Dostlar çok umutsuzum, geçtiğimiz haftaki gelişmelerden sonra çok umutsuzum!
Eski başbakanlardan Naftali Bennett bir konuşmasında, tarihte Yahudi devletinin iki defa yok olduğunu hatırlatıyor ve aynı tehlike ile karşı karşıya bulunduğumuz yönünde uyarıyordu. Bennett bu uyarıyı "hukuk reformu" adı altında demokrasi yok edilmek istendiğinde yapmıştı. Halk ayaklandı, direndi ve reform rafa kalktı.
Ben, “Bennett abartıyor. İsrael ordusuyla, teknolojisiyle çok güçlü bir ülke” demiştim. Ama şimdi gerçekten korkuyorum! Avrupa’da, Amsterdam’da yaşanan pogrom bu korkumu, umutsuzluğumu daha da depreştiriyor.
Değerlerini yitiren, insanını, 101 rehinesini ölüme terk eden bir ülke, devlet ile vatandaş arasındaki yazılı olmayan sözleşmesini hiçe sayan bir ülke nasıl varlığını sürdürebilir. Hiçbir şey insan değerinin üstünde olamaz!!! Tevtat’ta bir insanın hayatını kurtarmışsan, bütün insanlığı kurtarmış olursun diye yazar.
Geçen hafta halkın tam güvenini kazanmış, başbakanın bir hafta önce Knesset'te övgü ile sözünü ettiği, Sinwar, Nasrallah ve daha pek çok teröristi ortadan kaldıran, Hamas ve Hizbullah'ı ezen, güvenlik sisteminin başında yer alan Savunma Bakanı Yoav Galant'ı hiçbir sebep göstermeksizin görevden alması karşısında şoka uğradım.
Sebep, Galant'ın haridilerin askere alınmasını muaf tutacak yasaya karşı çıkıyor olmasıydı. Galant, dinci partilerin tehditlerine boyun eğilmesine, politik çıkarların devletin çıkarlarının üstünde tutulmasına karşı çıkıyordu. Bu ülkede bir kısım gençler hayatları pahasına vatanlarını korurken, diğer bir kesimin, aşırı dindar kesimin gençleri özellikle asker ihtiyacının bulunduğu bir zamanda askeri görevden muaf tutuluyor, üstüne üstlük para da alıyorlar.
Gazze'nin durumu ortada, taş taş üstüne kalmadı. Jabalia kampını Tsahal dördüncü kez teröristlerden temizliyor. Gazze'den uzun süredir bir saldırı, roket atışı yok. Liderleri ve cephanelerinin yüzde doksanı yok edildi, tünellerinin çoğu yok edildi, 24 tugayın 23'ü yok edildi. Hamas güç olarak bitti artık, Gazze'de savaşın artık bitmesi gerekir.
Uzun süredir “sonraki gün” (yom aharey) deniyordu. Savaşın uzaması adına sonraki günün niteliğinin belirlenmesinden kaçınıldı. Yaz aylarında rehineler geri alınabilecek iken buna yanaşılmadı. Görüşmelerde sonradan Filadelfiya Koridoru şartı ileri sürüldü. Oysa 2016'dan beri bu koridordan Gazze'ye birşey sızmıyor. Galant ve ordu yetkilileri bu koridorun geri verilerek anlaşmaya varılmasından ve rehinelerin bir an önce kurtarılmalarından yana idi. Ordu ve Galant Filadelfiya koridorunun her zaman yeniden geri alınabileceğini savunuyordu.
Hangi akıl İsrael Katz gibi sıfır askeri bilgisi olan birinin savaş sırasında savunma bakanlığı görevine getirilmesini haklı gösterebilir? Katz çok eski bir politikacı, siyasi deneyimi oldukça fazla, ancak içinde bulunduğumuz kritik dönemde bu atama halkın güvenliğini tehlikeye atmak olmuyor mu? Gideon Saar bir televizyon programında on binlerce seyirci önünde “ben bu koalisyona girmeyeceğim” diye imza atan, hükümet aleyhine her türlü ağır suçlamayı yönelten biri... Böylesi kaypak bir siyaset insanı ile salt politik nedenlerle çirkin bir oyunun içine girilmiş olması güven duygusunu zedeliyor.
Şimdi de Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, Şin-Bet Başkanı Nadav Argaman ve Hükümet Hukuk Danışmanı Gali Miara'nın görevden alınmaları beklenmekte. Hükümet kendi istediği yargıcı yüksek mahkeme başkanı olarak seçmeyi planlıyor. Ben bu ülkenin demokrasisine derinden inanmıştım. Şimdi görüyorum ki coğrafyamızdaki kötü örneklerin yolundan gitmeye başladık.
Yoav Galant ilk defa görevinden alındığında yüz binler ayaklanmış, Bibi geri adım atmıştı. Şimdi halk bıkkın, umutsuz, bir yılı aşkındır süregelen savaşın acılarını göğüslemeye çalışıyor. Her gün bir yakınını veya tanışını kaybediyor, sık sık sığınaklara girmek zorunda kalıyor...
İçimi açtım dostlarım. Yine de umarım yolun sonunda ışık görünür...
Av.Yakup BAROKAS
IYT dip not :
İfade edilen görüşler İYT web portalının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Yazarların düşünceleri sadece kendilerini bağlar.
Commenti