Görmek bir kum tanesinde dünyayı
Ve yabani bir çiçekte cenneti
Sığdırabilmek avucuna sınırsızlığı
Ve tek bir saatin içine sonsuzluğu
William Blake
Son zamanlarda “yaşama anlam katmak”, “anlamlı yaşamak” gibi terimler daha çok kullanılır oldu. Deneyimlediğimiz Covid-19 dönemi ve değişen şartlarımız anlamlı yaşamın nasıl olabileceğini göstermekle kalmadı, bunu uygulamamız için bir fırsat yarattı.
Anlamlı yaşamak söz konusu olduğunda akla gelen ilk isim “İnsanın Anlam Arayışı” kitabının yazarı ve Logoterapi ekolünün kurucusu Nörolog- Psikiyatr Profesör Viktor Frankl’dır.* Toplama kampında deneyimlediklerini anlamlandıran Frankl’a göre, yaşadığımız her olayda, hatta her anda koşulsuz ve şartsız bir anlam mutlaka vardır. O anlamı bulmak ise her insanın kendi sorumluluğudur.
Anlam bulmanın üç yolu var. Bu yolları, Frankl, “değerler” olarak nitelendirdi:
“Yaratıcı Değerler” başkalarına, yakınlarımıza ya da tüm insanlığa eyleme geçerek,vererek, yaratıcılığı kullanarak, katkıda bulunmak.. Can-ı gönülden yardım etmek, servis vermek, ilahi bir hedef için, yaratıcı ne yapabilirsek.
“Tavırsal değerler” , yaşamda kaçınılmaz olan ıstıraplı zamanlardaki sergilediğimiz tutum, aldığımız tavır,olaylara verdiğimiz anlamlar. Bunlarla nasıl başa çıktığımız.
Bu yazımda sözünü etmek istediğim yol, belki de aralarında en kolay olanı ,“Deneyimsel Değerler”. Yaşamın bize sunduklarının değerini anlayarak, şükranla almak. Fark edip, kabul ederek almak. Bu yol pasif bir yol. Bir başka deyişle, bir sey yapmadan sadece görmek, fark etmek. Örneğin, güzelliği, iyiliği görüp değer vermek. Bunlar, yani güzellik ve iyilik her yerde karşılaşabileceğimiz şeyler. Fazla bir şey yapmaya gerek yok sadece görmek, fark etmek ve minnettarlıkla almak.
William Blake’in mısralarındaki gibi; görmek bir kum tanesinde dünyayı ve yabani bir çiçekte cenneti... Frankl, olabilecek en zor şartlarda toplama kampında bile gün batımını seyretti, yanından geçtikleri ormanın güzelliğini fark etti. Güzel bir şey gördüğümüzde,hayran olduğumuzda, bir beste, bir şiir, bir sanat eseri o kadar etkileniriz ki. Yaşamı yaşanır kılar, güç verir. O kadar ki, bu güzellikler ilham verir, ,şiirler kitaplar yazdırır.
İyilik yapmanın mutluluğa olan pozitif etkisi bilimsel olarak kanıtlandı, yıllardır biliniyor. Logoterapist Terri Shantal, hiç bir şey yapmadan bir iyiliğe sadece tanıklık etmenin bile ruhumuza iyi geldigini anlatıyor. İyilik haberlerine medyada pek az rastlansa da, dünyanın iyiliklerle dolu olduğunu biliyoruz. Örneğin, yalnız yaşayan bir kadının tek başına aşı olmaya gitmesine arkadaşlarının gönlü razı olmadı. Her bir doz icin iki ayrı arkadaşı onunla gitmek için ısrar ettiler. Sosyal mesafeye dikkat ettiğimiz, kalabalığa girmemeye çalıştığımız zamanda gayret sarf ederek, zaman ayırarak arkadaşlarını yalnız bırakmadılar. Buna tanıklık etmek beni hem duygulandırdı, hem de umut verdi. Dünyada iyilikler kötülüklerden çok daha fazla. Yeter ki dikkatimizi bu gibi değerlere verelim. Sizin için anlamlı olan her ne ise onu fark edersiniz, o iyi gelir.
Yalnız kaldığımız, ayrı düştüğümüz bu günler kendimizle kalarak iç dünyamızı güçlendirmek için bir fırsat. Kendimizi tanımak, değerlerimizi anlamak, hayatta neyin önemli neyin boş olduğunu fark etmek için bir vesile. Bugünler elbet bitecek. Bugünlerde fark ettiğimiz her değer, her anlam , secim, tutum yarın için bir umut olacaktır. Frankl’ın belirttigi gibi “Her şey bir insandan alınabilir, ancak tek bir şey vardır: insan özgürlüklerinin sonuncusu – herhangi bir koşulda kişinin tutumunu seçmek, kendi yolunu seçmek.”
* Viktor Frankl Holocaust’tan kurtulan Avusturyalı Yahudi nörolog ve Psikiyatrdır. Varoluşçu Psikolojinin bir şekli olan logoterapinin kurucusudur. Çok okunan “ İnsanın Anlam Arayışı” adlı kitabından başka bilimsel araştırmalara dayanan kitapları, makaleleri vardır.
Comments