top of page

Tanrıların Yardımcıları












Bütün sesleri yaratan Tanrı’nın, Beşinci Senfoni’yi yazamaması ve bunun için Beethoven’ın yardımına ihtiyaç duyması gibi, hayatı yaratan tanrının da, bunun anlaşılır kılınması için yazarların, oyuncuların yardımına ihtiyacı var. Tanrı’nın yardımcıları sanatçılar. Ahmet Altan

 

Mehabalar sevgili okurlarım,

Dışarda diz boyu kar var, hayır hayır bel boyu kar var. Sabah zorlukla açtığım veranda kapısının önü nerdeyse belime yaklaşacak ölçüde tepeleme kar dolu idi. Bu sene bu bölgede yaşadığım en zorlu ama o derecede şahane kışlardan biri, her taraf bembeyaz bir masal diyarını andırıyor. Hal böyle iken bendeniz sadece kendimi doğaya atıp uçsuz bucaksız yürüyüşler yapmak, gece yağan karın ardından açan pırıl pırıl güneşi, doğanın beyaz kristallerden oluşma muhteşem rengini, ağaçların çıplak dalları üzerinde ordan oraya seyirten kuşların cıvıltıları ile süslenen doğanın sesini dinleyerek İtalyanlar’ın o müthiş özdeyişleri olan ‘Hiçbirşey yapmamanın tatlılığını’ yaşamak arzusundayım.

 

Ama içimde bu hiçbirşey yapmamanın tatlılığına doğru kayan bir durumun yanında, beni kıpır kıpır hareketleri ile dürten bir kurtçuk da mevcut.

Yazmam gereken yazılar. Önümde iki alternatif var, ya bu muhteşem günde  odaya kapanıp yazı yazacağım, ve uzun zamandır elimde olan üzerinde çalıştığım hikayeye bir yirmi otuz sayfa daha ekleyeceğim, ya da o hiç bir şey yapmamanın tatlılığına aldanıp, doğanın içinde bir gün geçireceğim.

 

Yazı yazmak veya herhangi bir sanatı yaparken bu kapanma durumunun gereksiniminin farkına varmam bundan önce yazdığım iki hikayeyi yazarken sorgulamaya başladığım bir durum.

 Ortaya bir hikaye çıkarmanın ne kadar özveri ve yaşamda yaşanacak bir çok şeyden feragat etmek olduğunu, yazarların bize hayatı anlatmak için hayattan uzaklaşarak nasıl da büyük bir fedakarlık yaptıklarını hikayelerimi ortaya çıkarmaya çalışırken çokça düşünmüştüm.

 

‘Yazmak’ bir nevi hayattan uzaklaşmak idi.

Özet olarak, sadece yazı yazmak değil, tüm sanat kolları için bu kural geçerli idi. Hayatı bize sanatın herhangi bir kolu ile anlatan sanat eserlerini yaratan sanatçılar, bize hayatı anlatırken, onlar hayatı yaşayamıyorlardı, onlar anlatıcı, dışardakiler ise yaşayan idi.  

Bu farkındalığı uzun zamandır farkettiğimden beri ruhumda kapalı bir kutuda saklı duran hikayeleri yazma dürtüsü ile hiçbir şey yapmamanın lezzetlerinde dolaşma içgüdüsü karşılıklı savaşmaya başlamıştı...

 

Ve bir kaç gün önce kütüphanemi düzenlerken elime ‘Ahmet Altan’ın yüz kırk sayfalık kitaplaşmış kişinin içsel yaşamını ve örtüsüz kimliğini derinlemesine inceleyen denemeleri ‘Karanlıkta Sabah Kuşları’ geçti.

Kitaptaki her bir deneme, ayrı bir tat ve insanı düşünmeye zorlayan ve kişiye  ‘Hayat tam da böylesine bir şey’ dedirten cinsten hikayeler.

Ama bir tanesi var ki benim şu an içinde olup, kendim ile çeliştiğim ‘odaya kapanma veya kapanmama’ durumumu o kadar net anlatmış ki, şaşkına dönerken içinde olduğum duyguların bu kadar net ve şahane bir uslupla açıklanmasına hayran kaldım.

 

 

Gelin, Ahmet Altan’ın  ‘Tanrının Yardımcılarından’ bir kaç cümleyi birlikte okuyalım...

Bütün bu yaratıcılar, bu gerçek dışı hayatı yaratabilmek için gerçek hayatlarının önemli bir kısmından vaz geçmek zorundadırlar. Balzac, ‘Bir aşk gecesi benden elli sayfa çalar’ derken elli sayfa yazmayı sevişmeye tercih ettiğini söyler gibidir; neden yalanlarla dolu elli sayfa gerçek sevişmeden daha önemlidir bu şişman adam için.

 

Niye ‘tanrının yardımcılarının’hayatları diğer insanların hayatlarından daha eksik olmak zorundadır. Sayfalarca serüven, aşk, intikam, ıstırap, sevinç, yazan biri bunları yazabilmek için sessiz bir odada oturmaya razı olmasının nedenini nasıl keşfedeceğiz. Hayatı en iyi anlatanların, hayatı en az yaşamak zorunda olanlar olmasındaki garabet bizi şaşırtmayacak mı?

Eğer hepimiz hayatı dolu dolu gerçek bir şekilde yaşasaydık, bazıları gerçek yaşamdan vazgeçerek gerçek dışı yaşamlar yaratmasa idi yaşadıklarımızı belki de hiç anlayamıyacaktık.

 

Tanrının gönlü buna razı olmadı anlaşılan. Yaşadıklarımızı anlamamızı istedi. Kendi yardımcılarını yarattı. O yardımlar sayesinde gerçek hayatın yanında gerçek olmayan ikinci bir hayata daha kavuştuk, bu ikinci hayat asıl hayatımızı daha anlaşılır ve daha manalı kıldı. Ama gerçekdışını yaratanlar kendi gerçeklerini pek de yaşayamadılar.

 

Evet sevgili okurlarım ‘odaya kapanma veya kapanmama’ bu hayattaki rolünüz ile ilgili tercih sizin.


Rahel Çela B.



IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.



 











Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page