top of page

“Bunca kitap okuduk da aklımızda ne kaldı?”





Geçen hafta iki kez içimize ateş düştü, canım çok fena yandı. İzel Bardavit kardeşimiz 47 yaşında hayatına kıydı. Kendisini tanımıyordum ama alt üst oldum. Çocuklarım yaşında bir genç niye bunu yapar, keşke yapmasaydın, keşke bize emanet edilen bir hayata hangi sebeple olursa olsun küsüp gitmeseydin, güçlüklerle başetmeyi, zor yoldan ilerlemeyi deneseydin.


Sonrasında Facebook’ta yakın bir dostumun oğlu Melih Kohen’in yazısını okudum. İzel’in bir toplum gönüllüsü olduğunu yazmış, müşterek anıları paylaşmış. Melih, “dünyanın en mütevazi, en onurlu, en harbi, en delikanlı, en çalışkan, en ince esprili, en vefalı” kardeşinin Huzur Bahçesinde nasıl karşılanacağını ne de güzel tasvir etmiş…Artık sözün bittiği yerdeyiz.


Beni üzen diğer bir olay da başarılı bir sahne sanatçısının Gülşen Bayraktar Çolakoğlu’nun sarfettiği sözler nedeniyle tutuklanma haberi oldu. (*)


Türk popunu pek izlemem, inadına bütün gün Gülşen’in şarkılarını dinledim, Fenerbahçe seyircisi futbol tribününden “Gülşen!” diye tezahürat yaptı.

(Gökşen’in Yurtta Cihanda Aşk şarkısını linkten dinleyebilirsiniz)





50 yıl önce Ceza Hukuku dersinde bana “demokrasilerde düşünce suçu olmaz” diye öğretildi. Bir söz yüzünden insanların tutuklanmasından ne zaman vazgeçilecek?


***

İYT bünyesinde kitap yazan yazana… yakında Dr. Selim Salti’nin “Kuentos Modernos Djoha” kitabı yayınlanacak, benim “Çocukluğumun Büyükadası 1951-1971” raflara girmek üzere, bir süre önce Dr. Robert Schild’in “Stefan Zweig’in Veda Mektubu”, Rahel Çela Behar’ın “Elimi Tut” adlı kitapları yayınlandı. Yazarımız Dr. Shirli Ender Büyükbay’ın “Senin İçin Evimdeyim” ve Dr. Yosef Sibi’nin “Balat’tan Aşkelon’a Bir Zamanlar Kozmopolit Balat Anıları” adlı kitapları online İYT Kitap sitemizde mevcut. David Levi’nin “Leyla’nın Kahvesi” Montefiore International Literary özel ödülünü kazandı. İYT Aydemir Ay ve Dr. Yılmaz Seçim’in “Komidas Djudias de Edirne” (Edirne Yahudi Yemekleri) kitabını İbranice dilinde yayınlamaya hazırlanıyor.


Peki, diyeceksiniz ki “kitap günümüzde giderek daha az okunuyor, yerini digital yayınlar aldı.” Ayrıca şöyle bir soru soranlar da olabilir: “Bunca kitap okuduk da aklımızda ne kaldı?” Sizlere yine sosyal ağlarda okuduğum kısa bir öyküyü aktarayım:

Bir öğrenci ustasına sorar: “Çok kitap okudum ama çoğunu unuttum. Peki okumanın anlamı nedir? "

Usta o sırada cevap vermez. Ancak birkaç gün sonra, genç çırak ile birlikte nehir kenarında otururken, susadığını söyler ve çocuktan yerde bulunan eski kirli bir elekten kendisine su getirmesini ister.

Öğrencinin bu mantıksız istek karşısında kafası karışır ancak

ustasına karşı çıkamaz ve isteği yerine getirmeye çalışır. Ne var ki çırak ustasına su getirmek için eleği nehre her batırdığında bir adım bile atamaz, çünkü elekte bir damla su bile kalmamıştır.

Çırak onlarca kez dener, kıyıdan ustasına daha hızlı koşmaya çalışır, yine nafile, su elekten dökülür gider. Çırak tükenmiş bir durumda; ustasının yanına oturur ve der ki:

"Bu elekle su yakalayamam. Affet beni ustam bu görevimde başarısız oldum!"

"Hayır," der yaşlı adam gülümseyerek; “Başarısız olmadın. Eleğe bak yeni gibi oldu. Su, deliklerinden süzülürken eleği de temizledi.”

Usta devam etti; “Sizler kitap okuduğunuzda elek gibisiniz.

İçinizde akan tüm suyu hafızanızda tutamıyorsanız da önemli değil çünkü kitaplar içerdikleri fikirler, duygular, sayfalar arasında bulabileceğiniz bilgilerle aklınızda kalmasa bile zihninizi ve ruhunuzu temizler, sizleri daha fazla insan yapar.

Okumanın amacı da budur. "


(*) Nevşin Mengü’nün Yetkin Report’da yayınlanan yazısından Gülşen’in kadın hakları, LGBTI hakları konusunda öne çıkan, özgürlükçü söyleme sahip duruşuyla biraz sembol, biraz da hedef haline geldiğini öğrendim.












Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page