top of page

Lifta bir ev, Lifta bir rüya, Lifta bir tarih...


Lifta bir ev, Lifta bir rüya, Lifta bir tarih...

Jerusalem otobüs terminalinden 15 dakikalık yürüyüş mesafesinde, tarih, doğa ve kültürle örülü eski zamanlara ait bir yolculuğa var mısınız?

Değişmeyen tek şey değişim ise bu kriterin işlevsizligi karşısında kalmanın şaşkınlığı ve tanık olmanın tarif edilemez sevinçli hali arası karışık bir duygu sarar benliğinizi...

Burada sessiz sedasız tüm doğallığı samimiyeti ve etnik dokusuyla, göz önündeyken bile hala o güzelliğin farkına varılamamış, mahzun üzgün ama hüznün dokunuşuyla farklı bir cazibe kazanmış yerel bir yerleşim alanı yıllara ve modern dünyaya meydan okumaya devam ederken…Yitik zamanları çağrıştırır..

Burada bir müzenin prensipli güvenli ortamında değilsiniz.

Geçmişin kaydedilmiş bilgileri burada akademik bir sunum eşliğinde olmaktan çok uzak…

Bir yandan bir yerleşim dokusunun bu denli orijinal unsurlarıyla başbaşa ve nihayetinde bakımsız naifliğini seversiniz.

Çünkü restorasyon sanki mekânın ruhunu modernizasyon çarkına teslim edecek, yüzyılların birikimini bir çırpıda silecek, geçmiş günlerine ihanet edecek duygusuna kapılırsınız.

Böyle kalsın daha iyi dersiniz.

Ama ya ... Bir yandan da yeni baştan bir imar planının turizme kazandıracağı yeni bir soluk, yeni bir açılım, bu zengin kültür mirasının korunması ve yarınlara aktarılması tarihi bir sorumluluk olduğu kadar geleceğe ve bizden sonraki nesillere de borcumuz ise?

Lifta köyü Jerusalem'ün batı girişinde, deniz seviyesinden 650 -730 metre yükseklikte yer alır.

Jerusalem 1 no'lu karayolunun batı girişinden yol alırken Arazim vadisi üzerinde teras şeklinde kademeli bir nizamla tepeden aşağılara küme küme gri/ beyaz taş bina kalıntılarını içeren bir sahne beliriverir .

Hafızama sonsuza dek kazılmış gibi duran bu ilk sahnenin ardından bir film şeridi gibi aklımdan geçen tüm sahneler …

Vadinin en tepesinde yer alan Romema mahallesinin yüksek binaları arasından sıyrılıp aracımızı uygun bir park alanına parkettikten sonra tepe noktasından giriyoruz Lifta’nın içlerine …

Doğanın içine dalmak demek daha doğru olur, çünkü birazdan sırtımızı verdiğimiz Jerusalem şehir manzarası yerini sadece ot, bitki, ağaç, çiçek, çalılık ve iniş boyunca adeta gökle birleşik, yeşil ve mavi tonlarını barındıran eğimli bir doğa manzarasına bırakıyor ardından her dönemeç sürpriz görüntülerle bizi heyecanlandırıyor.

Bayırdan aşağıya zigzaglar çizen yol boyunca, ağaç ve çalılıklar arasında kalan evler giderek yakınlaşmaya ve netleşmeye başlıyor.

Herkesin Lifta'sı kendine göre olmalı ; yol boyunca sıra sıra dizilen incir, nar, keçiboynuzu, ,zeytin, badem ağaçlarıyla,kaktüs bitki örtüsüyle, siklamen, nergis, papatya, zambak, gelincik çiçekleriyle çevrili bir cennet bahçesi olmalı kimine göre Lifta..

İbranice adıyla şkedia - badem ağaçları - mevsim gereği çiçeklenmenin coşkusuyla açık pembebeyaz tonlarını cömertçe sunuyorlar,o görkemli taş dokulu duvarların arasından uyum içinde salınırken, eski günlerin orijinal stilini yansıtan taşlı yolun açılımına tatlı bir selamla davet ediyorlar ...

O evler - o taş evler ...

Lifta demek Ev demek benim için herşeyden önce ...

İçinde binbir kültürün hayat bulduğu, nice anıların yaşandığı, herbir taşın sevgiyle biraraya gelip bir ev formunda ailelere yuva olduğu, yüzyıllara tanıklık eden yaşamların izlerini taşıyan taştan evler bunlar...

