top of page

“Etiyopyalılar niye başarılı da Türkiyeliler değil?” (3)


Geçen hafta; “Etiyopyalılar niye başarılı da Türkiyeliler değil?” başlıklı yazıma gelen yorumlardan bir seçki sunmuştum. Aynı zamanda, belli ölçüde kışkırtıcı bir başlık kullanarak, kimi zaman düzeyli bir şekilde tartışabilen çok sesli bir toplum olabileceğimizi de sergilemeyi amaçladığımı belirtmiştim.

Bu hafta da Türkiye’de yaşamını sürdüren bir dostumdan aldığın konuya ilişkin oldukça yapıcı eleştiriler de içeren bir mailini paylaşmak istedim.

Sevgili Yakup,

Öncelikle İsrael’de İYT çatısı altında yapmakta olduğunuz çalışmalar, haftalık yazılarınız ve bunları bizlere de ulaştırmanız dolayısıyla teşekkür ederim.

Bahsi geçen haftalık yazılarınızı düzenli olarak takip etmekteyim. Müsaadenle “Etopialılar neden başarılı” başlıklı yazılarının 1.ve 2. sini okuduktan sonra özellikle belli bir bölümü için bende kısa bir görüş belirtmek isterim.

Öncelikle bu haftaki yazında,

“40-50 yıl İsrael'de yaşayıp sabahtan akşama Türk televizyonu dinleyenlere ne demeli. (…) 20 senedir bu ülkede yaşayıp İbranice dilinde bir sayfalık bir yazı yazabilecek kaç kişi var? Belki çoktur da ben yanılıyorum.”cümlenle ilgili birkaç satır karalayacağım.

Ben Aliya yapan Türkiyelileri bugün itibarıyla üç grupta sınıflandırıyorum.

1-İleri yaşlarda Aliya yapan, Türkiye’de ticari -geçim manasında- imkanları oldukça daralan veya, imkanlarının yeterliliği dolayısıyla maddi imkansızlık çekmeyecek olanların bulunduğu grup. Sen de takdir edersin ki bu kesimin belli bir yaştan sonra İbranice gibi, belki zor olmasa da farklı olan bir lisanı öğrenmeleri, hele senin yukarıda yazdığım cümlende belirttiğin şekli ile kullanmaları imkansıza yakındır.

2-Diğer bir kesim ise, içlerinde benim de çokça arkadaşımın bulunduğu, 60 yaş seviyesinde olan, ancak Aliyalarını yaklaşık 40 yıl önce yapan, eğitimli, profesyonel hayatta belli bir yere gelmiş insanlardan oluşmakta. Benim esas hayret ettiğim nokta tam da burada. Geçmiş seyahatlerimden bir tanesinde, bir arkadaşımın otomobili ile giderken, diğer bir Türkiyeli kökenli arkadaşımız onu arıyor. Konuşma hızlı bir şekilde ve doğalmışcasına Türkçe’ye dönüyor. Üstelikte bize ait espriler, şakalaşmaların da geçen bunca seneye rağmen hiç unutulmadığı veya kaybolmadığı şekli ile kullanılarak. İşte bunu anlayabilmek biraz zor. Yanlış ifade etmiş olmayayım. Bu sadece tek örnek değil.

3-Diğer üçüncü bir kesim ise, son yıllarda Aliya yapan 20’li yaşlar seviyesindeki gençler. Benim tanıdıklarımın bir çoğu Türkiye’de muhtelif toplum içi görevlerde bulunup, benimde yıllarca çalıştıklarım. İşte bu kesim sanki oralı olabiliyor veya olacak gibi.

Neticede ben bu üç durumu da istisnaları hariç olmak kaydıyla doğal görüyorum. Israel’de hepimiz çokça Rus kökenli görürüz. Henüz aralarında İbranice konuşan bana denk gelmedi. Ancak ucunda Haç olan kolye taşıyanları epey geldi.

