top of page

Dönüşen Değil Dönüştüren Ada HYDRA'ya tekrar gitmek gerek



Sadece yeni bir hayat konsepti edinmem gerekiyor.


"Herşeyden Biraz"

yerine sadece

"Bir ve içinde Herşeyi olan"


Yollar insana çok şey öğretiyor.

Yabancı kültür ve coğrafi bilgileri saymıyorum bile…

Dünyayı gezme bilme heves ve arzusu O kendini keşfetme yolculuğumuzun sadece bir parçası.


"Herşeyden biraz" ufkunu alabildiğince açarak yaşadığım uzun soluklu, bol programlı, geniş kapsamlı, eylem planlamalı, strateji içerikli, tasarım silsileli bir kurguyu hayata geçirmeyi başardım mı Tel Aviv'den yola çıkıp Atina ve Istanbul'u kapsayan gezimde?


Birşey eksikti.

Bir'in bütünlüğü.


O Bir'in parçalarını tek tek topluyor, yerine diziyor, sırayı yeniden düzenliyor, büyük resmi tekrar görmeye odaklanıyorum.


Mitolojik, karizmatik, sofistike bir şehri 5 güne sığdır, hisset, anla, yaşa, ardından yeni bir yol haritasının izini sür!


O yol haritasının izi sürüldü ve hakkı verildi ama öncesinde o eylem planına dahil olmayan bir şey oldu... yüreğinin götürdüğü sese kulak verip ...Atina Ege sularının içinde nasıl bir cevher varmış dedirten ... bir Ada keşfedildi!


Hydra Adası!


Oldum olası bir ada düşkünüyüm hayatının 35 yazını Heybeliada'da geçirmis biri olarak...

Tüm büyük kıtalara ve etrafını çevreleyen denizlere rağmen tek başına ayakta durmayı ve kendi yaşam tarzını yaratmayı başaran adalar beni hep büyüler.

Bu sendromun bir ismi bile varmış: ‘İslomania’ : Yani bir adada, denizle çevrili küçük bir dünyada olduğunu bilmek ve bundan zevk almak.

Adaların her birinin kendine ait doğası, karakteri, insanları, hikayeleri, ruhu vardır.

Zamanın neredeyse durduğu, binaların seni ezmediği, kalabalıklarda kaybolmadığın yerlerdir Adalar.

İşte bu yüzden O adanın zamanına geçip, onun ritmiyle hareket etmeye özen gösteririm.

Ve beraberce yaşayan ve neredeyse her gün yüz yüze bakan bir avuç insan olan adalılar, sularla çevrelenmiş ve dışarıya kapanmış yani sınırlılık bilinci ile, adanın sunduklarıyla yetinmeyi, sahip çıkmayı, şükretmeyi bilirler.

Hiçbir zaman gün batışını kaçırmadığım adalarda ben kendimi güneşin doğuşu ve batışı gibi, en doğal halimde hissederim.

Yunan Adası Hydra da bugüne kadar kendimi en doğal, en özgür, en mutlu hissettiğim yerlerden oldu.




Atina'nın güneyindeki ArgoSaronik Körfezinde yer alan Saronik adaları bilmediğimiz bir Saronik Yunanistan.


Aegina, Agkistri, Spetses, Hydra, Poros, Salamina ve Methana yarımadası, güney Yunanistan'daki Argosaronik Körfezi'nde Atina'ya yakın küçük cennetler!


Yunanistan’da toplam 6.000 ada var, sadece 200 adedinde yaşam mevcut.


En büyük 4 ada, sırasıyla Girit, Eğriboz, Midilli ve Rodos.

Günü birlik gittiğim Hydra ise ilk 30’da bile değil, hepimizin bildiği Kos’un, ki o da minicik bir ada, onda biri kadar bir yer kaplıyor. Peki Hydra’da ne var ki dünyanın her yerinden bu kadar çok insanı kendine çekiyor, giden unutamıyor?


Pire limanından günlük feribot bağlantısı, tüm yıl boyunca rahat ve kolay erişilebilir bir destinasyon haline getiriyor HYDRA’yı.


Buradaki ziyaretçiler hem doğal güzelliğin, tarihi hazinelerin ve eşsiz mimarinin, hem de göz alıcı, romantik atmosferin tadını çıkarıyorlar.


Ada bir yamaçlar silsilesi.

Yamacın en tepesinden başlayarak boncuk boncuk amfiteatr şeklinde inşa edilmiş Hydra Adası’nın liman köyü.

Yunanistan'ın belki de en romantik yerlerinden biri.


