Bir çarşamba günü eşim beni aradı:"Bu akşam tiyatro var unutma!"
Programıma baktığımda imkansız görünüyordu. O gün oyun olduğunu unuttugumdan hastalara randevu vermiştim.
"Boşver."dedim."Bir dahakine gideriz."
"Oyunun adı Anna. Emin misin?"
"Ne farkeder?"
"Sıradan bir oyun değil bu. Anna Frank!!"
Sihirli kelimeyi söylemişti. Kaç dakika içinde kaç hastayı iptal ettiğimi hatırlamıyorum.
Anna Frank…
Kitabını ilk okuduğumda beni salya sümük ağlatan o küçük kızı sahnede görmek herşeye değerdi benim için. Özellikle de bu İsrael'de oynanan bir oyunsa ...
Dekor olarak iki katlı 360 derece dönen bir ev hazırlamışlardı. Gerçeğine çok yakındı, oyuncular tek tek mükemmeldiler.
Çarpıcı olan tarafı eğer Anna yaşasaydı ve bugünleri görseydi hangi hissiyat içinde olurdu sorusunu işlemeleriydi ki, işte o vurucu kısımdı. Anna, hayali bir karakterle Paris'te bir lokantada tatlı yemişti, onbeş yaşını geçemediğini o yüzden lokantada nasıl yenildiğini hatırlamadığını söyleyince içimde büyük bir sızı hissettim.
Oyun boyunca Anna'yı otuzlarında bir bayan oyuncu canlandırmış ve hareketleri, ses tonu ve mimikleriyle ondört yaşında bir kız cocuğunun bütün oözelliklerini başarıyla sergilemişti. Oturuşuna, yemek yeyişine dikkat etmeyen,sakar ama meraklı, hayat dolu bir kız çocuğu karşımdaydı adeta.
"Tek dileğim...Tek dileğim buradan çıkınca mahremiyetime kavuşmak!" diyordu küçük kız, bu kadar saf bu kadar temiz duygularla yazdığı günlüğünün bir fenomen olması da boşa değildi elbette.
Oyunun sonunda artık hıçkırıklarıma mani olamamıştım. Benimle birlikte bütün salon için için ağlıyordu. Son kelimeler şuydu: Anna henüz onbeş yaşındaydı…"
O küçükk Hollandalı kız bir kez daha kalbime dokunmuş, bir kez daha ağlatmış, bir kez daha hatırlatmıştı bana hatırlamam gerekeni.
Oyunun da kurgusu, dekoru tam anlamıyla dört dörtlüktü. Bitiminde salon ayağa kalkmış coşkuyla alkışlıyordu.
İsrael tiyatrosunda unutamayacağım bir geceydi bu. Huzurla uyu küçük kız. Sen hep kalbimde olacaksın. Seni hiç tanımasam da sana bunu yapanları hatırlamaya hayatım boyunca devam edeceğim. Sen yaşamayı nasıl hakettiysen, bugün de hatırlanmayı hakediyorsun.
Herkese iyi bayramlar diliyorum.Hag sameah!