top of page

BAŞARI HAYATIN MERKEZİNDE Mİ?



 

 

Ne çok korkarız başarısız olmaktan…Sanki ayıpmış gibi…Sanki hiç bir konuda başarılı olamamış gibi… Başlarız hayıflanmaya başlarız kendimize sövmeye…Başarısız olduk mu ilk soruyu kendimize sormak yerine, dış etkenlerde ararız sebeplerini… Ya hava şartları elverişli değildir, ya doğru coğrafyada değilizdir, ya ailemizden birileri bizi engellemiştir, ya dostlarımız desteklememiştir. Kendimize sormayız ne kadar çabaladık? Ne kadar zaman ayırdık? Yeterli eğitimi aldık mı? Doğru ilişkiler kurduk mu? Cevaplar bizi ürkütür.

 

 

Halbuki yenilgi ve başarısızlıklar bizlere nerede yanlış yaptığımızı gösteren tarihi bir derstir. Eğer ders çalışma ve ders alma yetisine vardık ise eksilerimizi gidermenin yolunu buluruz. Her zaman bir karşı taraf olacaktır. Stratejileri ile, bilgi birikimi ile, karakter özellikleri ile bizi durduracak, bizden başka bir biz yaratmaya çalışacak birileri. Bu durum hayatın her katmanında geçerlidir. Yenilgiyi kabul etmek gerçekten bir erdem olabilir. Ama bazen ortada gerçek bir yenilgi yoktur. Sadece yaşamın doğal akışı vardır. Bir ırmağın doğal akışı içinde akışının değişmesini düşünmek ırmağın yenilgisi değil bunu isteyenlerin hırsları olarak görülebilir.

 

 

İşte tam da bu noktada “su akar yolunu bulur” deriz. Gerçeği yansıtmayan yanlış düşünceler üzerine kurulmaya çalılışılan düzenler acı verir sorun yaratır. Yaşamımızı gerçeğimiz ile bağdaşmayan düşünceler üzerine kurduğumuzda öykü hazin biter. Beklentiler ve değişen dünya düzenine ayak uydurmak üzerine yapılan çalışmalarda kişinin kendisi hakkında beklentilerin gerçekçi olmasına farkındalık deniyor.

 

 

Her insan yaşamı içerisinde bir işi başaramama konusunda endişe duyabilir hatta uykuları bile kaçabilir. Ancak bu konuda gündelik yaşantınız sekteye uğruyor ise “başarısızlık fobisinden” mustarip olabilirsiniz. Unutmayın böyle bir fobiye sahipseniz gerçek potansiyelinizin altında performans gösteriyor olabilirsiniz. Bu durum aynı zamanda harekete geçmenize de engel olur. Bilmeniz gereken başarısızlığın yaşama dair olduğudur. Başarı korkusu olanlar genellikle mükemmeliyetçi insanlardır.  Mükemmeliyetçi birinin beklentileri gerçekçi değildir onların standartlarını yakalamak zor olduğu kadar zaman zaman da imkansızdır. Ayrıca desteklenmeyen çocuklar zamanla denemekten de vazgeçerler. Öğretmenlerin ve ebeveynlerin beklentileri bu konuda çocukların gelecekteki davranışları üzerinde çok etkilidir.

 

 

Bu iki kavram her ne kadar birbirlerine zıt gibi görünsek de aslında birbirileri ile iç içe geçmiştir. Başarının sırrının geçici başarısızlıklardan geçtiğini söyleyenler başarı odaklı yaşarken yaşamın esas derinliğinin hayatta kalma olduğunu biliyorlar. “İşler pek planladığım gibi gitmedi, ama olsun şimdİ tekrar çay demleriz” diyenlerin sınıfın en çalışkan ve en yüksek notlu öğrencilere ait olmadığını görüyoruz. Onlar okul çağında yakaladıkları başarıyı gerçek hayata yakalamıyorsa hayata küsenler, içine kapananlar grubuna dahil oluyorlar. Notları hep sınırda olanlar ise bir gün aldığı not ne kadar düşük olursa olsun diğer bir gün sınıfı geçmek için gereken motivasyonu yakalayacaklarını ve ileriye gideceklerini biliyorlar.

 

 

Başarsızlıklar sizi büyütür ama dikkat kendi kelimelerinize dikkat edin. Olmadı yerine bir dahaki sefere daha iyi olacak demeyi deneyin.Yenilgiler  hüzünlü zaferlerdir diyenlere kulak verin. Mutlaka bir gün….

 

 

 

 






Etiketler:

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page