(Yazarı sesli dinlemek için tıklayınız)
13 gün rekordur, ortalama 13 ayda çöküyorlar. Örnekler :
İran - Pehlevi hanedanı : 1925 -1979 (54 yıl). Yüzlerce yıl sürmesi umut edilen İran Şehinşah Devleti 13 ayda yok oldu (Ocak 1978-Şubat 1979). Halkını ve özellikle muhalifleri hapseden, hatta bazılarını gizli polisine (Savak) öldürten Şah Rıza Pehlevi yurt dışına kaçtı, yerine İmam Homeyni liderliğinde İran İslam Cumhuriyeti kuruldu. Eski rejimden çok farklı olmayan uygulamalar, baskılar ve tehditler ile 45 yıldır ayakta.
Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya): 1949 - 1990 (41 yıl). Federal Alman Cumhuriyetinin (Batı Almanya) 1948’de kurulmasına Sovyetlerin verdiği cevap Kızıl Ordu’nun hükümranlığı altındaki topraklarda Moskova’ya bağlı bir uydu devlet oluşturmaktı. Önce Batı Berlin nüfusunu aç bırakmak için ablukaya aldılar (1948-49) fakat Amerikalılar gıda malzemesini Batı Almanya’dan uçaklarla taşıyarak halkı doyurdular. Tamamen Sovyetlere itaat eden Doğu Alman dikta rejimi kendi gençlerinin Batı’ya iltica etmelerini engellemek amacıyla Berlin’i 1961’de duvarla ikiye böldüler. Baskılar karşısında 1989’de başlayan gösteriler 13 ay içerisinde Doğu Almanya’nın sonunu getirdi ve 1990’da lağvedilerek Batı Almanya ile birleşti.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği : 1922-1991 (69 yıl). Toprakları bir yanda Avrupa’da Baltik Denizine, Asya’da Pasifik’e kadar uzanan devasa imparatorluk demirden bir elle kuruldu, büyüdü, dünyanın 2nci süper devleti ünvanını kazandı fakat halkına mutluluk ve refah sağlayamadı. Alttan başkaldıran ve ülke dışına kaçmak isteyen genç nüfus, üstten Gorbaçev’in reform hareketinin toplumu yeterince ikna edememesi 1991’de sonunu getirdi. Yerine kurulan onlarca devlet (Ukrayna’dan Kazakistan’a) başlangıçta Rusya’yı hamileri olarak gördüler fakat kısa bir süre sonra gerginlikler başgösterdi. SSCB’in yıkılması 3 yıl kadar sürdü fakat şaşılacak kadar kansız gerçekleşti.
Suriye Arap Cumhuriyeti : 1963 - 2024 (61 yıl). 1946’da Fransa’dan bağımsızlığını kazanan Suriye 1963’e kadar sürekli darbelere ve askeri hükümetlere tanık oldu. O yıl Baas Partisi iktidarı ele geçirdi fakat çatışan gruplar arasından Hafız Esad’ın sıyrılması ve diktatörlüğünü ilan etmesi 1970 yılını buldu. Beşir Esad ve ailesinin Suriye’den kaçmalarından ve muhaliflerin ülkenin bir kısmını, tamamını değil, özellikle Şam ve büyük kentleri ele geçirmelerinden sonra ülkenin adı ve yönetim sistemi ne olacağı belli değil. Kesin olan kaotik durumun birkaç yıl devam edeceğidir.
Birbirlerinden farklı gibi görünen ve çok değişik coğrafyalarda yer alan bu rejimlerin benzerlikleri nelerdir :
1) Dikta Yönetimi - Başta tek adam veya küçük bir klik var, hatta birçok stratejik politika ülke dışından yönetiliyor. Kurumların içleri boş, karar mekanizmaları yukarıdan aşağıya, bilimsel çözümler yerine duygusal veya ideolojik siyaset güdülüyor.
2) Halkı Mutsuz - Bu ülkeler genellikle önemli doğal zenginliklere sahip olmakla birlikte refah tabana yayılmamış.
3) Dışa Göç Veriyorlar - Yukarıdaki 4 ülke de eğitimli, genç kadrolarını kaybederek zayıfladılar ve yoksulluğa kapı açtılar.
4) Demokrasi ve Cumhuriyet’in adı var, kendi yok - Çoğulculuktan uzak, seçimlerle değişim olanakları kısıtlı, toplantı ve ifade özgürlüğü sıfır.
Mucize kısmı zayıflıklarına rağmen ortalama 50 yıl sürmeleri. Büyük olasılıkla 2nci Dünya Savaşından sonra kurulan uluslararası düzenin sınır ve rejim değişimlerine pek olanak vermemesi, esas neden ! Roosevelt, Churchill ve Stalin’in Yalta toplantısında (Şubat 1945) çizilen sınırlar ve savaşı kazanan ülkelerin etki alanlarının belirlenmesinden sonra ancak 1990’larda Sovyetlerin çekilmesi ile Avrupa’da önemli değişim gözlemliyoruz.
Dünyanın geri kalan kısmında (Güney Asya hariç) savaş sonucu sınırlar pek hareket etmedi. Şimdi ise Ukrayna’nın kaderi ve sınırları oynanacak yakında.
İlk kez uzunca bir aradan sonra İsrail-Hamas-Hizbullah-İran savaşlarının sonucunda rejim değişimleri ve sınır oynamaları devreye giriyor ve devamı bekleniyor.
Ralf ARDİTTİ
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Comments