top of page

İsrael’de Ekolojik Bir Yerleşimde Yaşantım 2


“Klil’de Yurt Hayatı” (2)

Nisan Su ROTSHTEİN

Yusyuvarlak ve odasız, oda efektini sadece mobilyaları belli açılarla yerleştirerek yakaladığımız yurtumuz 70 metrekare, ahşap bir platformla yerden yükseltilmiş, soba ile kolayca ısınıyor, yalıtımı çok iyi ve profesyonelce yapılmış. Israel’de kırsalda, yurtta yaşayan çok sayıda aile var. Hatta Israel için Moğolistan’dan sonra en çok yurtun görülebileceği yer diye düşünmek bizi neşelendiriyor.

Yurtumuzda (hanemizde); çift kişilik yatak, gardrop, iki şifonyer, kitaplık, orta sehpa, tek kişilik bir koltuk, çift kişilik rahat bir kanepe, biri yemek yemek diğeri ise üzerinde puzzle yapmak için iki masa ve sandalyeler var.

Dairesel bir alanı paylaşmak evde olduğumuz zamanlarda yurtun aynı kısmında bulunmasak dahi birbirimizin farkında olmasını sağlıyor ve evdeki enerji akışını yumuşatıp kolaylaştırıyor. Mutfaktan çıkan organik atıklar ile kompost yapmak adetten; karbon ayak izimizi azaltmaya gayret ediyor ve doğada çözünmeyen ve kimyasal içeren kişisel temizlik ürünlerini ise kullanmıyoruz.

Klil devletten elektrik enerjisi almayan, tüm hanelerin kendi elektriklerini güneş vasıtasıyla üretip aküler aracılığıyla stokladıkları bir yerleşim ve yollarda görmeye alışkın olduğumuz elektrik direkleri yerleşim sakinlerinin ortak kararı doğrultusunda burada bulunmuyor. Otoyoldan Klil’e girdiğinizde, elektrik direklerini birdenbire görmemeye başlıyorsunuz. Bunun gecenin karanlığında gizemli ve değişik bir cazibesi var. Elektrik için güneş enerjisinin kullanıldığı durumun bir gereği de elektrik tüketimimiz kontrollü ve yüksek elektrik tüketen bir takım modern hayat aletlerinin de bu yaşantıda yeri yok.

Çamaşır makinesi olmayan pek çok ev mevcut ve insanlar komşularıyla ortaklaşa kullanıyorlar. Bizim çamaşır makinemiz var ancak sadece güneşli günlerde kullanabiliyoruz. Zira güneşsiz geçen bir kaç günün ardından aküde birikmiş olan elektrik iyice azalmış oluyor ve ancak akşamları yurttaki lambalarımıza yetiyor. Bu minimal tüketim halinden hoşnutuz.

Mutfakta kullandığımız tek elektrikli alet çorbalar ve smoothie’ler için kullandığımız blender; ocak ve fırın ise gaz ile çalışıyor.

Saç kurutma makinesi ve televizyon kullanmıyoruz.

İklim ve bitki örtüsü olarak Klil tipik Akdeniz iklimi özellikleri gösteriyor.

Batı Galil tepelerinde bir yamacın üstünde, havanın açık olduğu akşamlar Hayfa’yı görebilecek kadar yüksekteyiz; bu da deniz kıyısındaki yerleşimlere kıyasla havanın daha serin ve rüzgârlı olmasına yol açıyor.

Halâ günbatımının ardından akşamları soba yakıyoruz, zira geceleri dışarıda yüzü buz gibi kesen bir ayaz oluyor.

Mart sonuna doğru ise hava iyice ısınıyor. Daha önceki senelerde Klil’i Ekim ve Kasım aylarında tecrübe etmiştik ve hava bal gibiydi. Klil’in yaslandığı Batı Galil tepeleri meşe, keçiboynuzu, zeytin, sakız ağaçlarıyla dolu.

Burası yemyeşil ve pitoresk bir köy.

Köpeğimizi iç rahatlığıyla dışarıda özgürce bırakabiliyoruz.

Haneler çit ile çevrili değiller; bu yerleşim sakinlerinin ortak kararı ve böylece her yer alabildiğine açık.

İnsanlar yaşam alanları çit ile çevrili olmamasına rağmen komşularının yaşam alanına ve mahremiyetine özenle yaklaşıyor.

Köyümüzün bir organik bakkalı, çocuk yuvası ve de sadece haftasonları açık olan vejetaryen bir kafesi var.

Geceleri gökyüzü ve vadinin çeşitli yerlerindeki hanelerden gelen cılız bir kaç ışık dışında pek fazla ışık görmek mümkün değil.

Az ışık ve az elektriğe maruz kalarak yaşamak şehirde aslında ihtiyacımız olmasa da ne çok elektrik tüketiyor olduğumuzu bize anımsatıyor.

Bunun yanı sıra az uyarana maruz kalmak geceleri daha erken ve daha derin uykuya dalmamızı sağlıyor.

[if !supportLineBreakNewLine] [endif]

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page