Geleneksel taş konaklar, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklar, içiçe geçmiş yollara nefes aldıran meydanlar, limandan uzaklaştıkça sessizliğin sesi, bisiklet dahil tüm motorlu taşıt yasağı, toplu taşımada katır, eşek ve at kardeşliği, Hydra'nın zaman içinde donarak farklı bir boyutta yaşıyor izlenimini veriyor.





Bu adayı Katır Adası ismiyle de adlandırmak mümkün.

2000 kişilik nüfusu kadar katır eşek ve at barındırıyor toplamda Hydra adası.

Ada, büyük denizcilik ve ticari faaliyetleri sayesinde geçmişte olağanüstü bir ekonomik büyüme yaşamış. Hydra adası yerlileri, güçlü deniz filoları sayesinde 1821 Bağımsızlık Savaşı'na da önemli ölçüde katkıda bulunmuşlar.

En ilginci ise bu denli küçük bir adanın beş Yunan Başbakanının doğum yeri olması!

Önemli ailelere (Voulgaris, Kountouriotis, Tombazis, Kriezis, Bountouris vb.) ait olan ve İtalyan zanaatkarlar tarafından yaptırılan gösterişli taş konaklar, adanın geçmişte yaşadığı zenginlikleri gözler önüne seriyor.


Bugün bu konakların çoğu, Hydra'nın Tarihi Arşiv-Müzesi de dahil olmak üzere adanın müzelerine ev sahipliği yapmakta.

Adanın etrafına yayılmış 300 kilise ve 6 manastırın yanı sıra adanın çeşitli tarihsel kahraman kişi heykelleri ve sembolik ortaçağ topları adanın geçmiş günlerine saygı duruşu gibi...


Geçmişiyle barışık, doğasıyla uyumlu bir atmosfer bir anda insanı cezbediyor, o doğal ortamın bir parçası olduğunuzu hissediyorsunuz.





Hydra'nın özellikleri bu kadar değil!

Aynı zamanda bir yatçılık cenneti ...


Ama daha en çarpıcı noktaya değinmedim!


Hydra adasının bir anlamda Leonard Cohen'le özdeşleşen bir hikâyesi daha var.


60'lı yıllar !...Yağmurlu kasvetli bir Londra kışında, Leonard Cohen hayli vaat edici bir Yunan adası posterinin izini sürer.

Çok geçmeden Hydra adasının emsalsiz atmosferinde bulur kendini.

Anneannesinden miras kalan 1500 dolarla dik bir yamaçta, çokça esintili 200 yıllık izbece bir ev satın alır ve böylece adaya yerleşir 26 yaşında.

Elektriğin suyun kademeli verildiği, konfor şartlarının en alt düzeyde olduğu yıllardır bunlar.


Burada kaldığı 10 yıl boyunca Léonard Cohen, ilhamı bol bohem ve artistik bir dünya kurar kendine. O dönem Hydra adası, dünyanın isim yapmış entelektüel bir çevrenin uğrağı haline gelir.


“L. Cohen hayatının aşkı Marianne Ihlen'le burada tanıştı.

Burada yazdı tanınmış parçalarını "Bird On a Wire " ve "So Long, Marianne"...


Ve Hydra'nın hikayeleri bitmez...

1957'de çekilen ve başrolde Sophia Loren'in oynadığı “Boy on a Dolphin” filmi sayesinde tüm dünyada genel bir üne kavuşmuş Adamız Hydra...ve Ege'nin tam damarından Yunanistan!


Hikâyeler güzeldir ama adanın sunduğu güzellikler esasen doğasında, plajlarında, otellerinde ve tabii ki mutfağında...

Akdeniz ve Yunan Mutfağının lezzetleri ile dolu, pitoresk köycükler, gün batımı manzaralarında eşsiz yemek deneyimlerini yaşatan kafeler restoranlar var burada...


Ada limanının arkasında kalan bölümde, o yürüyüş yollarında, pastoral birtakım patikaları, bir anda tepelik alandan kıyı seridine açılan sürpriz merdivenleri, gün batımı izleme duraklarını, metruk bir yapının duvar kalıntılarını keşfetmek gerek…


Hydra'nın daracık sokaklarında kaybolmak gerek…



Spilià, Limniòniza, Mandráki, Bisti, Vlychòs, Hydronéta, Kamini, Plakes taşlık Plajlarına ya yürüyerek ya da deniz taksisiyle gitmek gerek….


Ve aslında Dönüşen değil Dönüştüren Ada Hydra'ya tekrar gitmek gerek.



“Bir ve içinde Herşeyi olan: Hydra”


Hydra : Su : H2O




















Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page