top of page

Değer Neye Göre Ölçülür?


Bu hafta okuyacağımız Teruma peraşasında Tanrı, çöl yolculuğu sırasında ve Erets-Yisrael’e girildikten sonra da Bet-Amikdaş’ın inşasına kadar geçen süre boyunca Bene-Yisrael’in ibadet merkezi olarak görev yapacak olan Mişkan’ın inşasına dair talimatları içermektedir. Mişkan’la ilgili üretim işlemlerinin üç yönü vardır. Biri fiziksel yapı ve içindeki kutsal eşyalarla ilgilidir ve bunlarla ilgili talimatlar Teruma peraşasında yer almaktadır. İkinci yön, Kutsal Mekân’daki ibadet işlerinden sorumlu olacak olan Koenlerin ve özel olarak da Koen Gadol’un özel giysileriyle ilgilidir ve bunlarla ilgili talimatlar önümüzdeki hafta okuyacağımız Tetsave peraşasındadır. Son olarak, ardından gelen Ki Tisa peraşasında, ketoret (tütsü) işleminde kullanılan baharat karışımının ve gerek Mişkan ve eşyalarını gerekse de Koenleri ve sonraki nesillerde kralları meshetmekte kullanılacak olan özel yağın üretimiyle ilgili talimatlar yer almaktadır.

Bunların her birinin üretiminde kullanılacak hammaddeler ise bu hafta peraşanın en başında listelenmektedir: “A-Şem, Moşe’ye konuşarak [şöyle] dedi: ‘Bene-Yisrael’e konuş. Benim Adıma bağış getirsinler. Bağışımı, kalbi kendisini [cömertçe vermeye] sevk eden her kişiden alın. Onlardan alacağınız bağış şunlardan oluşacaktır: Altın, gümüş ve bakır; gök mavisi [yün], erguvani [yün], kırmızı [yün], keten ve keçi kılı, kızıllaştırılmış koç derisi, tahaş [adlı hayvanın] derisi ve akasya ağacı, aydınlatma için yağ; mesh yağı ile rayiha tütsüsü için baharatlar, Efod ve Hoşen için Şoam taşları ve dolgu taşları” (Şemot 25:1-7).

Görüldüğü üzere, kullanılacak hammaddeler değer sıralamasına göre listelenmiş görünmektedir. Önce altın, sonra gümüş, sonra bakır. Bunun ardından farklı renklere boyanmış yünler. Yünden daha düşük sayılan keten, ardından keçi kılı. Bazı hayvan derileri, ahşap işlerinde kullanılacak ağaçlar, zeytinyağı ve baharat maddeleri. Buraya kadar baktığımızda gerçekten de değer açısından gittikçe azalan bir sıralama olduğunu söyleyebiliriz.

Ama sonra sayılan maddeler bu teoriyi bozuyor görünmektedir: Şoam taşları ve dolgu taşları. Bunlar son derece nadide değerli taşlar ve pırlantalardı ve Koen Gadol’un özel giysileri olan Efod ve Hoşen’in üzerinde belli yerlere yerleştirilecekti. Söz konusu taşlar tahminen altından bile daha değerliydi, ama buna rağmen listenin başında değil, en sonunda yer almaktadır. Neden?

Rabi Hayim ben Atar, Tora hakkındaki açıklamalarını topladığı ünlü eseri Or A-Hayim’de bunun için üç olası açıklama önerir. Bu açıklamaların ilki, söz konusu değerli taşların getirilmesinin arka planıyla ilgilidir. Vayakel peraşasında anlatılacağı üzere söz konusu değerli taşları bağışlayanlar kabile başkanları olmuştur: “Başkanlar (İbranice: Nesiim), Efod ve Hoşen için Şoam taşlarını ve diğer değerli taşları getirdiler” (Şemot 35:27). Şayet orada Nesiim sözcüğünün nasıl yazıldığına bakacak olursak bir gariplik dikkatimizi çekecektir. Normalde נשיאים şeklinde yazılması gereken bu sözcük נשאם olarak, yani olması gereken yod harfleri eksik halde yazılmıştır.

Raşi bunun sebebini şöyle açıklar: “Kabile başkanları Mişkan’la ilgili çalışmada en başta bağışta bulunmamışlardı. Bunun yerine başkanlar şöyle demişlerdi: ‘Herkes ne bağış yapacaksa yapsın, eksik kalan her ne olursa onu biz tamamlayacağız.’”

Tahmin edileceği üzere herhangi bir amaç için fon toplayan birine bunu söyleyecek olsak, dünyalar onun olacaktır. Kim, eksik kalan bağışlar için kendisine açık bir çek verilmesini istemez ki? Ne var ki işler kabile başkanlarının düşündüğü şekilde gelişmemişti. Raşi’nin sözlerinin devamında belirttiği gibi: “Halk gereken tüm bağışları getirdiği için (Şemot 36:7), kabile başkanları ‘Ne yapmamız gerekiyor?’ dediler ve sonunda bu değerli taşları getirdiler.”