Bu görüşümü yazdıktan sonra da toleransına sığınarak biraz da eleştiride bulunacağım. Öncelikle, özellikle 1. grubun aklı fikri bu tarafta. Boğaz’ın balığı, Ada’nın dondurması vs. 2.Kesim bu kadar değilse de yine çok da farklı değil. Ancak 3. kesimde gördüğüm aile, arkadaşlar ve dostlar hasreti. İstersen şöyle bir düşün. Yaz aylarını, Büyükada, Burgazada, Ege kasabalarında geçiren ortak tanıdıklarımızı hemen hatırlayacaksın. Yanlış anlaşılmasın. Bunu bir suçlama veya eleştiri olarak yazmıyorum. Sadece bir tespit. Hatta doğal da buluyorum. Tabi ki, bu yazdıklarımı bir genelleme olarak da görmemek lazım.

Yukarıda eleştiri dedim. Ancak yazdıklarım eleştiriden ziyade şahsi tespitlerimdi. İsabetsiz de olabilirler. Ancak işin eleştiri tarafına gelecek olursa, işte o size. İYT olarak yapmakta olduğunuz çalışmaları genel olarak biliyorum, kesinlikle takdir ediyorum (her ne kadar benim takdirime ihtiyacınız yoksa da), beğeniyorum. Ancak şöyle bir düşünün, yapılan çalışmalar genelde Türkçe, yapılan faaliyetler, konser vs Türkiye ile bağlantılı. Tabi ki çoklukla.

Yaptığınız kültürel faaliyetler, son zamanlarda davet ettiğiniz konuşmacılar ve konuları yine aynı. Türkiye’deki toplumu, problemlerini vs.’yi konuşuyorsunuz. (*) Ben şahsen bu evde oturma günlerinde, uzmanları veya profesyonelleri tarafından verilecek, aliya, sağlık sistemi, konut edinme, gelen Olenin karşılaşacakları, lisan öğrenme, adaptasyon vs. konularda zoom toplantıları yapmanızı beklerdim. Çünkü oraya gelene zaten bu yönde hizmetler verdiğinizi biliyorum. Bunu sanal ortama bilgilendirme amaçlı taşımak, sanırım çok rağbet görecek, rağbet dışında çok yararlı bir faaliyet olacaktır.

2016 yılında Şeker Bayramı tatili 9 gün idi. 1 Shekel de 2 TL değildi. Türkiye, İsrael’e boşaldı. Bizde bir diğer çift arkadaşımızla orada bulunduk. İYT kendi lokalinde bu manada bir faaliyet yaptı. İnsanlar lokale sığamadılar. Keşke bunu zoom üzerinden sanal ortamda yapabilseniz.

Yakup kardeşim, sürçü lisan ettiysem af ola. Ufak tefek eleştirim olduysa bunu bir dostun paylaşımı olarak kabul etmeni rica ederim. Yapmakta olduğunuz çalışmalarda başarılarınızın devamını dilerim.

Sevgilerimle,

Hayim Kohen Yanarocak

------------------------------------------------------------------------------------

(*) Sonraki yazışmalarda son on farklı etkinliğin hiç birinde Türkiye’deki toplumun ve problemlerinin konuşulmadığını ortaya koyduğumda Hayim; “Ne yalan söyleyeyim, ben Silvio Ovadia, Moris Levi’ li faaliyetlerinizde kalmışım. Senin cevabında listelediklerini tamamen değilse de çoklukla kaçırmışım.” diyerek izleniminin geçmişte İYT’nin konuk ettiği iki konuşmacıdan kaynaklandığını belirtti ve ikinci mail yazısında şöyle yazdı:

“IYT, yaptığı çalışmaları sınırlama olmaksızın arzu eden herkesle paylaşıyor. Görüşüm bu politikanın son derece isabetli olduğu. Örneğin biz haftalık yazılarınızı mail yoluyla alıyoruz. Ancak isteyen, ilgilenen bunu web sitenizden de takip edebilir. Veya duyurusu yapılmış olan bir faaliyetinize katılabilir. Bunun haricinde Aiyah yapanlara vermekte olduğunuz destek herkesçe malum. Yanımda çalışmakta olan bir kızın ailesi ile birlikte yaptığı Aliya’sı sonrası IYT den aldıkları desteği yakinen biliyorum. İşin daha enteresan tarafı ise, bir önceki mailimde bahis ettiğim 2016 yılında lokalinizde yapmış olduğunuz tanıtım faaliyetin de, benim edindiğim bilgileri, bu kıza dönüşümde aktarmam onun Aliya’yı düşünmesine vesile olmuştu.”

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page