uzun bir yolculuğa çıkıyor. Grossman sökülen bir yün kazak gibi, ilmek ilmek açılan bu romanda Ora’nın öyküsünü üzerinde yaşadığı fakat siyasetine pek de kafa yormadığı topraklara, o toprakların yadsınamaz hakikatini de kurguya karıştırıyor ve çiçek kokularının arasına kaybetme korkusunu, mavi gökyüzünün altına insan ruhunun koyu karanlıklarını yerleştiriyor. Yaşamları bir hastanenin karantina koğuşunda kesişen Ora, İlan ve Avram’ın arasındaki bağlar, sayfalar boyunca giderek karışıp düğümlenirken bölgenin geçmişi, insanların yaşamlarıyla birlikte çözülüyor ve yaşamın ağırlığından sıyrılmak için uzağa, daha uzağa, ülkenin sonuna yürüyen Ora, ayaklarını bastığı toprak yavaş yavaş dağılırken kelimelere sarılıyor.


1967 senesinin Haziran ayında İsrail’in Ürdün, Mısır ve Suriye’nin saldırması sonucunda toprak alanını üç katına çıkarması ile sonlanan sadece altı gün süren savaş, Altı Gün Savaşı ile başlayan kitap, bu savaşta yaralanan ve kaldırıldıkları hastanede tanışan üç kişinin uzun soluklu hayat hikayesini anlatıyor: Ora, İlan ve Avram.

Eski aşklar, anne şefkati, eski eş, savaşlar, katliamlar ve korkular üzerine iyi kurgulanmış bir Grossman kitabı. Bir erkeğin kaleminden, bir kadının duyguları iliklerimize kadar hissedeceğimiz sağlam bir yapıyla aktarılıyor. Her cümle olabildiğince sağlam basıyor.


Savaşı ve etkilerini görmüş, kazanan veya kaybeden tarafta olmanın hayatlarından eksiltenler için çok da farklı olmadığını hissetmiş bir anne Ora, savaşların ardı arkası kesilmeyen yıllarda İsrail topraklarında güçlerin ispatlar uğruna kan döktüğü zamanlar. Ve bir devlet, askeri kültür ve yaşam tehdidi.


Grossman okuyucuya kolay bir kitap sunmuyor. Hatta başlarda alınan ilaçlar ve güçsüz düşme halleri histerik yazı diliyle ruhumuza işleniyor. Gidecek bir yerin olmadığını, tüm kaçışların sonunun yine aynı sınırlara dayandığını fazlasıyla hissettiriyor.


İki oğlu da kitap yazılırken askeri görevde olan yazar, aslında tam da Ora’nın yaptığını yapıyor, yazdıklarıyla oğullarına set kuruyor, onları koruyor, ölüm haberinin gelmemesi için zamanın bir an evvel geçmesini, güç savaşlarının bitmesini diliyor. Fakat Grossman bu kitabı bitirmeden, bir oğlu askerlik görevi sırasında hayatını kaybediyor.


Kitabın bitiminde şöyle diyor Grossman: ”…o zamanlar yazmakta olduğum kitabın onu koruyacağına inanırdım, daha doğrusu öyle dilerdim. Uri, 12 Ağustos 2006 günü, İkinci Lübnan Savaşı’nın son saatlerinde, Güney Lübnan’da öldürüldü. Onun birliğinin tankı, başka bir tanktaki askerleri kurtarmaya çalışırken bir füzeyle vuruldu. Uri ile birlikte ekibinde kim varsa can verdi… Yedi günlük matemin ardından kitaba geri döndüm, zaten çoğu bitmişti. Asıl değişen, son taslağın yazımı sırasında yankılanan gerçeklik oldu.”


Bazı kitaplar insanın yaşamına dokunur… Ülkenin Sonuna, yaşamın dokunduğu bir kitap.


· David Grossman: Ülkenin Sonuna (Orijinal Adı: İsha Borachat Me’besorah), çev. Dilek Şendil; Siren Yayınları, 2019; 709 sayfa



*****

Bir sonraki yazı: 3 Kasım 2021


Komentáře


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page