Tora’da veba olarak tercüme edilen "Makkah" kelimesi İbranice'de "Kırbaçlamak” (Devarim 25:2) anlamına da gelir. Bu nedenle "Eser Makkot" tam anlamıyla "On Vuruş – On Darbe" olarak anlaşılır.
En baştan söylemem gerekir ki, kutsal metin İsrail’linin sevgili Mısır'ından ayrılmaya hiçbir zaman niyeti olmadığını kuvvetle belirtir. Bunu, İsrailoğulları Mısır'dan ayrıldıktan sonra çölde kaldığı kırk yıllık dönem boyunca tekrar tekrar dile getirmiştir. (Bamidbar 11:18 - 20:5 - 21:5).
Herhangi birimiz bir esir kampından kurtarıldıktan sonra mahkumun bu kamplarda kalmakta ısrar edeceğini hayal edebilir miyiz?
Hayatta kalanların, eski ikametgahlarını yaşamlarının geri kalanını geçirmek üzere harika bir yer olarak algıladıkları için geri dönmek isteyeceklerini kabul edebilir miyiz?
Kutsal Yazılar, Firavun, İsrailoğullarının Mısır'ı derhal terk etmelerini talep etmesine rağmen, aslında ertesi sabaha kadar ayrılmadıklarını belirtir. Bundan yola çıkmak için aceleleri olmadığını varsayabilir miyiz? Bu drama Babil Sürgününde iken ikinci Tapınağı kurmak üzere Bene-Yisrael halkına Yeruşalayim’e dönme izni verildiği dönemde de tekrarlandı.
Kadim Bilgeler, Tora’daki anlatımlar ve hikayeler hakkında her zaman gündeme getirdiği soru şudur: Bu hikayelerin günümüzdeki önemi nedir? Kendi iyiliğimle alakaları nedir?
Bu soru çok uzun süre kulak ardı edildi ve sonuç olarak kişinin İNANCI ile günlük yaşamında ortaya çıkan SORUNLAR arasında bir ikilik yarattı. Bu çağda özgür düşünen erkekler ve kadınlar artık dine karşı dogmatik bir yaklaşımı kabul etmekten memnun değiller. Yani “kabul et ve sorgulama” diyen bir yaklaşımdan.
Yaklaşık ikibin yıl önce Zohar, bu karışıklığın içinde bulunduğumuz Çağ'da olacağını ve insanların anlamlarını ve kendi yaşamlarıyla olan ilgisini tam olarak kavramadan inanç öğretilerini kabul etmeyeceklerini öngördü. Zohar, dünya insanlarını, sorularının herhangi bir cevabı olmama ihtimaline rağmen, nedenini sorgulamaya ve soru sormaya çağırdı.
Kişinin Tora’daki ilkeler ile günlük yaşamdaki uygulamaları arasındaki ilişkiyi anlaması gerektiğini ve bu ilkelerin gözlemlenmesinin zihinsel ve fiziksel sağlığımızı nasıl iyileştireceğini tam olarak bilmemiz gerektiğini savundu.
Onuncu bela, yani “ilk doğanların öldürülmesi” Mısırlılar üzerine geldiğinde, İsraillilerin sevinçli ve mutlu olduklarını
her zaman varsaydık. Kendilerini köleleştiren sözde düşmanlarının yok edilişine tanık oluyorlardı. Ancak Mısırlılar da insanlığın bir parçasıydı.
Manevi bir bakış açısıyla, Tanrı'nın bu eylemini evrenin kabul edilmiş bir ilkesi olarak görebilir miyiz?
Cinayetin Bene-Yisrael’i değil de başkalarını etkilediği için caiz olduğunu varsaymak, düşman sayıldığı sürece herhangi bir halkın bir başkasını yok edebileceğini söylemekle aynı anlama gelmez mi ?
Kaldı ki Tora bize açıkça şu emri veriyor. Asla Mısıra düşmanlık yapma. "Mısırlıdan nefret etmiyeceksin" diyor. (Devarim 23:7) Bu bariz çelişkilerin ışığında, Zohar, Pesah Çıkışında Mısır'da gerçekten neler olup bittiğinin daha incelikli bir tanımını içermesi gerektiğini belirtir.
Bunun ilk yönü, Mısır esaretinden kurtulma kavramının aynı zamanda içsel bir esarete atıfta bulunmasıdır.
Moşe, Bene-Yisrael’e yalnızca Pesah gecesinde mevcut olan bu müthiş Işığı kullanmaları için gerekli araçları sağladı. Bu Işık Gücü o kadar eziciydi ki Şeytani kuvvettin karanlığı (kaos, acı ve ıstırap) geri çekilmek zorunda kaldı. Yılın Her Pesah haftası bu Işık gücü bizim için erişilebilir hale gelir. “Tamamlanmış günler” olarak kabul edilirler. Bu da Tanrı'nın Işığına erişmek için benzersiz bir zaman dilimi anlamına gelir.
İbranice Hamets (mayalı yiyecek) (חמץ) ve Matsa (מצה) aynı harfleri paylaşır. Her ikisinin de Mem’i ve Tzadik’i vardır. Ancak Matsa “HEH” ile biter ve Hamets “HET” ile başlar. Birbirlerine o kadar çok benzerlerki genellikle karıştırılır ve zıt çağrışımlara sahiptir. Hamets yumuşak ve hava ile şişirilmiş ekmekle Matsa ise kuru – yoğun ve sert ekmekle ilişkilendirilir. Hametin “HET” harfi EGO’yu ve Matsanın “HEH” harfi ÖZVERİ’yi temsil eder. Ruh içinde durum böyledir. Hamets (yumuşak) Nefeş tarafından arzu edilirken Matza (sert) daha az tercih edilir. Kurtulmamız gereken yanılsama da budur.
Kadim Bilgeler, arayışımızda bize rehberlik etmesi için özgürlüğe giden 15 adımın ana hatlarını içeren bir kitap bıraktılar. Adı Pesah Hagada’sı….. (Hagada düzeni 15 adımdan oluşur.)
Pesah masasında yer alan Üç Parça Şemura Matza ve Tabağın kendisi ile birlikte içinde yer alan 6 malzeme toplam 10 parçalık bir düzen oluşturur bu da bizleri bilincin 10 seviyesine bağlar.
Atalarımız TEVEN’i (תֶּבֶן) – yani SAMAN’ı > TEVUNA’ya (תְּבוּן) - yani zihninde "KAVRADIKLARINI" kalbinde "ÖZÜMSEYEBİLME" kudretine erişebildikleri için Mısır’dan çıkabildiler.
Bu nedenle her yıl Pesah Bayramı için yapılan hazırlıklar bir yük veya uyulması gereken bir kural olarak değil, bir fırsat olarak görülmelidir.
Sevgilerimle - Shabat Shalom
Rabi. Yishak BİLMAN (z”l) & Moşe PASENSYA
Comments