Meyve ağaçlarının bayramı veya meyve ağaçlarının Yılbaşı olarak anılan Tu Bişvat; bu yıl; 9 Şubat Pazar akşamı ve 10 Şubat Pazartesi günü kutlanıyor.
Yahudi takviminde Şevat Ayı’nın 15’i anlamına gelen Tu Bişvat Bayramı, ‘Ağaçların Yılbaşı’ olarak kutlanan neşeli bir bayramdır. Bu dönemde Kutsal topraklardaki ağaçlar kış uykularından uyanır, öncelikle badem ağaçları tomurcuklanmaya başlar ve yeni bir meyve verme evresine hazırlanır.
Tora’da söz edilmeyen, sözlü Yahudi kanunlarının derlemesi olan Mişna’da karşımıza çıkan ‘Ağaçların Yılbaşı, Tora’da belirtilen, ağaçlar ve meyveleri ile ilgili kuralların doğru olarak uygulanabilmesi için bir başlangıç tarihi özelliği taşır.
Tu Bişvat; bu yıl; 9 Şubat Pazar akşamı ve 10 Şubat Pazartesi günü kutlanıyor.
Tu Bişvat’ta, özellikle Kutsal Topraklarda yetişen meyveleri yemeye özen gösterir, şarap içer, ağaç ile insanoğlunun benzerliği üzerine derinlemesine düşünür, her bayramda olduğu gibi, bayramın potansiyelinden faydalanabilmek için bir an duraklayıp kendi içimize döner ve iç muhasebemizi yaparız. Tanrı’nın bereketi ve etrafımızdaki her şey üzerindeki Eli için şükranlarımızı dile getirir, ağaçlardan öğreneceklerimizi düşünür ve bunları hayatımıza geçirmeye niyet ederiz.
Ekilen ağaçların meyveleri ne zaman yenilebilir?
“Ülke’ye geleceğiniz ve yenebilir (meyve üreten) her türlü ağacı dikeceğiniz zaman, meyvelerini erişilmez addetmelisiniz.(Şöyle ki; bu meyveler) Sizin için üç yıl boyunca erişilmez olacak, yenmeyecektir. Dördüncü yılda (ağacın) tüm meyveleri Tanrı’ya (birer) övgü (vesilesi şeklinde) kutsal olacaktır. Beşinci yılda ise (ağacın) meyvesini yiyebilirsiniz.(Tüm bunlar, ağacın) sizin için ürününü arttırmasını sağlayacaktır; Ben Tanrı’nız Aşem’im”(Vayikra:19.23–25).
Tora, İsrael topraklarındaki ağaçların, ekildiği ilk üç yıl içinde meyvelerinin yenmesini yasaklar (Orla). Dördüncü yılın meyvesinden Bet Amikdaş’a sunu getirilir (Neta Revay). Beşinci yıldan itibaren ağacın meyvesi serbestçe yenebilir (Vayikra 19:23-25). Çiftçilerin başlangıç yılını hesaplayabilmeleri için rabiler Hillel Ekolü doğrultusunda 15 Şevat’ı, gerçekten ekildikleri tarihe bakmaksızın tüm ağaçlar için genel bir doğum günü olarak kabul ederler.
15 Şevat - Neden?
Tora’da belirtilen ve toprakla ilgili olarak her yıl yapılması gereken ayrı işlemler olduğundan, ürün için yeni yılın ne zaman başladığı büyük önem taşır.
Ağaçların yılbaşı için hahamlar, toprağın suya doyup, ağaçların topraktan su almayı bıraktığı ve kendi özsularından beslenmeye başladıkları zamanı esas alır. Bu doğrultuda, Şevat Ayı’nın 15’inden önce oluşan meyve, önceki yıla ait, bu tarihten sonra oluşan meyve ise, bir sonraki yıla ait kabul edilir.
Bunun sebebi, Akdeniz bölgesinde, yağmur sezonunun Sukot zamanı (Tışri Ayı’nın 15’i) açılmasıdır. Yağmurların toprağı ve ağacı suya doyurmaları yaklaşık olarak dört ay sürer (Şevat Ayı’nın 15’i=Tu Bişvat), ve o zamandan sonra ağaçlar meyve vermeye başlar. Tu Bişvat, ağaçlar için yeni bir yıl başlangıcı olduğu için, sene dönümleri bu tarihe göre ayarlanır.
Ağaçların Yılbaşı
15 Şevat- Tu Bişvat, ağaçların yılbaşı olarak kabul edilir ve Yahudi takvimindeki dört yılbaşından biridir.
