"Dünyada pek az kent, yan yana duran iki gettosu ve beş önemli sinagoguyla, Yahudi anıtlarının zenginliği bakımından Venedik ile karşılaştırılabilir.
“Getto” kelimesi bile Venedik kökenli olabilir. "
Gezgin yolculuğunu ederken, iç dünyasında kendine özel bir yolculuk da sürdürmektedir bir anlamda.
Arayışlar ve keşifler yeni anlamlar katarak girerken hayata, farklı bir derinlik katmanında düşünsel ve düşsel bir oyun alanının da yolu açılır sanki..
Anılar ve hikayeler, yaşanmışlıklar ve izsürmelerin biçimlendirdiği bir eşiğin ardında bekleyen bir oyun alanıdır sanki burası.
O oyun alanında serbestsiniz .
Yaşadığımız bu coğrafyada tarihin yolculuklarında bir toplumun anılarına bağlanmak istersiniz mesela o oyunda.
Bu oyunun adını vereyim :
İtalyan Yahudilerinin anılarına doğru iz sürerken, “Kelimelerin öykü anlatıcılığı yollarında ilerlemenin Düşsel Yolculuğu” gibi süslü kelimelerin bile peşine takılıyorum.
Ama öncelikle Aşkenaz ve Sefarad gruplarından bahsetmem lazım.
Bu iki grup,Yahudi cemaatinin öncelikli iki yapıtaşı olmasının yanı sıra Mizrahiler tanımı ile bir üçüncü grup da yer alır tarih sahnesinde.
Bu gruplama coğrafi ve kültürel özelliklere dayalı bilgilerin sentezinden çıkar yola.
Aşkenaz Yahudileri, Ortaçağdan itibaren Hristiyan çoğunluğun yaşadığı Orta Avrupa ülkelerinde yaşayan ve Alman lehçesi ile İbranicenin bir karışımı Yidiş dilini yaratan bir grup olma özelliğini korurken...
Sefarad Yahudileri de İber Yarımadasındaki ülkeler İspanya ve Portekiz'de 1500'lerin ortalarına kadar yaşamlarını sürdüren ve Ladino dilini hayata geçiren diğer bir çoğunluk grubu olarak tanımlanırlar.
Bu sınıflamadan yola çıkarak Mizrahiler, kendi içinde Ortadoğu ölçeğinde Judeo Arap, yani bir anlamda Arapça lehçesiyle konuşan ve İran, Irak, Suriye, Yemen, Özbekistan ülkelerinden gelen toplulukların bütününü oluşturan diğer bir kültürel grubu oluştururlar.
Bu arada Kafkas ülkelerindeki Yahudileri unutmayalım ...
Mountain Jews adlı bir kavram bizi küçük bir Google araştırmasıyla engin kaynaklara ulaştarabilecek daha farklı bir kimlik ve etnik bir yapının bilgisini sunuyor.
Tüm bu gruplaşmaların dünyaya dağılımı İsraeloğullarının 5000 yıllık geçmişinden vaad edilmiş topraklardan kovulmasıyla başlar.
Şimdiki İsrael topraklarının sahasında hüküm süren Yahudi krallıklarının antik devrin süper güçleri Persler ve Romalılar tarafından yakılıp yıkılmasıyla 2000 yıllık Diaspora sürecine girilir.
Dinin esas ilkeleri gözetilmesi kaydıyla bu gruplar bazen derin kültürel farklılıklar gösterirler
Yaşamın rutininde ve dinsel ritüel uygulamalarda kalın duvarlarla çevrili bazı alışkanlıklar İsrael ölçeğinde bazen derin yaralar açarken, kültürel birikim, nesilden nesile geçen kültürel zenginlikler, sanat edebiyat felsefe politika dünyasına hatırı sayılır dokunmalar yapıyor, değerli bir kültür mirası platformu sunuyor..
Aşkenazlar, Sefaradlar, Mizrahiler, Israel devleti içinde değişimin evrenselliğinde bir potada erime süreci içinde yeni bir oluşumun ufuklarına da göz kırpar bir yandan güzel geleceklere....
