top of page

Bebelplatz’da Rehineler Meydanı



 

Bir haber okudum bu hafta, 7 Ekim katliamının gerçekleştiği Nova Müzik Festivali alanı son zamanlarda İsrael'in en çok ziyaret edilen mekânı olmuş. Artık Re’im, günde ortalama 7 bin ziyaretçisi ile ayda 200 binden fazla kişinin gezip duygulandığı, acıların yaşandığı topraklara ayak basmanın heyecanının yaşandığı bir anıt mekâna dönüştü.

 

Anıt mekâna dönüşmenin ilk adımı, evlatlarını veya yakınlarını kaybedenlerin sevdiklerinin anısına küçük bir taş bırakmaları ile başladı. Ardından o mekâna öldürülen gençlerin fotoğrafları yerleştirildi. Geleceğe umutla bakarak gülümseyen ama ne yazık ki yaşamlarının baharında hayattan koparılmış onlarca ve onlarca gencin fotoğrafı … Bir açık hava fotoğraf albümü misali… Ve bu görüntüyü çevreleyen kırmızı gelincikler...

 

Hamas’ın 7 Ekim günü İsrael halkına uyguladığı katliamı tüm ayrıntılarıyla ortaya koyan diğer bir anma mekânı da inanmayacaksınız ama Berlin’de oluşturulmuş. Son zamanlarda çok sık ziyaretçi alan bu anma mekanının varlığını duyuran haberin başlığı şöyleydi: “Nazilerin kitapları yaktığı yerde, İsrael'in uğradığı soykırımın hikayeleri anlatılıyor”

 

Nazilerin kitapları yaktığı yer derken, Berlin’deki Bebelplatz kastediliyor. 10 Mayıs 1933'te Nazi Alman Öğrenci Birliği üyeleri ve profesörleri, "Alman olmayan ruha karşı" ülke çapında bir eylemin parçası olarak kitapları işte o meydanda yakmışlardı. Faşizme karşı duran yazarların kitaplarını…

 

Önce Erich Kästner'in "Fabian" adlı romanı ateşe atıldı. Ardından eserleri yakılan yazarlar arasında Sigmund Freud, Karl Marx, Heinrich ve Klaus Mann, Rosa Luxemburg, August Bebel, Bertha von Suttner ve Stefan Zweig vardı. Adını sosyalist yazar August Bebel’den alan bu meydanın ortasında zeminde bir cam bulunur. Camdan aşağı bakıldığında rafları bomboş bembeyaz bir kütüphane görülür. Bu boş kütüphaneyi de İsraelli sanatçı Micha Ulman’ın tasarladığını söylemeden geçmeyeyim.

 

Şimdilerde Berlin’in Bebelplatz’ı, 7 Ekim’deki olayları görmek, duymak ve hissetmek için ziyaretçilerin sanal gerçeklik (VR) teknolojisiyle Gazze sınırına taşındığı, rehin alınan İsraellilerin fotoğraflarının yer aldığı sandalyelerin arasına yerleştirilmiş bir stantla geçici olarak Rehine Meydanı’na dönüştürülüyor.

 

Bu arada kısa bir bilgi vermem gerekirse; VR teknolojisi yani “Virtual Reality” kavramının Türkçe karşılığı olan “sanal gerçeklik”, bilgisayar teknolojileri kullanılarak oluşturulan kurgular ile gerçek ve hayalin birleştirilmesidir. Kişilerin 5 duyu organları ile sanal bir dünyada bulunuyor hissine kapılmasını sağlayan bir yöntemdir.

 

Bebelplatz’a gelen ziyaretçi önce Gazze'de rehin tutulan İsraellilerin fotoğraflarıyla kaplı sandalyeler arasına yerleştirilmiş standa yaklaşır. Ona bir sanal gerçeklik gözlüğü verilir ve o kişi anında Kibbutz Reim yakınlarındaki açık alanda dans eden katılımcıların olduğu Nova Müzik Festivaline götürülür.

 

Aniden müzik, roket sirenleriyle kesilir. Ziyaretçi, endişesi arttıkça etrafına bakınır ve kontrolsüz bir şekilde titremeye başlar. Maskeli adamların yaklaştığını görür, silah sesleri, çığlıklar ve kan vardır. Birkaç saniye önce müzik eşliğinde mutlu bir şekilde dans eden genç kızlar ve erkekler, kadınlar ve erkekler, şimdi korku içinde koşuyor, teröristler etraflarını sarmış ve ateş açıyor.

 

Bu deneyimi yaşayan ziyaretçiler oldukça etkileniyorlar, olayı adeta yaşıyorlar. Hepsinin ilk tepkisi;”bilmiyordum, böyle şeyler yaşandığını hiç bilmiyordum” sözleri oluyor.

Bebelplatz’da bu düzenlemeyi yapan ISRAEL-is adlı, İsrael’in imajını dünya çapında iyileştirmeyi amaçlayan bir kuruluş. 7 Ekim sonrasında antisemitizm yeniden yükselirken, insanların bu zulmü kendi gözleriyle görmeleri, Hamas’ın vahşetini idrak etmeleri büyük önem taşıyor. Bu kuruluşun misyonu günümüzde aciliyet kazanmış durumda...

 

İzleyicilerin bu olaylara katılıyor gibi hissetmelerini sağlayan klipler oluşturuldu. VR teknolojisiyle izleyici, insanların sınırdaki kibutzlardan ve müzik festivalinden kaçırılmalarına, teröristlere karşı direnme çabalarına tanık oluyor, teröristlerin işlediği vahşet ve soykırımdan sonra kanla kirlenmiş evlere girdikleri izlenimini ediniyor.  Klipler, yaşanmış korkunç olayların sesleri ve görüntüleriyle sunuluyor.

 

Günümüzde, tüm dünyada olduğu gibi Berlin’in sokaklarında ve Almanya genelinde Yahudiler ve İsraelliler için bir tehlike vardır. Bu nedenle Berlin’de İsrael ve İsraelliler hakkında yayılan Filistin yanlısı tutumun yanlış olduğunu insanlara göstermek son derece önem taşıyor.

 

“Rehineler Meydanı”nı Bebelplatz’a yerleştirmek aslında hiç de bir rastlantı değil. Bu düzenlemenin girişimcileri 1933’te doğru olanın, dünya çapında antisemitizmin dramatik bir şekilde artmasından sonra bugün de doğru olduğunun bir uyarısı olduğunu düşünüyorlar.

 

Yaklaşık bir yüzyıl kadar önce, antisemitizmin zirve yaptığı, Nazilerin Yahudi katliamını planladıkları bir dönemde, faşizm tüm bir özgür edebiyatı yok etmişti Almanya’nın Berlin kentinin Bebelplatz meydanında…

 

Giderek yükselen antisemitizme karşı önlem olarak Yahudi ulusunun son uğradığı soykırımı, Reim’deki dehşeti, kibbutzlarda ailelerin vahşice yok edilmelerini, insanların Hamas teröristlerince itilip kakılarak rehin alınmasını şimdilerde aynı Bebelplatz meydanında gözler önüne serilmeye çalışılması kaderin garip bir cilvesi değil de nedir sizce?

Nelly BAROKAS


İYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.






 

Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page