(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)
Her katliam döneminde Yahudilerin sarıldıkları sembolik slogan veya şarkılar olmuştur. Yahudi Soykırımı esnasında kamplarda bulunan esirler “Ani Ma’amin”i (İnanıyorum) seslendirirlerdi. İsrail kurulduğunda “Bir Daha Asla” dediler Soykırıma karşı… Bugün de “Am Israel Hay” (Yahudi Ulusu Yaşıyor) şarkısı ve çağrısıyla yenilmeyeceklerini, hayatta kalmaya devam edeceklerini ve ölmeyeceklerini (ulus olarak) beyan ediyorlar, kendilerine ve dünyaya…
Aslında “Am Israel Hay”in ilk müziği Rav Shlomo Carlebach tarafından 1965’de bestelendi. Rav Carlebach’ın dinsel motiflerle bezenmiş rockvari şarkıları 1970’ler ve ‘80’lerde benim de çok sevdiğim ve sık dinlediklerim arasındaydı. Ayni dönemde Sovyetler Birliği’nde yaşayan milyonlarca Yahudi’nin ülke dışına çıkmaları yasaklanınca “Let My People Go” (Bırak, Halkım Gitsin) sloganıyla Moskova aleyhine yürüyüşler ve konserler düzenlendi. Carlebach’ın şarkısı bu buluşmalarda devamlı çalındı ve Sovyet Yahudilerinin Özgürlük Simgesi oldu. Sonuçta Sovyet Komünist Partisi 1972’den başlayarak Rus Yahudilerinin göç etmelerine izin verdi.
Yedi Ekim 2023 Hamas saldırısından sonra Eyal Golan “Am Israel Hay”ı yeniden yorumladı ve şarkı Hatikva’dan (Ümit-İsrail milli marşı) sonra tüm Yahudi topluluklarının dayanışma ve mücadele çağrısı olarak ikinciliğe yükseldi. Bugün gerek İsrail’de gerekse dünya Yahudileri tarafından büyük heyecan ve çoşkuyla söyleniyor. Şarkının yeni güftesinde Hamas tarafından rehine alınanların geri gelmesi hedefiyle birlikte Tanrı’nın İsrail’i koruyacağı inancının pekişmesine atıfta bulunuluyor.
İsrail’de ve oraya bağlı diaspora topluluklarında bir yaşama davet çağrısı olarak onaylanan “Am İsrael Hay” bazı ülkelerde yaşayan bir kısım Yahudi tarafından pek benimsenmiyor. Türkiye ve İngiltere’yi de içeren bu ülkelerde konuştuğum bazı Yahudi dostlarım savaşın sorumluluğunu daha ziyade Netanyahu’da buluyorlar, onun hata yaptığını iddia ediyorlar. Bu noktada İsrail’li vatandaşların seslerini yükselten bir kesiminden pek farklı düşünmüyorlar. Fakat “çözüm ne olmalı?” diye sorulduğunda da pek net yanıt veremiyorlar.
Muhakkakki Yahudi diasporasında İsrail’li siyasetçileri ve ordusunu suçlayanlar var. Bazıları da Filistin (hatta Hamas) yanlısı yürüyüşlere katıldıkları gibi belki de kendilerine yönelecek ithamlardan kaçınmak için “İsrail’in aşırı güç ve bomba kullandığını, zavallı Gazze’lileri yok yere öldürdüklerini” ileri sürüyorlar.
Bu açıdan bakıldığında hala “dünyada 14-15 milyon Yahudi yaşar” diyebilir miyiz? Tahminimce azalmıştır! Hamas savaşı diasporanın bir kesimini Yahudilik ile aralarına mesafe koymaya zorladı. Birçoğu ise daha fazla bağlandılar İsrail’e, özellikle Yahudiliklerini geri planda tutanlar arasında. Örnek: İngiltere’nin en önemli aktörlerinden ve yazarlarından Stephen Fry. Yahudi olarak yetişmemesine rağmen 7 Ekim katliamı sonrasında antisemitizmi en ağır şekilde eleştirenler arasında. Bir diğer örnek: Gwyneth Paltrow, rehine alınanların serbest bırakılması için 8,7 milyon takipçisinden destek istedi yakınlarda.
İsrail’in artan düşmanlarını dengeleyecek dostları da çoğalır mı bu gidişle? Meselenin yalnız İsrail-Filistin (Hamas) mücadelesi olmadığını, aslında İran’ın baş hasım olduğunu kavrayanlar bu tutuma yaklaşıyorlar. İsrail’i çok iyi tanıyan İngiliz Douglas Murray’in zekasına ve bilgi haznesine hayran olan milyonlarca okuru ve takipçisi de bu yönde düşünüyorlar.
Varsın bu kesim “Am İsrael Hay” şarkısını terennüm etmesin, Yahudi olmayan İsrail dostları yazıları ve konuşmalarıyla güçlü sonuç almayı beceriyorlar.
Comments