BENİM HİKAYEM- MICHELLE OBAMA
Yakup Barokas
Amerikan Birleşik Devletlerinin First Lady’si Michelle Obama’nın Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra kaleme aldığı “Benim Hikayem” adlı biyografisi 10 milyon okura ulaştı. Kitabın tanıtımı için uzun bir turneye çıktı, binlerce kişiye seslendi, kitap imza günlerinde önünde uzun kuyruklar oluştu, herkesin elini sıktı, hatırını sordu.
Hem kitabı okudum, hem de Netflix’te hakkında hazırlanan bir buçuk saatlik belgeseli izledim. Çocukken, bir köpeğinin, içinde merdivenleri bulunan bir evinin olması gibi basit özlemleri bulunan Michelle Obama’nın cesaret ve açık yüreklilikle anlattığı hikayesi okura şu soruyu sorduruyor: Ben kimim ve kim olmak istiyorum. Michelle, Beyaz Sarayı terk ettikten sonra yeni hayatına alışmaya çalışmıyor, kaldığı yerden kendisine yeni bir yön, yeni bir yaşam seçiyor.
Michelle Robinson küçük bir kızken, abisi Craig’le aynı odayı paylaştığı evden, kovalamaca oynadığı parktan, ebeveynleri tarafından korkusuz biri olarak yetiştirildiği Chicago’nun Güney Yakası’ndan ibaret bir dünyası vardı. Babası zenginlere kuşku ile yaklaşan, kibirli insanları sevmeyen, ilerleyen MS hastalığı hakkında hiç konuşmayan, işini bir gün bile aksatmayan Afro-Amerikalı yoksul bir işçiydi.
Michelle, okulun yüksek öğretim danışmanıyla görüşmeye gittiğinde, danışmanın onun not çizelgesine bile bakmaksızın, baştan savma bir tavır ve küçümseyici bir gülümsemeyle, “Bence, sen Princeton’da yapamazsın!” sözlerini hiçbir zaman unutmadı. Ama çok geçmeden hayat onu ileriye taşıdı; ortamdaki tek siyah kadın olmanın nasıl bir his olduğunu ilk kez öğrendiği Princeton Üniversitesi’nin koridorlarından, Harvard Hukuk Fakültesine ve güçlü bir şirket avukatı, Sidley&Austin hukuk firmasında çalıştığı camdan iş kulesine taşıdı…
Sonra bir yaz sabahı Barack Obama adlı bir hukuk fakültesi öğrencisi karşısına çıktı, onun danışmanlığını yüklendi ve özenle oluşturduğu bütün planları değişti.
Michelle Obama bu kitapta, eşinin hızlı siyasi kariyeriyle işi ve ailesi arasındaki dengeyi kurmaya çabaladığı evliliğinin ilk yıllarını, evlilik danışmanına gidişini anlatıyor. Bizi kocasının başkan adayı olma kararının arkasındaki mahrem tartışmaya ve ardından kampanya sırasında popüler ama çok eleştirilen bir figür olarak oynadığı role dahil ediyor.
Ailesinin uluslararası spotlar altında gerçekleşen ve tarih değiştiren yükselişini, Beyaz Saray’da geçirdikleri sekiz önemli yıl boyunca o ülkesini, ülkesi de onu tanırken, perde arkasında yaşadıkları capcanlı hikâyeyi zarif, esprili ve alışılmadık bir samimiyetle dile getiriyor.
Gençlik yıllarında Princeton üniversitesinde oda arkadaşı bir beyazın annesinin, sırf siyah tenli olduğu için kızının odasının değiştirilmesini yönetimden istediğini unutamıyor.
“Dünyanın en güçlü kadını olarak yüceltildiğim kadar, kızgın zenci kadın olarak aşağılandım da…” diyebiliyor ve first lady olmanın da ırkçılıktan nasibini almayı engellemediğini şaşırtıcı bir şekilde ortaya koyuyor; “Ne kadar popüler görülsem de insanların sırf derimin renginden dolayı hakkımda sahip oldukları önyargılar peşimi bırakmıyor gibi hissediyordum.” diye yazıyor hatıralarında…
Çevresinin ne denli iki yüzlü, riyakâr insanlarla dolu olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: “Kocama demediğini bırakmayan insanlarla aynı fotoğraf karesinde gülümsedim; ABD Kongresi’nin bir üyesi, oturum sırasında popomla alay etti. İncindim, öfkelendim. Ama çoğu kez gülüp geçmeye çalıştım.”
“Benim Hikayem” bizi Chicago’nun Güney Yakası’nın mütevazi yaşamından Buckingham Sarayı’ndaki balo salonlarına, babasını çok genç yaşta kaybetmenin yürek donduran yasından, zorluklar karşısında müthiş bir dirence doğru götürüyor; özüne uygun yaşamak için çabalayan, tüm gücünü ve sesini yüksek ideallere öncülük etmek için kullanan tarihi bir figürün ruhunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Yazımızı yine Michelle Obama’nın aşağıdaki çok anlamlı bulduğum sözleriyle noktalayalım:
“Bana açılmış her kapı için ben de başkalarına kapı açmaya çalıştım. Belki o zaman daha az korkmaya, daha az yanlış çıkarımlar yapmaya başlar, bizi gereksiz yere bölen önyargılardan ve klişelerden kurtuluruz. Belki ortak yanlarımızı daha iyi kurcalarız.”
BENİM HİKAYEM- MICHELLE OBAMA
Mundi Yayınları/2019
Comments