top of page

Gazze Planında “Etnik Temizlik” - Mübadele Neydi?


(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)




Birkaç hafta önce Trump’ın Gazze Planı sayesinde Filistinlilerin İsrail’i yoketme amacından kurtulup 2. Dünya Savaşı sonrası Japonlar’da olduğu gibi Asya’nın büyük bir kısmını işgal etmekten ve Amerika’ya düşmanlıktan vazgeçip ulusça kendi geleceklerini inşaya odaklanmaları ve başarmaları olasılığını sorgulamıştım (Trump’un Gazze Planı - Tarihten Olumlu bir Örnek).

 

 

Yazıma birçok tepki aldım, bazıları onaylıyor, çoğu hayretle karşı geliyordu. 21. Yüzyılda milyonlarca kişinin yerlerinden yurtlarından edilip “sürülmelerinin” insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı olduğu, kesinlikle kabul edilemeyeceği savunuluyordu.

 

 

Oysaki 20. Yüzyılın en büyük zoraki nüfus hareketlerinden biri yazımı onaylamayanların birçoğunun yaşadığı, benim de yakından bildiğim topraklarda, Ege’nin iki yakasında vuku buldu.

 

        

1922-23 Türk-Yunan nüfus mübadelesi, karşı yandan Venizelos, bu yandan Mustafa Kemal’in uzun vadeli ve gerçekçi görüşleri sayesinde oluşmuştur. 20. Yüzyılda Anadolu önemli nüfus hareketlerine sahne oldu. Kadim halklardan Ermenilerin Suriye’ye sürülmesinden (1915) sonra bir diğer Anadolu halkının, Rumların, Yunanistan’da yaşayan Müslüman topluluklar ile yer değiştirmeleri gündeme geldi. Tüm ıstıraplara, aile bölünmelerine ve yoksulluklara rağmen 1,2 milyon Anadolu Rumu ile 400.000 kadar Türk asıllı Yunan vatandaşının karşılıklı göçleri önemli etnik katliama yol açmadan sonuçlandırıldı.

 

 

Aksi olabilirdi! Ayni yüzyıl içerisinde farklı kökenlerden karışık toplulukların birlikte yaşamalarına darbeler vuruldu: Hindistan ve Pakistan’ın 1947’de ayrılmaları 2 milyon insanın ölümüne ve 15 milyon kişinin yerlerinden edilmelerine maloldu. Gene 1945-1950 döneminde yüzyıllardır Almanya dışında yaşayan etnik Almanlardan 14 milyonun yurtlarından göçe mecbur edilmeleri 1 milyonunun ölümüne yol açtı.

 

Neticede bu nüfus hareketleri veya bugünkü beğenilmeyen terimi ile “etnik temizlik” sonucunda karşılıklı öldürmeler yok denecek kadar azaldı.

 

Bu tarihsel gerçekleri gözden geçirmekten kasıt bugünkü bakışımızla etnik temizlik olaylarını onaylamak değil. Fakat iki halkın birlikte yaşama imkanı olmadığı durumda katliamlara neden olmaktansa başka çözümler arama gereğidir.

 

 

Nüfus hareketleri başarılı mı değil mi? Bize en yakın olarak mübadeleyi değerlendirelim. Bir milyondan fazla nispeten eğitimli ve esnaf ruhlu Rum’un Anadolu’yu terk etmeleri (birçoğunun Yunan ve Türk hükümetleri arasında 30 Ocak 1923’de teati edilen sözleşmeden bile önce) genç Cumhuriyeti yoksullaştırmakla birlikte boşalan iş alanlarına Türklerin yerleştirilmesi uzun vadede yararlı olmuştur. Kaldı ki Rumların Anadolu’da yaşamaya devam etmeleri ileride Cumhuriyete olan sadakatlarını gündeme getirecekti, özellikle Yunan ordusunun İzmir’e çıkışını alkışlamaları bilindiğinden…Öte yandan savaşlarla birlikte azalan Müslüman nüfusun Ege’nin karşı yakasından ve Girit’ten gelenlerle beslenmesi, bir-iki kuşak içerisinde verimini göstermiştir.

 

 

Geçen yüzyılın büyük nüfus hareketlerinden biri de İsrail bağımsızlığı (1948-49) esnasında Arap ordularının Yahudi Devletine saldırmaları sonucu 750.000 Filistin’linin yurtlarından uzaklaştırılmalarıdır (Nakba). Gittikleri ülkelerin hemen hiçbirinde vatandaşlık verilmemeleri mülteci olarak kalmalarına yol açmış ve birgün “evlerine dönüş hayali” savaşlara ve her defasında onbinlerce ölüme neden olmuştur.

 

 

Ayni dönemde (1948-1956) Arap coğrafyasında ve özellikle Bağdat, Halep, İskenderiye ve Sana’da 1000 yıldan bu yana yaşayan 850.000 kadar Yahudi’nin baskı altında kovulmalarına, tüm varlıklarını kaybetmelerine ve hatta bazılarının öldürülmelerine tanık oldu Ortadoğu. Bu göçden bugün bahseden yok zira hemen hepsi yeni ülkelerinde (çoğunlukla İsrail, Fransa ve İngiltere) vatandaşlık edindiler, iş kurdular ve aile yetiştirdiler. Bulundukları kentlerde kalsalardı Arap çoğunluğun tahakkümü altında hayatlarını kaybedebilirlerdi. Bu göç “etnik temizlik” tanımına rağmen sosyal ve tarihsel açıdan başarılı addedilir.

 

 

Trump Planına karşı Mısır liderliğinde Arap dünyasının karşı planı yeni açıklandı ve Avrupa’lılar tarafından kabul görmekle birlikte esas önemli aktörler ABD ve İsrail’in onayı yoktur. Bu projede Gazze’liler yerlerinden edilmeden imara açılmaktadır. Hamas’ın iktidardan ayrılma sorunu çözülmemiştir. Gazze’nin geleceği henüz belirsizdir.

 

 

Gazze dışından hazırlanan planların gerçekçi olup olmadıkları Gazze’lilerin kendilerine sunulacak gelecek ve planların finansmanı ile doğrudan ilgilidir. Kalmak mı yoksa kendilerini kabul etmeye hazır ülkelere gitmek mi?

 

Ralf ARDİTTİ

 

 

 

IYT dip not :

İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.









Comments


Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
WhatsApp Image 2020-09-08 at 20.52.59 (1

İLETİŞİM

Telefon                           :+97236582936
Mail                                :turkisrael@gmail.com

 

KÜNYE

İYT Web Sitesi Künyesi:
Editör                             :Av.Yakup Barokas
Grafik Tasarım              :Şemi Barokas 
                                       Ovi Roditi Gülerşen

© 2018 by Turkisrael.org

bottom of page