Kabile başkanlarının yaklaşımı kusurluydu. Herhangi bir fon toplanırken cömert bir bağış sahibinin “ben tamamlarım” demesi belki sevindirici olabilir. Ama Tanrı’nın Kutsal Mekânı için yapılan bu bağışlarda “eksik tamamlama” diye bir şeyden bahsedilemez. Tanrı’nın tüm bu bağışlara ihtiyacı yoktur. Zaten her şey O’na aittir. “Bağış getirsinler” demekle Bene-Yisrael’den bir “iyilik” istemiş değil, sadece onlara bu kutsal projede pay sahibi olma fırsatını sunmuştur. Kabile başkanlarının bu fırsatın üzerine şevkle, coşkuyla atlamaları gerekirken, onlar, sanki kendilerine ihtiyaç varmış gibi bir tavır takınmışlar ve sona kalmışlardı. Bu nedenle, değerli taşları getirmelerinin anlatımında, unvanları normale göre eksik yazılmış, onların bu şevk eksikliği üstü kapalı olarak eleştirilmiştir. Ve kendileri en son bağış yaptıkları için, getirdikleri değerli taşlar da listenin sonuna yazılmıştır.

Or A-Hayim’in ikinci açıklaması, kutsiyet konularıyla ilgili bir kurala dayanır. Mişkan’ın tüm eşyaları ve kullanılan yağ ve baharatlar için “meila” adlı bir yasak vardır. Bet-Amikdaş’a ait mal varlığını, esas amacı için değil, şahsi amaçları için kullanan bir kişi bu yasağı ihlalden sorumlu olur. Ancak söz konusu yasak, Koenlerin özel giysileri için geçerli değildir. Bu açıdan Koenlik giysileri, Mişkan’a ait diğer her şeye göre daha düşük bir kutsiyete sahip sayılmaktadır. Ve bahsi geçen değerli taşlar sadece Koenlik giysilerinde kullanıldığı için, diğer hammaddelere göre daha düşük kutsiyette bir kullanım amacına sahip olduğundan, listenin sonuna bırakılmıştır.

Or A-Hayim bu konuda üçüncü bir açıklama önerir. Bu açıklama da söz konusu taşların kaynağıyla ilgilidir. Kabile başkanları bu değerli taşları nereden bulmuşlardı? Midraş kaynaklı bir öğretiye göre bu taşları bulutlar getirmişti. Nitekim Nesiim sözcüğünün bir başka anlamı da “bulutlar” şeklindedir (bkz. Teilim 135:7). Değerli taşlar, getiren kişilerin şahsi bağışı olarak değil, bir mucize yoluyla geldiğinden, listede en sona yazılmıştır.

Toparlarsak, Or A-Hayim’in önerdiği sebeplere göre, gerçekten de hammaddeler, değer açısından azalan sıralamaya göre listelenmiştir, ama değerli taşlar, verilen üç farklı olası sebep nedeniyle farklı bir kategoride olduğundan, diğer hammaddelerin hepsinden daha değerli olmalarına rağmen o listenin sonuna “eklenmiştir”, zira listenin bir parçası değildir – istisnadır.

* * *

Yine de, Or A-Hayim’in üç açıklamasına dayanarak, farklı bir bakış da önerilebilir. Buna göre gerçekten de hammaddeler değer sıralamasına göre listelenmiştir ve değerli taşlar da birer istisna “olmayıp”, bu listenin normal birer parçasıdır. Bu durumda en baştaki soru tekrar uyanmaktadır: Bu değerli taşlar, zeytinyağı ve baharatlardan daha az mı değere sahiptir?

Cevap: Bu tamamen duruma bağlıdır. Eğer değer konusunu “maddi değer” olarak görüyorsak, gerçekten de bu listedeki sıralama bozuktur. Değerli taşların en sonda değil, en başta olması gerekirdi. Ama önerdiği üç cevapta Or A-Hayim, maddi değerin – parasal değerin – her zaman “gerçek değeri” ifade etmeyebileceğini göstermektedir. Kutsal ve Mübarek Tanrı’nın kriterleri tamamen farklıdır.

Bu kriterlerin ilki, yapılan bağışın ne kadar candan, ne kadar şevkle, ne kadar görev bilinciyle yapıldığıdır. Eğer fakir bir kişi, sırf birkaç gram baharatı tüm samimiyeti ve iyi niyetiyle gönülden getirmek için son birkaç kuruşu zar zor denkleştirmişse, o birkaç gram baharat, kabile başkanlarının “Tanrı’ya iyilik yapıyormuş” gibi kusurlu bir tavırla en sona kalarak getirdikleri en paha biçilmez pırlantalardan bile daha değerlidir.

İkinci kriter kutsiyettir. Zeytinyağı ile baharatlar ve tabii ki onlardan önce listelenen diğer malzemeler, maddi değer olarak pırlantalardan elbette daha düşüktür. Ama kullanım amaçları, yüksek bir kutsiyete sahip Mişkan’ın yapısı, eşyaları, yağ ve tütsüleri de içerdiğinden, sadece daha az kutsiyete sahip olan giysilerde kullanılacak olan o pırlantalardan daha yüksek düzeydedir. Dolayısıyla pırlantalar, istisna olarak değil, kutsiyet değeri açısından diğerlerinden daha düşük olduğu için listenin sonundadır.

Ve üçüncü kriter fedakârlık ve gayrettir. Gayretle ve fedakârlıkla getirilmiş olan baharatlar, hiçbir çaba gerektirmeden, “havadan gelmiş” pırlantalardan daha değerlidir.

İşte bu nedenlerle, hammaddeler gerçekten de değer sıralamasına göre listelenmiştir ve değerli taşlar listede tam da olmaları gereken yerdedir. Çünkü bir şeyin gerçek değerini belirleyen kıstas maddiyat değildir.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page