top of page

BAKTIM AMA GÖRMEDİM












Sen hiç kırmızı ağaç gördün mü?

Sen hiç sabah kalktığında bir kuş cıvıltısı duydun mu?

Bu sorulara sanki ağaçları defa görüyormuş gibi, kuşları da ilk defa duyuyormuş gibi cevap arıyoruz. Cevap aslında görmekte veya duymakta değil. Cevap bakıp da görememekte, işitip de duyamamakta.



Yıllardır tabiata bu sene baktığımız gözle bakmadık. Çünkü vaktimiz yoktu. Koşuşturmaktan ayaklarımız şişti ve yorulduk. O kadar yorulduk ki yanıbaşımızda olup biten ile ilişkimizi kestik. Sonbahar’da ağaçların o güzelim renkleri bizim için sanki Pisaro’nun tablolarında vardı sadece. Ya kuş sesleri o da bestecilerin eserlerinde kalmıştı. Sanki hayaldiler ve gerçekten varolmamışlardı.



Ve birden bu yıl hepsini görür işitir olduk.

Bakmak ve işitmek sağlıklı göz ve kulağa sahip her insanın yapabileceği birer eylem. Görmek ve duymak için sağlam bir yürek lazım. Bakmak bir şahitliktir, görmek ise derinlik.



Görmek anlamlandırmaktır. Bir ressam ile, bir fotograf sanatçısı ile aynı yöne bakabiliriz. Ressamın tuvale yansıttıkları, fotograf sanatçısının deklanşöre basma anı bizim hiç de aynı değildir. İşte bu bazen bu yüzden aynı ortamı paylaştığımız dostlarımız ile sonradan konuştuğumuz zaman şu dialog ile karşılaşırız. “İkimiz geçekten aynı tarihte aynı saatte odada mıydık” Bu noktada beynimizin bize bir oyun oynadığını düşünebiliriz. Bu durum bilimsel olarak “algıda seçicilik” diye adlandırılır. Bizler hepimiz bakar bakar dururuz ama baktıklarımızı ilgimizi çeken ile eşleştirir, zihnimize kazırız.



Güzel bir sofrada yemeğe düşkün biri ne yediğini hatırlarken, modaya düşkün bir hanım masadaki herkesin giydiğini beynine kazır, sohbet etmeyi seven anlatılan fıkraları hatırlar. Ev sahibi servisin düzgün gidip gitmediği ile ilgilenir, aşçı tuzun fazla kaçıp kaçmadığı ile yaşlı kadın yediklerinin akşam midesine dokunup dokunmayacağı ile ilişkilendirir geceyi. Sözün kısası kişi sayısı kadar bakış açısı vardır.



Basit ve sıradan şeylerin ardındaki güzellikleri ıskalayan yalnız mutsuz ve huzursuz şehirli insan size sesleniyorum. Doğanın harikalarını gör, bir bebeğin büyüdüğünü izle.


Kendi evinin konforunun farkına var. Dışarıda olup biten ile ilgilen çığlıkları duy ve ilgisiz kalma







Etiketler:

コメント


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page