Bu Şabat okuyacağımız Leh Leha peraşasında, Tanrı Avram ile (peraşanın başında adı şöyle idi) iki diyalog gerçekleştirir. Birincisini Bereşit’in 15. bölümde, ikincisini Bereşit’in 17. bölümde okuruz.
Özetle, Tanrı ondan çıkacak nesillerin gökteki yıldızlar kadar çoğalacağını belirterek Kenaan topraklarını ona vadeder. Bu diyaloglarda Avram sadece üç cümle söyler.
ברית בין הבתרים (parçalar arasındaki antlaşma) diye bilinen birinci diyalogda Avram’ın henüz çocuğu yoktur.
Avram “Efendim Ad’, bana ne vereceksin ki, benim çocuğum yok. Çiftliğimin mirasçısı Damesek’li Eliezerdir” der. (Bereşit 15, 2)
Buna rağmen Avram, Tanrı’nın vaadinin, bizzat kendi çocukları ve nesli için olduğuna inanır ve Tanrı, Avram’ın bu inancını sevap olarak görür. Ancak Avram bir sorudan kaçınamaz.
“Efendim Ad’, onu miras olarak alacağımı nasıl bileceğim” der. (Bereşit 15, 8)
Tanrı Avram’a, vadettikleri ile ilgili bir ipucu vereceğine, Mısır esaretini ve nesiller sonra, oradan çıktıktan sonra vadeliden topraklara geleceklerini belirtir. Avram, bu esaretten çok seneler evvel ve tabii olarak ondan çıkan nesil henüz Mısır’dan çıkıp Kenaan topraklarına gelmeden, hayatını tamamlayacaktır.
Tanrı’nın bu kelimeleri Avram’ın aradığı açıklama mıdır? Herhalde hayır. Ancak Avram’ın tek Tanrıya inancı çok kuvvetlidir.
Aradan birkaç sene geçer. Eşi Saray’ın (peraşanın başında adı şöyle idi) girişimi ile, Saray’ın hizmetçisi Hagar, Yişmael’i doğurur Avram’a. Yişmael 13 yaşına gelir. (Bereşit kitabının 16. Bölümü)
17. bölümde Ad’ yeniden Avram’a seslenir ve ona ilk antlaşmayı hatırlatarak adını Avraham olarak değiştirir. Bu kez daha belirgin olarak, bu iki taraflı antlaşmada, Avraham’ın neslinin Tanrısı olacağını ve Avraham ve neslinin bu antlaşmaya sadık kalmaları gerektiğini belirtir. Bu sadakatin ilk sembolü olarak erkek çocukların sünnetini emreder. Aynı diyalogda, Saray’ın adının bundan böyle Sara olacağını ve Avaham’a bir erkek çocuk doğuracağını bildirir. Tabii ki Avraham sevinir ve hatta güler (וַיִּצְחָק). (Doğacak olan çocuğun, Tanrı tarafından, Yitsak olarak adlandırılması, Avraham’ın bu gülüşünden dolayıdır.)
Kendisi 100 yaşında iken ve Sara 90 yaşında iken nasıl bir çocuk doğuracaklarına kendi kendine sorarak,
Avraham Tanrı’ya “Yişmael nezdinde sağ olsun” der. (Bereşit 17, 18)
Avraham, herhalde, ikinci defa işittiği vaatlerin bütün çocukları ile gerçekleşeceğini zannetmektedir. Bu sefer Tanrı Avraham’a doğrudan bir açıklama yaparak sözlerini şöyle tamamlar.
Antlaşmamı, Sara’nın sana bir sene sonra bu zamanda doğuracağı, Yitshak ile gerçekleştireceğim. (Bereşit 17, 21)
Bu iki diyalogu şöyle özetleyebiliriz.
Avraham’ın Tanrı’ya inancı kayıtsızdır. Tanrı onun neslinin göklerdeki yıldızlar kadar çoğalacağını söyleyince ilk başta bunun çiftliğinin kahyası aracılığı ile olacağını zanneder. Ancak Tanrı’nın düzeltmesine, yani vaatlerin bizzat onun nesli için olduğuna, inanır. Sara’nın hizmetçisi ona Yişmael’i doğurunca bu onun için antlaşmanın gerçekleşmesi için bir delalettir. Ancak Tanrı’nın programı bu değildir.
Tanrı ile Avraham arasındaki antlaşma sadece Sara’nın doğuracağı Yitsak ile devam edecektir. Başka bir deyişle, Tanrının vaadi ve bununla ilgili antlaşma, sadece Avraham’a değil, Avraham ve Sara çiftine yöneliktir. Bu antlaşmanın ilk manevi yükümlülüğü tek Tanrı’ya inanç iken ilk fiziki yükümlülüğü erkek çocukların 8 günlükken sünnet olmasıdır.