Şabatlarımı gözetin ……….. Vayikra 26:2
Bu peraşa benzersizdir. Çünkü emirler Sinay dağında verilmektedir.
Bear peraşası bize her yedi yıldan sonra dünyanın ŞABAT'ı kutlayacağını söylüyor. Toprağın özgürlüğünü hatırlatıyor. Ve yedi çarpı yedi yıldan sonraki yıl KİPPUR gibi Özgürlük ilanı olacak diyor.
Philadelphia’daki Independence Hall’de (Bağımsızlık Salonu) bulunan Özgürlük Çanı’nın üzerinde yer alan tek satırlık yazı bu haftaki Bear Peraşasından alıntılanmıştır. “Bütün ülke halkı için özgürlük ilan edeceksiniz”. (Vayikra 25:10)
Herkes evine gidecek. Köleler serbest kalacak. Sınıf ve zenginlik arasındaki katı ayrımlar yumuşayacak. Zengin ve fakirler yeniden buluşacak ve eşit oldukları hatırlanacak.
Bear'ın kutsaması, servet biriktirme ve mülk sahibi olma sürecinin ayrıntılı bir oyun olduğu dersidir. Tanrı bize şunu hatırlatır: “Toprak Benimdir; sen bir yolcu gibi sadece geçiyorsun.”
ŞEMİTA ve YOVEL yani Şabatikal Yılı (yedi yılda bir) ve Jübile Zamanı (kırkdokuz yılda bir) Tanrı bu oyunun kontrolden çıkmaması, adil oynanması, hırslarımız yüzünden kimsenin acı çekmemesi ve bu sürecin eğlenceli olması gerektiğini hatırlamamızı sağlamanın bir yolunu veriyor.
Arazi dinlenince, onu nasıl kullanabilirim diye bakmayı bıraktığımızda toprağı tanımaya ve sesini duymaya başlayabiliriz. Onun sesini duyduğumuzda karşılık verebilir ve sorumluluk sahibi insanlar olabiliriz.
Çoğu zaman bir şeyler edinerek bir güvenlik duygusu oluşturmaya çalışırız. Güvenlik arayışımız çoğu zaman "asla yeterli değil" dramasına dönüşür.
Daha fazla zenginliğe ve bilgiye sahip oldukça güvenlik bizden kaçmaya devam eder. Güvensizlik bizi daha fazlasını elde etmeye ittiğinden tüketici olmaya şartlanırız.
Bear bize farklı bir güvenlik türünü öğretiyor. Yedinci yılda toprağı nadasa bıraktığımızda yani daha fazlası için takıntımızın kölesi olmadığında, onunla gerçek anlamda ilişkiye girebiliriz. Karşılıklı adım atarız ve güven doğar.
Toprağın sesini sadece bir kez duyabilirsek, herşeyin aslında kılık değiştirmiş Tanrı olduğuna dair farkındalık oluşur ve oyun tarzımız değişir.
Ömrümüzde kısa bir süreliğine maskelerimizi indirebilirsek Yüce Tanrı’nın bizleri oynadığımız rol, yaptığımız iş veya edindiğimiz şeyler için değil gerçek özümüz için sevdiğini bileceğiz.
Bunu bilmek birbirimizi aynı temel şekilde görmemizi ve sevmemizi sağlar. Yovel hayatın anlamını bize fısıldarken bizi çırılçıplak soyuyor.
Bize şu soruyu soruyor. “Şofar çalmaya ve Jübile bilincini edinmeye hazır mısın? Her şeyi bırakıp Tanrı’daki gerçek evinize dönmeye hazır mısınız?
Olurda birgün kendinizi ormanda tek başınıza yürürken bulursanız, tüm duyularınızı açın ve Tanrı'nın Varlığına bağlılık sözlerinizi fısıldayın.
Her zaman içinizde bulacağınız karanlığı temizleyeceğinize söz verin. Sizden önce bu yolda (topraklarda) yürüyen kadim atalarınızla ve gelecek nesillerle konuşun.
Konuşmanızı bitirdiğinizde sessizce oturun, dinleyin ve işaretleri izleyin. Her esinti, her böcek, her bulut, her ses ve koku sizin alıp anlamanız için bir mesaj taşır.
Her şeyi kişisel olarak alın ve doğanın (Teva = Elokim = 86) sizinle kendi dilinde konuştuğunu bilin.
Sevgilerimle - Shabat Shalom
PASENSYA
Opmerkingen