Herbiri, bir anıt bir mabet gibi, kendine özel bir ölçekte doğaya uyum içinde bilgece bir tavırla tepe manzarasına açılar çize çize bir doku oluşturuyorlar. Bu bir köy dokusu..

Bir yerleşim yeri dokusu...

Bu evler teatral bir şekilde harap ve yıkıklar...

Ama mağrurlar da bir anlamda...

Evlere girin...

Evlerin içinde günlük yaşam izlerini arayın...

Zemin karolarında , kapı kemerlerinde, pencere pervazı taş işçiliğinde asıl gerçeği görün..

Bir dönemin refah düzeyini hissedin..

Yitik yaşamların açtıkları kapılardan dışarıya bakın...

O kapısız kapı boşlukları, o penceresiz pencere kovukları.. İsrael'in doğallığını alabildiğine koruyan biricik ve tek alanına o pencerelerden bakmak!

Birkaç dakika da olsa o alanın şahiti olabilmek ne güzel...

Doğa manzarasına dahil olan teras biçiminde uzanan tarım bahçelerinin sırrı ise o toprakların konum ve iklim özellikleri ile insan gücünün ortak eserinden ortaya çıkan binlerce nadir bitki türlerinin varlığı...

Köy meydanına vardık artık.

Köy meydanı yerleşim dokusunun ana merkezinde olduğunu betimleyen sıra sıra taş duvarlı bahçelerin ardındaki evleriyle, ortasında Roma hamamlarını andıran otantik bir havuzla hayli göz okşayıcı bir görünüm kazanıyor.

Havuzbaşında bol bol selfielerin çekildiğine tanık olurken biz de bir parçası oluyoruz çekimlere hevesle…

Terk edilmiş mekân fotoğrafçılığı meraklılarına, tarihi yapı ve doğa fotoğrafçılarına çok zengin malzemeler var burada diye aklımdan geçiriyorum zaman yolculuğuma devam ediyorum.

Lifta bir tarih :

Geçmiş yüzyılları kapsayan zaman koridoruna doğru bir yolculuktayız .

Romalılar, Persler, Bizanslılar, Haçlılar, Osmanlı ve ardından 1948’de İsrael devletinin kuruluşuna kadar İngiliz Manda Yönetimi hüküm sürer bu topraklarda.

“Israel Antiquities Authority Conservation Department” programı çerçevesinde yapılan araştırmalar ve bulgular arasında Demir Çağına ait mağara ve mezarlar, Ortaçağ Haçlı Dönemi özelliklerini taşıyan kale/sur karakteristik yapıları ve Osmanlı hakimiyeti dönemi mimari tarzları göz doldurur.

Talmudik kayıtları Yeşu Kitabında ,Lifta yerleşim alanının İsraeloğullarının 12 kavim ve İlk Tapınak dönemindeki adı, Mei Niftoah –

מי מפתוח - olarak geçiyor .Bu yerleşimden Yehuda Kabilesi'nin kuzey sınırı olarak bahsedilir.

Köy, Titus Flavius Vespasian liderliğindeki Roma işgali sırasında yıkılır. -MÖ 586-

Daha sonraki yüzyıllarda ise yörenin diğer etnik nüfusu olan Arap toplulukları yöreyi mesken edinirler.

İngiliz Manda Yönetimi altında , dönemin yazışmalarından Lifta’nın on dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru yaşam standartlarında zirveye ulaştığı ve bölgedeki en büyük Arap köyü olarak tanımlandığı görülür. Lifta köy toprakları simdiki Mea Shearim ve Ein Karem'e kadar uzanır.

1948'de Lifta köyünde yaklaşık 2.700 kişi yaşamaktaydı.

1948 savaşı sırasında köy, Yafo - Jerusalem yoluna ve Yahudi mahallelerine yönelik saldırıların başlatıldığı bir üs olarak hizmet etti. Siyonist gruplardan askeri kanat olan Lehi Savunması tarafindan

Romema mahallesi boyunca misilleme baskınları sonucunda Şubat 1948'de terk edildi o günlerin Arap köyü Lifta’sı.. ...

İsrael Devleti'nin kuruluşundan bu yana, alanın kültürel dokusunu korumak amacıyla çeşitli kalkınma planları önerilir.

Kendi geçmişinden ilham alacak bir yerleşim yeri...

Lifta benzersizliği ve önemi nedeniyle UNESCO İsrael Komitesi tarafından “İsrael Tentative Dünya Mirasları” Listesinde yerini aldı.

Paylaşmanın zevki ve mutluluğuyla da bu yazı kaleme alınmış oldu.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page