Rehinelerin teslim edilecekleri yer geçmişte Yahya Sinwar’ın evinin bulunduğu enkaz... 482 gün rehine tutulan 81 yaşındaki Gadi Moses ve yine 482 gün tek başına dehlizlerde aç, havasız, gün ışığı görmeden esir edilen Arbel Yehud işte bu koşullarda, bu vahşi, saldırgan nefret kusan kalabalığın arasından geçerek Kızıl Haç’a teslim edildi.
Spiker, “Via Doloroza” diye bir benzetmede bulunuyor. Bilmem İsa çarmıha gerilmeye götürüldüğü yolda bu kadar çile çekmiş midir? Tüm bir halk, tek vücud, tek bir aile olmuş televizyona yansıtılan bu sahneyi izliyoruz. Korku içindeyiz, hedefe ulaşabilecekler mi? Kimse telafuz etmiyor ama linç ihtimali de var. Bu vahşi, saldırgan güruhtan herşey beklenir. Kızıl Haç’ın arabası niye teslim edilecekleri aracın yanına yanaştırılmadı? Bu önceden düzenlenmiş, planlanmış senaryo ile Hamas dünyaya ne gibi bir mesaj iletmek istiyor?
Dünya bu görüntüleri görüyorsa, bu görüntülere rağmen, Hamas’ın “Kurtuluş Savaşçıları” olduğunu mu, yoksa bir caniler topluluğu olduğunu mu düşünüyor?
Bir zamanlar “İki devletli” çözüme ben de katılıyordum. Bilmem hala bu çözümün gerçekliğine inanan aklıselim insan kalmış mıdır? Bir yüzyıl boyunca tek amaçları Yahudi Devleti’ni haritadan yok etmek olan, her doğan çocuğu bu yönde eğitmiş, eline silahı vermiş bu halkın terör üretmekten başka bir şey yapamayacağı ortada değil mi? “İki Devletli” çözüm 7 Ekim sonrası tarihe karıştı.
Arbel Yehud’un gözlerindeki korkuyu görüyoruz. Yürek bu sahneye nasıl dayanır? Onun için Türkiye’de yaşayan bir hanımın tweet’inde; “Gerçek kahraman Hamas değil Arbel” demesi bana aklı başında, gerçeği görebilen insanlar da varmış dedirtti.
Arbel bu gözü kara kalabalığın ortasında ilerlerken, uzun süre 81 yaşındaki Gadi Moses’ten haber almıyoruz. Yaşlı adam teslim edildi mi, arabada mı? Kızıl Haç nerede? Aracılar nerede? Niye bu kargaşa önlenemiyor? İşte o an ilk akla gelen sorular. Ve sonra her ikisinin İsrael güvenlik kuvvetlerine teslim edildikleri haberini alıp rahatlıyoruz. Bu son rehinenin teslimine kadar her hafta böyle devam edecek anlaşılan. İki gün sonra da yine üç rehinenin tesliminde buruk bir sevinç yaşanıyor. Yarden Bibas yaşama geri dönerken eşi ve iki çocuğunun akibetleri hala belirsizliklerini koruyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze halkının Ürdün, Mısır ve diğer Müslüman ülkelere mülteci olarak yerleştirilmeleri önerisi Hürriyet Gazetesi tarafından “skandal” bir açıklama olarak yorumlandıysa da üstünde düşünmeye değer bir görüş. Ateşkes uygulamasını denetlemek için bölgede bulunan ABD Başkanı’nın Ortadoğu temsilcisi Steve Witcoff’un aynı öneriyi yenilemesi bu çözümün rastgele ortaya atılmadığını gösteriyor. İlkin bu öneri Trump’ın “İki Devletli Çözüm” dışında da farklı görüşlere açık olduğunu ortaya koyuyor.
Gazze 360 kilometre karelik bir alan (İstanbul’un Beykoz ilçesi kadar) ve bu topraklarda 2,5 milyon insan yaşıyor. Yüzde doksanı enkaz olan bu haritada, bir halkın bunca sefil koşullarda yaşamasını istemek ideolojik nedenlerin dışında insani değerlerle açıklanamaz. Ayrıca Gazze’nin Filistinlilerden alınması değil pekçok nedenle kendi istekleri doğrultusunda göç etmeleri ve nüfusun azaltılması öngörülüyor. Nitekim Gazzelilerin üçte biri kendilerini istemeyen Arap ülkelerine değil Kanada ve Avrupa’ya güle oynaya gitmeye hazırlar.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı’nın tepkisi ise ilginç: “Trump Gazzelileri değil İsraellileri Gröndland’a göndermeli” derken nükte mi yapıyordu yoksa ciddi miydi?
Yakup BAROKAS
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Comments