Netflix platformunda yer alan “The Last Dance” (Son Dans), Chicago Bulls basketbol takımına odaklanan 2020 yılı yapımı bir Amerikan spor belgesel mini dizisi.
Takımını sekiz yılda altı NBA şampiyonluğuna taşıyan Michael Jordan'ın ruhunu araştırıyor. Onun rekabetçiliğine - umutsuzca kazanma ihtiyacına - ne olursa olsun herkese karşı ve her şeyde en iyi olma zihniyetine (ihtiyacına) odaklanıyor.
Gerçekten Jordan gibi olmak istermisiniz?
Hayatı bir dizi yarışma olarak yaşamanın bedeli çok yüksektir; uzun vadede alınan ödüller bile buna değmez.
Bene-Yisrael’i çölde rahatsız eden asıl sorun buydu. Bealoteha, Tanrı'nın onlara her sabah gökten sağladığı ekmek olan Manna’dan nasıl şikayetçi olduklarını ve bunun yerine Mısır'da keyif aldıkları çeşitli yiyecek çeşitlerini arzuladıklarını anlatıyor. (Bamidbar11:4-5)
Her kişi günde bir porsiyon alıyordu, o gün için yeterli rızıkı sağlıyordu, ama daha fazlası için değil. Sonuç olarak, her günün sonunda doymuş olsalar da hiç kimse kendisini özellikle müreffeh veya rahat hissetmiyordu.
Çünkü komşularından daha fazlasına sahip değillerdi. Daha da önemlisi, herkesin yeterince yiyeceği olmasına rağmen, kendilerinden daha azına sahip olan kimseyi görmedikleri için o bolluk duygusunu hissetmiyorlardı.
Hayatı bir dizi yarışma olarak gören, insanları kazananlar ve kaybedenler olarak ayıran bir zihniyete hapsolmuş olan bu kişiler, Tanrı herkesin eşit şekilde gelişmesini sağladığında perişan olurlar.
Bir zamanlar "Siyahların Hayatı Önemlidir" protestolarına "Tüm Hayatlar Değerlidir" yanıtını verenler arasındaki ayrılığı hatırlayın.
Bene-Yisrael, politika dışında hemen hemen her alanda başarılı olmasına rağmen "sağ" ve "sol" etiketlerine olan derin bağlılığı nedeniyle herşeyin nasıl gereksiz yere sıfır toplamlı bir yarışmaya dönüştüğünü hatırlayın.
Tora bölümünün sonunda, liderlik yükünü paylaşmak üzere 70 ihtiyarı atadıktan sonra Moşe, Eldad ve Medad adlı iki kişinin daha kampta peygamberlik ettiğini duyar.
Moşe'nin öğrencisi Yeoşua (Genç) dehşete düşer ve onları şikayet eder. Ancak Moşe bu duruma itiraz eder ve "Keşke Tanrı'nın tüm halkı peygamber olsaydı" diye yanıt verir. "Tanrı onların üzerine kendi ruhunu koysaydı." diye ekler.
Evet…….. Eldad ve Medad'ın kehanet mesajını duymak Moşe için kolay değildi. Çünkü onun vaad edilen topraklara ulaşmadan önce çölde öleceğine dair bir kehanet sayılırdı.
Buna rağmen Moşe, daha güçlü seslerin yaratılmasının daha büyük iyiliklerin yararına olduğunu anlamıştı.
Moşe, hayatı Siyah ve Beyaz görmesine rağmen Gri alanında yaratılması gerekliliğini biliyordu. Moşe’nin Yeşu’ya verdiği bu cevap bizi kendi dünyamızda dinlemesi zor olan sesleri de dinlemeye zorluyor.
Bizim için bunları duymak ne kadar zor olsa da, küçük kırgınlıkları ve şikâyetleri aşıp daha iyi bir geleceğe doğru hareket etme kapasitesi olan bir dünya yaratmak zorundayız.
Uyumla, birlikte…….
“Erdemliler karanlıktan şikayet etmezler, ışığı çoğaltırlar; kötülükten şikâyet etmezler, iyiliği artırırlar; sapkınlıktan şikâyet etmezler, fakat imanı artırırlar; Cehaletten şikayet etmezler, bilgeliği artırırlar.” Rav Kook
Sevgilerimle - Şabat Şalom
Moşe PASENSYA
Comments