(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)
Bir Pesah Bayramı daha gelmiş çatmış, Seder akşamı telaşı ve heyecanı bayramı kutlayan tüm Yahudi evlerinde hissedilmeye başlanmışken durup bir düşünelim isterim. Bu Seder Gecesi neden diğer Seder gecelerinden farklı olsun? Bu defa ne değişsin?
Öncelikle her zamanki Seder gecelerine bir bakalım.
Tüm ailenin bir arada olduğu ve sofrada geleneksel birbirinden leziz ve hamursuzların başrolde olduğu yemeklerin döşendiği bu gecelerde gözlemlerimce sohbetler şu yönde:
· “Bir matsa 3 dilim ekmekmiş…”
· “Yok. Rav açıkladı bir matsa 2 dilim ekmekmiş.”
· “Tam tahıllı matsa çıkmış gördünüz mü?”
· “Matsanın sindirimi bana çok zor, kolasız gitmiyor. Kolayı uzatır mısın kuzen?”
· “Rejim yine bozuldu. Pesah’tan sonra yine başlayacağız artık, yapacak bir şey yok.”
· “Sara, ay sen hiçbir şey yemedin vallahi. Alsana biraz şu köftelerden.”
· “Yavrum, sen çok seversin bu bimuelosları. Mutlaka ye!”
· “Paşiko senin sevdiğin gibi yaptım minadan, eve de vereceğim sana.”
· “Harosetten yemen lazım yavrum, bayram için. Sevmesen de ye bir parça duası için.”
Pesah bayramında özgürlüğe çıkışımızı kutlarız. Esaretten kurtuluşumuzun sembolü olarak çektiğimiz acıların da mutluluğun da ifadesi aile sofrasında dualar eşliğinde yemeklerle yer bulur. Kereviz yaprağı, sirke ve marula anlamlar yükleriz. Her zaman hatırlatacağım gibi işte sırf bu yüzden bile yemek, çok defa bize kodlandığı haliyle, sadece beslenmekten çok daha fazlasıdır.
Her ne kadar yukarıda yazdığım replikler bizlere aileyi anımsattığı için bir şekilde içlerimizi ısıtıyor olsa da gelin bu Seder gecesi bir şeyleri farklı yapalım.
Çünkü 2021 yılındayız. Çünkü kanıtlanmış şekilde nesillerdir süregelen ve bizlere iyi gelmeyen davranış kalıpları bunlar. Çünkü kendinizle kalıp dürüstlükle düşündüğünüzde sizden başka kimsenin ne yediği ve ne kadar yediği sizleri ilgilendirmez ve karışmamanız gerekir. Çünkü matsaya bakıp kalorisini düşünmek hesaplamak kilo vermek ya da korumak için yeterli değildir, işe yaramaz. Çünkü çocuklarımızı zorla yedirerek onlara sevgimizi ifade etmemiz, sağlıksız alışkanlıkları kırmalarında bir ömür o çocukların başlarına bela olabilir. Çünkü devamlı yemek konuşulan sofralar yeme bozukluğu geliştirme riskini arttırır. Çünkü kola zararı çok kez kanıtlanmış bir içecektir ve bizler 2021 yılında bağışıklığın ve sağlığın kıymetini anlamış olmalıyız ve artık daha akıllıca davranmalıyız.
Bunlar yerine ne yapalım? Soframızda geleneksel ve yağlı, kızarmış çok hamur işi olan yemeklerden sadece 1-2 çeşit bulundurmaya dikkat edelim. Tüm sebzelerin Pesah’a uygun olduğunu hatırlayalım. Öncelikli olarak su olmakla beraber ev yapımı çok az şekerli limonata, maden suyu, şarap dışındaki içeceklere soframızda yer vermeyelim. Kimsenin tabağına karışmayalım. Sevdiklerimizin nasıl göründüklerinden ziyade nasıl hissettikleri ile ilgilenelim. Matsanın karbonhidrat olduğunu bilelim. İstersek dengeli, istersek dengesiz bir şekilde ne yaptığımızı bilerek ve sonuçlarının sorumluluğunu alarak yiyelim. Yemek sonrası tatlıdan ziyade meyvelere yer verelim. Daha evvel söyledim ama öyle önemli ki tekrarlayacağım. Aile üyelerimize hazırladığımız tatlıyı yemeleri için ısrar etmeyelim. Baskı kurmayalım.
Peki o zaman “Bu Seder Gecesi diğer Seder gecelerinden ne şekilde farklı olsun?”
Bu Seder Gecesi özgürlüğe çıkışımız olsun. Yemekle özgür bir ilişki kurmak için ilk adımlarımızı ailecek atalım.
Bonne Fête!
Sağlıkla,
Rosie Sarfati
Comments