Ama hala çok özel ve hiçbir sınıflamaya girmeyen bir grup daha var dünya sahnesinde :
İTALYAN YAHUDİLERİ
İtalyan Yahudileri 2000 yıldır mutlak bir şekilde varlar Apenin bölgesinde.
En azından bir miktarı Roma İmparatorluğu döneminden beri orada.
İbrani kaynaklarına göre, MS 70 yılında 2. Mabed'in yıkılışı akabinde, Roma İmparatoru Titus'un emriyle İtalyan Yahudi cemaatini oluşturan 4 ana ailenin ataları, esir statüsünde getirilirler Apenin topraklarına.
Bu ailelerin kesin mevcudiyeti, 11. 13. ve 14'üncü yüzyıllara ait nadir belgelerde soyadları referans gosterilerek belirtiliyor.
Soyadları ilginç çünkü 16. yüzyıla kadar belli bir tema üzerinden isimlendiriliyorlar.
Elmalar (min ha tapuhim ), Armutlar (min ha anawim), kızıllar (min ha adumim) ve Gençler (min ha nearim).
Daha sonraki yüzyıllarda aile soyadları yaşadıkları yerlerin isimlerini taşıyarak nesilden nesile bir kök ağacı oluşturuyorlar.
Di Segni, Piperno, Pontecorvo, Rieti, Tivoli...
İtalya karasında yeni yaşama kucak açan kavramsal adıyla İtalyan Yahudilerine ilk göçmen dalgası Fransa'dan geliyor.
1394'te Fransa'nın Yahudileri ülkeden sürmesiyle, yeni bir renk ve dinamizm kazanıyor İtalyan Yahudiliği.
Foa, Segre ve Treves, Provensale, Passapaire ve Sastieri aileleri ilerki dönemde kültürel hayatta büyük bir rol oynuyorlar.
Diğer büyük göç dalgası pogromlardan kaçan bugünkü Bavaria ve Avusturya'nin yer aldığı bölgelerden gelen Yiddish kesimden gelir.
Yerleşim alanı olarak Venedik Cumhuriyeti Padova, Verona, Lombardi bölgesi ve Trieste'yi seçerler .
Aralarından Rapaport, Mintz , Alpron aileleri isim ve nüfus sahibi olma geleneğini devam ettirirler.
Ve sahneye İspanya zulmünden kaçan Yahudilerin girmesi kaçınılmazdır devamında.
Almoslinos'lar, Corcos, Gategno ve Sarfati'ler belirir yeni İtalyan Yahudiliği kültürel ve dinsel hayatının bütünlüğü içinde.
Bu dinamik hareketlilik 1500'lerden itibaren ikinci bir İspanya, Portekiz ve Antwerp'ten Marranos dalgasıyla bir süreklilik arzeder.
Din değiştirmek zorunda kalıp dinsel vecibelerini gizlice sürdüren Marranos'lar antisemitizm'in nisbeten daha az hissedildiği bu topraklarda kimliklerine kavuşma imkanı bulurlar.
Livorno şehri Yahudilerin yaşamlarını geniş bir perspektifte sürdürebildiği bir şehir olma özelliğini taşır.
Konfor alanının kaçınılmaz sonuçlarından biri olan asimilasyon da doğal sürecin bir parçası olur İtalyan Yahudiliğinde.
Ama bu 2. Dünya Savaşı'nda Nazi zulmünün makus kaderinden kurtulamayan 1000 Yahudi'nin Auschwitz kampına yollanmasına mani olamaz..
Bugün İtalya'da 30.000 'in üstünde Yahudi olduğu tahmin ediliyor.
Şalom gazetesinden bir alıntıyla İtalyan Yahudileri anılarına iz sürme gezimi hala düşlerimde sürdürüyorum cesitli kaynakların eşliğinde….
"Dünyada pek az kent, yan yana duran iki gettosu ve beş önemli sinagoguyla, Yahudi anıtlarının zenginliği bakımından Venedik ile karşılaştırılabilir.
“Getto” kelimesi bile Venedik kökenli olabilir. "
Kimbilir Limoncello yapımını belki bir Yahudi keşfetmiştir, bunu araştırmam lazım.
Kaynaklar:
1.Yazar Alexander Beider