SHALOM LACH ERETZ (SELAM SANA ÜLKE)
Moriach Zarchia’nın yazıp yönettiği, Cameri Tiyatrosu’nda sahnelenen “Shalom Lach Eretz” oyunu şöyle başlıyor; “Ladies and gentlemen, the flight will begin to take off shorthly. Please take your seats and fasten your seatbelts. “
90 dakika süren ve tamamı genç kuşak oyuncuların-"The Cameri New Generation"- sahne aldığı oyunda dört ayrı hikâye aktarılıyor.
Bu hikayelerin ortak tarafı her birinde İsrael’i terk eden, “yerida” yapan gençlerin serüvenlerinin güldürü tadında ele alınması. İlkinde humus dükkânı açmak için Berlin’e taşınan iki eşcinsel erkek Alman okuluna giden ortak çocukları yüzünden yuva öğretmeni ile tartışırlar. Öğretmenin oyunu inanılmaz başarılıdır.
Paris'te yaşamayı hayal eden genç bir kadın, Dubai'de asansörde takılı kalarak İran’ın ağına düşdüklerini sanan hightech’çiler ve Atlanta'da yaşama ayak uydurmaya çalışan dört çocukluk arkadaşı… Salt reformist sinagogda geçen olağanüstü bir performansın sergilendiği sahne için bu oyun izlenmeye değer…
“Shalom Lach Eretz”, İsrael'in sadece bir ülke değil, aynı zamanda bir zihniyet olduğunu keşfeden Y kuşağına mizahi bir bakışla ve çok başarılı bir şekilde yaklaşmakta.
Oyuncular: Tom Gal, Chen Gerti, Dor Harari, Tom Chodorov, Uriah Yablonovsky, Or Lombroso, Roni Netanel, Maya Koren, Yali Rosenblit.
HATIRLA SEVGİLİ
Bu kez sanat köşesinde “Bir Film” tanıtımında 68 bölümlük 2006-2008 yılları arasında ATV televizyonunda yayınlanan eski bir diziye yer veriyorum. Çünkü 16 yıl gecikme ile izlediğim, tüm acemiliklerine rağmen, Tomris Giritlioğlu’nun danışmanlığını yaptığı, Nilgün Öneş, Şebnem Çitak’ın senaryosunu kaleme aldığı, Ümmü Burak’ın yönettiği “Hatırla Sevgili” dizisi romantik bir aşk hikayesinin yanı sıra Türkiye’nin yakın darbeler tarihini ele alması yönünden izlenmeye değer.
Okan Yalabık- Beren Saat- Cansel Elçin
Dizi, siyasi görüşlerinin farklılıkları sebebiyle araları açılmış iki eski dost olan Rıza ve Şevket'in çocuklarının birbirlerine aşklarının ilgili dönemin siyasi gelişmelerinden nasıl etkilendiğini anlatmaktadır. Bu aşkla birlikte, 27 Mayıs Darbesi, Adnan Menderes'in idam edilişi ve 27 Mayıs sonrası gelişmeler aktarılırken, konu karakterler üzerinden ilerlemektedir.
Dizi ilerleyen bölümlerde, 1960'ların sonları, 1970'lerin başlarındaki sağ /sol öğrenci grupları arasındaki çatışmalara ve daha sonrasında yaşanan çeşitli siyasi gelişmelere,12 Mart Muhtırası gibi olaylara yer vermektedir. Sık sık dönemin yayın organlarının haberlerinden kesitler sunulan dizide Rıza Ünsal karakteriyle demokrat partililerin sıkıntılarına dikkat çekilirken, Defne, Deniz ve Harun karakterleriyle devrimcilerin yüzleşmek zorunda kaldıkları durumlar tarafsızlık içinde yansıtılır.
Dizi 12 Eylül Darbesini ve darbenin oluşum sürecini de anlatmakta, 68. bölümde devrimci bir gencin suçsuz yere idam edilişi ve tüm karakterlerin Büyükada'da toplanmasıyla son bulmaktadır.
Zaman zaman belgesel filmlerle gazete kupürlerinin kullanıldığı üç kuşak üzerinden 50’li yıllardan 80 darbesine kadar uzanan bu dönem dizisinde oyuncuların hiç yaşlanmamaları oldukça sırıtıyor. Ahmet rolündeki Cansel Elçin değişmeyen yüz ifadesiyle çok kötü bir oyun sergilemekte – Elçin’in oyunculuk yerine sinema kariyerini senaryo yazarak ve yönetmenlik yaparak sürdürmesi isabetli olmuş – Yasemin rolündeki Beren Saat’in de oyunculuk yaşamının başlangıcında oldukça deneyimsiz olduğu gözlemleniyor.
Her halükârda, Türkiye’nin acılarla dolu yakın tarihini kuşaktan kuşağa romantik aşk öyküleriyle bir içiçelik içinde sunan ve Büyükada’dan nostaljik manzaraların yer aldığı diziyi seyredin derim.
Yakup BAROKAS
Comments