top of page

Diaspora Yahudileri ve Aliya…


Geçenlerde İYT’nin geleceğe yönelik projelerinden söz ettiğim bir arkadaşım birkaç yıl içinde kurumun işlevini yitirebileceğini, çünkü artık Türkiye’den Aliya yapacak/yapabilecek kimsenin kalmayacağını belirtti.

Yakinen tanıdığım Bulgar ve Yunan ole hadaş örgütleri temsil ettikleri ülkelerde Yahudi nüfusu nerede ise sıfırlanınca dahi - günümüzde her iki ülkede de beşer bin civarında Yahudi yaşamaktadır- İsrael’deki etkinliklerine son vermediler.

Google’a girildiğinde bu iki ülkeden gelen göçmenlerin günümüzde de oldukça etkin olduklarını görülebilir. 50 yıl önce Aliya yapan Bulgaristan göçmeni yaşlı bir topluluğun Yafo’da sık sık bir araya gelip bir lokantada sohbet etmekten zevk aldığını biliyorum.

Her iki toplumun günümüzdeki durumları ile ilgili bilgiye aşağıdaki linklerden ulaşılabilir.

Kanaatim, bugün 12-15 bin arası olduğu varsayılan ve sayıları yirmi yıl içinde beş binlere düşeceği öngörülen Türkiye’de yaşayan Yahudilerin göçleri sıfırlansa dahi İsrael’deki Türkiyeliler Birliği’nin fonksiyonunun sona ermeyeceğidir.

Korona döneminde göç edenlerin sayısında önemli bir düşüş yaşandı. Bu pandemiden mi kaynaklandı, bilemeyeceğim.

Şalom Gazetesi’nde Eylül ayında yayımlanan bir grafik dikkatimi çekti; geçtiğimiz yıl yükseköğrenimini yurt dışında sürdürmeyi tercih eden UÖML mezunlarının oranı yüzde 35. Bunların yüzde 82’si Avrupa’da, yüzde 9’u ABD’de ve sadece yüzde 9’u İsrael’de okumayı yeğlemiş… Kırk öğrencinin mezun olduğunu varsayarsak basit bir hesapla sadece bir kişinin İsrael’e okumaya geldiği ortaya çıkıyor.

Şaşırdım ve Aliya Komisyonu Başkanı Avi Sinik’i aradım; “Evet, o bir kişi de dil öğreniyor, kalır mı, kalmaz mı, belli değil” dedi. “Peki, bir ara 10 öğrenci geliyordu!” diye sorunca “O ara yılda 400 kişi aliya yapıyordu” diye yanıtladı.

Nedenler tartışmaya açık… Belki ailelerin veya okulun yönlendir(me)mesi, belki de maliyetlerin veya lisan zorluğunun gözlerde büyütülmesi olabilir. ‘Avrupa’da okursa nasılsa geri döner, İsrael’de ise kalır’ gibi bir düşünce de etkin olabilir. İsrael aşkının zirve yapmadığı kesin…

Gelelim konumuz ile ilintili ve bu hafta değinmek istediğim İYT yazarı Ralf Arditti’nin, 13 Ekim tarihli İYT Web sitesinde yer alan yazısına… Arditti yazısının okunurluğunu artırma, dikkati çekme adına oldukça çarpıcı ve yazı içeriği ile tam örtüşmeyen bir başlık kullanmış; “Diaspora Yahudileri Aliya’ya Ara Versinler…”

Yazar, ilkin yazısında ele aldığı görüşlerini sadece Yahudilerin yoğun yaşadığı (sayılarının genel nüfusun 5/1000’ni aşan) ABD, Kanada, İngiltere, Fransa gibi Diasporadaki ülkeler yönünden savunmaktadır. Her ülke için değil.

Arditti’ye göre, İsrael 40 yıl eskisine oranla çok güçlendi ve nüfusu da arttı. Buna karşılık Diaspora Yahudiliği göreceli olarak zayıfladı. Bu durumda İsrael devletinin Aliya’yı ön planda tutması kadar Diaspora topluluklarının varlıklarını korumaları yönünden destek olması da misyonları arasında yer almalıdır.

Yazar, “tepkilere yol açmasını beklediği” önerisine göre, “antisemitizm ile mücadelede diğer vatandaşlar ile aynı dili konuşarak kamuoyunu etkileme yetenekleri sayesinde dünya Yahudiliğinin bekası (devamlılığı) açısından bulundukları ülkede kalmalarının İsrail’e göç etmelerinden daha yararlı olacağı” kanısını taşımaktadır.

İlkin İYT web platformu her türlü bağnazlıktan öte, her görüşe saygılı, her konunun açıkça yazılıp tartışılabileceği ve sansürcü zihniyete tamamen kapalı bir ortamdır. Bu nedenle Ralf dostumun yol açabileceğini öngördüğü -ki açmıştır da- tepkilerden sakınmayarak kaleme aldığı yazısından dolayı kendisini kutluyorum, ancak aynı görüşü paylaşmıyorum.

Ben Yahudilerin yoğun yaşadıkları ülkelerde dahi Yahudiliğin bekası için en büyük tehlikenin asimilasyon olduğuna inanıyorum. Bazı dostlarımı gücendirmek istemediğimden hep yarım ağızla söylediğim veya genellikle değinmekten kaçındığım bu konuda önerim şu; “Lütfen, etrafınıza bakın, doğup büyüdüğünüz ülkede olsun, yaşamayı seçtiğiniz İsrael dışındaki bir ülkede olsun kaçınızın çocukları karışık evlilik yapmadı?”

Peki, yaşamınızı sürdürdüğünüz ülke vatandaşları ile paylaştığınız dili konuşarak antisemitizm ile mücadelede ne denli başarılı olabildiniz? Dünyada antisemitizm son yıllarda arttı mı, azaldı mı?

Amerika’yı yeni baştan keşfetmek gerekmiyor. Hertzel’in bir asırdan fazla bir süre önce söylediklerini hatırlamak yeterli!.. Yahudilerin huzur içinde, antisemitizmden uzak yaşayabilecekleri tek ülke Eretz İsrael’dir…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page