top of page

Bahar Geldi, İsrail’i Baştanbaşa Katetmeye Var mısınız?



(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)



Coğrafyasının tüm darlığına ve yarısının çöl olmasına rağmen Eretz’in büyük bir avantajı var: Kuzeyde Metula’dan, güneyde Eilat’a 400 km’yi aşan uzunluk harika bir doğa, renk ve bitki çeşitliliğini kapsıyor. Hermon Dağının 2224 metresindeki karlı zirveden, Ölü Deniz’in (-) 417 m. kaynar suyuna toplam derinlik de 2800 metrelik dikey düşüm demektir.


İyi ki İsrail’in konumu yatay değil. Öyle olsaydı batıdan doğuya, yukarıdan aşağıya iklim koşulları ve topoğrafik farklılıklar pek ilginç olmazdı. Oysa ki Lübnan sınırından Kızıldeniz’e mesafesi, Akdeniz’e açılan 170 km sahili, ortasında 1000 metreye çıkan yüksek yaylası, muazzam bir yürüyüş ve keşif daveti yapıyor buraları yakından tanımak isteyenlere.


Uzun süreden beri ülkeyi baştanbaşa kateden İsrail Ulusal Yolu (Shvil Yisrael) gözümde tütüyor. 1000 km’nin yolun tamamını bitirmem artık bahis konusu değil. Fakat okuduğum bir kitap (Angels and Tahina – Melekler ve Tahin – Tzippi Moss) yürüyüş ve macera aşkımı yeniden canlandırdı. Kadın yazar, eşi ve oğlu ile birlikte 2 aylık sürede İsrail’i kuzeyden güneye, arada bir soldan sağa katediyorlar. Günlük meşgaleden uzak, meleklerin (evlerini yürüyenlere açanlar) misafirliğinde, yüksek kalorilerle (tahin) beslenip, derelerin bol aktığı Galile’den, hiç akmadığı Necef’e iniyorlar.


Çadır ve kamp ekipmanlarımı yüklenip, gıdamı omuzlayıp, dayanıklı yürüyüş ayakkabılarımı kuşanıp, birkaç deneyimli dost ile ne kadar isterdim bu yolculuğa ben de çıkmayı. Geceleri alevlerin aydınlattığı yorgun yüzlerin yansımasında gençken ellerimizi çırptığımız Hafincan’i mırıldanarak …


Yolu parçalara ayırırsam daha kolay gelir. Zaten ayak izlerimi bıraktığım ve iyi tanıdığım bölgeler var: Kuzey’de Hagoşrim kibutzu civarları, Kinneret’in batısında Arbel Dağı (400 metrelik dik tepe), Makteş Hagadol’un çevresi, gün ağarırken Yılanlı Yoldan Masada, Ölü Deniz’de Neve Zohar’dan Ein Bokek’e git gel koşu…


Hayalim, kısa gezmeleri birbirlerine ekleyerek İsrail’in doğasını baştan aşağı daha iyi öğrenmek. 60 yıl kadar önce Kültür ve Sanat Yurdunda verdiğim coğrafya derslerinde unuttuklarımı yeniden hatırlamak. Bu yaşımda günde 25 - 30 km yürüyerek, açık havada tente altında geceleyerek, kramplara, yaralara, diz ve taban ağrılarına göğüs gererek, ekip arkadaşlarımla birbirimize moral vererek zorlu bir sınava girişmek …


Çılgın değilim (hiç olmazsa, henüz). İsrail’de bu macerayı paylaşmaya hazır tecrübeli arkadaşlarım da var. Neden olmasın? Esasen şu geçtiğimiz Covid-19 yılında haftada 40 km kadar koşarak, 4 ayda bir pabuç yenileyerek, 4,5 kg kadar kaybettikten sonra kendimi bu imtihana ruhen hazır hissediyorum.


Eşim alay ediyor benimle. “Sen 2 saatlik koşudan sonra gelip sıcak duşunu alıyor, yemeğini yiyor ve bir-iki saat dinleniyorsun. Dağ-bayırda, çölde, terledikten sonra bol suyu, gece yatağında taşsız ve böceksiz zemini, taze meyve-sebzeyi mumla ararsın. Bu işe birkaç günden fazla dayanamazsın ”.


Olsun, hayali cihana değer. Okurlarımdan destek ve cesaret de bulursam kalkışırım onlarla bu atılıma, çekinmem.

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page