Yahudi takvimindeki dört farklı yılbaşı: Yılların Yılbaşı, Sabatik (ŞEMİTA ) ve Yovel yıllarının ona göre hesaplandığı, senenin rakam olarak ‘bir’ arttırıldığı Roş Aşana, 1 Tışri’dir ve bu yılbaşı, zamanın başlangıcından beri vardı. Ayların yılbaşı da Yahudilerin Mısır’dan çıkıp özgür bir ulus olduktan sonraki ilk ayları, Tora’da da ayların başı ( Şemot:12:1) olarak belirtilen 1 Nisan’dır. 1 Elul, hayvanlar için ondalık verginin hesaplandığı yılbaşıdır. 15 Şevat-Tu Bişvat ise, tüm bitki âleminin ve meyve veren ağaçların yılbaşıdır.
Ağaç ve insan
“…İnsan kırın ağacıdır…” (Devarim: 20:19)
Ağacın hayatı, toprağa ekilen tohumla başlar. Gelişebilmesi için toprağı devamlı sulamak, zararlı otlardan temizlemek gerekir. Her bir Yahudi’nin içine, Tanrı tarafından ekilen tohum, içindeki Tanrısal ruhudur. Kişi, bu tohumu Tanrı yolunda yürüyüp O’nun öğretilerini takip ederek sular, ruhunun temizliğini ve saflığını bozacak davranışlardan kaçınarak, hayatını içindeki Tanrısallığa layık bir şekilde sürdürerek gelişip büyümesini sağlar.
Sağlıklı bir ağaç devamlı gelişmeye devam eder. Tora’yı düzenli şekilde, anlayarak, içselleştirerek okuyup, bunları günlük hayatının her alanına yansıtan kişi de manevi olarak gelişmeye devam eder. Bir ağacın gücü, köklerinin toprağa ne kadar sağlam bir şekilde bağlı olmasıyla orantılıdır. Bir Yahudi’nin gücü ise, ataları Abraham ve Sara’ya kadar uzanan derin köklerine, kültürel miraslarına sıkı sıkıya bağlı olup, bundan kuvvet alması ve derin inancından gelir.
Tıpkı bir ağaç gibi, ayaklarımız sıkıca yere basarken, gelişmek, daha ileri gitmek için Tanrı yolunda yürüyerek gerçekleştirdiğimiz ve başkalarının hayatına dokunarak onların hayatlarına güzellik getiren iyi davranışlarımız sayesinde kollarımızla yukarıya göklere uzanırız. Bu davranışları görerek büyüyen ve bunların hayatın doğruları olduğunu idrak eden içinde Tanrı sevgisi ve Tanrı yolundan uzaklaşma korkusu taşıyan çocuklarımız da bu ağacın bereketli meyvelerini oluştururlar.
Tu Bişvat gelenekleri
Tu Bişvat’ta, özellikle Kutsal topraklar- Erets Yisrael’in mübarek kılındığı meyvelerin; (Devarim 8:8) buğday, arpa, zeytin, hurma, üzüm, incir, narın masada bulundurulmasına özen gösterilir.
İstanbul Sefarad cemaati adetlerine göre, bunlara ek olarak kaşer şarap, badem, fındık, portakal, elma, ceviz, muz, havuç, karpuz/kavun, leblebi, yer fıstığı, bira (arpaya istinaden), şekerlemeler, limon (varsa etrog) alınır. Ne kadar çok çeşit olursa, o kadar iyidir ve bunlardan sadece sembolik miktarlarda almak yeterlidir.
Ayrıca ağaçta ve toprakta yetişen meyveler dışındaki kategorideki yiyecekler ve şarap dışındaki içecekler, çikolata, şeker, tatlılar vb. de berahaları söylenerek yenilir.
O sezon henüz tadılmamış bir meyve ilk defa yenilerek Şeeheyanu berahası söylenir.
Ayrıca Tu Bişvat’ta geleneksel olarak ağaç dikilir.
Eski bir Tu Bişvat geleneğine göre anneler ufak kumaş keseleri kuruyemişlerle doldurup çocukların yastıklarının altına yerleştirirlerdi. Çocuklar yastıklarının altındaki sürprizi görünce mutlu olur ve Tu Bişvat Bayramı mutlu bir bayram olarak akıllarında yer ederdi.
TU BİŞVAT SEDERİ
İstanbul Sefarad cemaati adetlerine göre Tu Bişvat Sederi’nde; 14 Şevat’ı 15 Şevat’a bağlayan akşam - bu sene 9 Şubat Pazar gecesi- yemekten ve Birkat Amazon’dan hemen sonra, yemek masası Kutsal Topraklarda yetişen buğday, arpa, üzüm, hurma, nar, zeytin, incir başta olmak üzere türlü meyvelerle donatılır. Meyveler, berahalar eşliğinde ve her bir meyve, tohum halinden masamızdaki o lezzetli meyve haline gelene kadar geçirdiği evreler, bunların gerçekleşmesi için Tanrı’nın nasıl her adımda yardım ettiği düşünülerek yenilir.
Tu Bişvat’ın ABC’si, Tu Bişvat Felsefesi, Tu Bişvat Sederi Duaları ve duaların uygulamalı Videosu:
Kaynak:Salom/Nazlı Doenyas