top of page

Efrayim ve Menaşe Gibi Olun


Bereşit kitabını kapatan Vayhi peraşasında Yaakov’un, ölümünden önce oğullarına verdiği berahaları okuyoruz. Ancak bundan önce Yosef, Mısır’da doğan iki oğlu Menaşe ve Efrayim’i, babası Yaakov’dan beraha [hayır duası] almaları için ona getirmiştir.

Tora burada Yaakov’un ilginç bir davranışından bahsetmektedir. Yosef, babası Yaakov’un karşısında durmaktaydı. Babasının, oğullarına beraha verdiği sırada sağ elini Yosef’in büyük oğlu Menaşe’nin, sol elini de küçük oğlu Efrayim’in başına koyabilmesi için onları Yaakov’un karşısına buna uygun bir düzenle çıkarmıştı:

“Yosef ikisini aldı – Efrayim’i kendi sağına (Yisrael’in soluna); Menaşe’yi de kendi soluna (Yisrael’in sağına) –ve ona yaklaştı.”

Ama bu sırada beklemediği bir şey oldu:

“Yisrael sağ elini uzattı ve küçük oğul [olmasına rağmen] Efrayim’in başına, sol elini ise Menaşe’nin başına koydu. Menaşe behor (ilk doğan) olmasına karşın, [Yisrael] ellerini çaprazlamıştı.”

Bunun ardından Yaakov, Yosef’e ve iki torununa bir beraha verdi: “Ey, babalarımın – Avraam ve Yitshak’ın – önünde gittikleri Tanrı! Ey, kendimi bildiğim andan bugüne kadar bana çobanlık eden Tanrı!... Beni tüm kötülüklerden kurtaran melek, bu çocukları mübarek kılsın. Hem benim ismim, hem de babalarım Avraam ve Yitshak’ın isimleri, onlarla anılsın. Ve yeryüzünde balıklar gibi çoğalsınlar”.

Yosef babasının ellerini çaprazlamasından rahatsız olmuştu. Bunu, gözleri yaşlılıktan ağırlaştığı veya kendisinden uzakta doğup büyüyen bu çocukları iyi tanımadığı için yanlışlıkla yaptığını düşündü:

“Babasının elini, Efrayim’in başından kaldırıp Menaşe’nin başına geçirmeye çalıştı. ‘Böyle değil baba’ dedi Yosef babasına. ‘Çünkü behor olan diğeridir. Sağ elini onun başına koy’.”

Ama Yosef beklemediği bir tepkiyle karşılaştı:

“Babası reddederek ‘Biliyorum oğlum, biliyorum’ dedi. ‘[Behor olan – ] O da bir halk haline gelecek. O da büyüklük elde edecek. Ancak küçük kardeşi ondan daha büyük olacak ve soyu uluslar arasında ünlenecek’.”

Bunun ardından Yaakov onları mübarek kıldı: “Seninle mübarek kılacak Yisrael; ve ‘Tanrı seni Efrayim ve Menaşe gibi yapsın’ diyecek” (Bereşit 47:13-20).

*

Yaakov, sanki iki farklı beraha vermiş gibidir. İlki açıktır: Tanrı’nın, torunlarını koruyup bereketli kılmasını dilemiştir. Ama Yosef ellerini “düzeltmesini” sağlamaya çalıştıktan sonra Yaakov ikinci bir beraha daha vermiştir. Acaba bu ikinci berahaya ne gerek vardı?

Öncelikle bu ikinci berahadaki “Seninle mübarek kılacak Yisrael” sözlerinin ne anlama geldiğini görelim. Raşi bunu şöyle açıklar:

“Çocuklarına beraha vermek isteyen kişi, onları [Efrayim ve Menaşe’nin] berahasıyla mübarek kılacak ve oğluna ‘Tanrı seni Efrayim ve Menaşe gibi yapsın’ diyecek.”

Gerçekten de öyledir: Şabat akşamları Kiduş’tan sonra evin babasının, erkek çocuklarına bu berahayı vermesi gelenekselleşmiştir. (Yesimeha E-loim keEfrayim vehiMnaşe.) Böylece ikinci berahanın amacının, ilk berahanın – yani Raşi’nin dediği gibi “[Efrayim ve Menaşe’nin] berahasının – tüm nesillere yayılmasını sağlamak olduğu söylenebilir. Yaakov, Tanrı’dan Efrayim ve Menaşe için ne dilediyse, bu beraha her nesilde babalar tarafından oğulları için de dilenmiş olacaktır.

Ama belki de Yaakov, bunun yanında “Efrayim ve Menaşe’nin” şahıslarıyla ilgili bir şeyler de söylemekte, Yisrael halkının tüm nesillerinin de özellikle bu iki kardeş gibi olmasını dilemektedir…

Ne demek istediğimi açıklamadan önce öncelikle, bir boşluğu tamamlayayım. Belirtildiği gibi, erkek çocuklar için yukarıdaki beraha verilir. Buna karşılık kız çocuklar içinse “Tanrı seni Sara, Rivka, Rahel ve Lea gibi yapsın” (Yesimeh E-lo-im keSara, Rivka, Rahel ve Lea) dileğinde bulunulur. Bu da aklımıza makul bir soru getirecektir. Kızları ulusumuzun dört annesine benzemeleri yönünde mübarek kılıyorsak, oğullarımızı da ulusumuzun üç babası Avraam, Yitshak ve Yaakov’a benzemeleri yönünde mübarek kılmamız gerekmez mi? Efrayim ve Menaşe’yi özel kılan nedir? Yaakov neden özellikle onlar gibi olmamızı istemiştir?

Bu sorunun cevabına geçmeden önce, yukarıda aktardığım olayda Yosef’in, babasının davranışı karşısında neden bu kadar rahatsız olduğunu bir düşünelim. Bu aynı zamanda, bu hafta okumayı tamamlayacağımız Bereşit kitabı boyunca karşımıza çıkan genel bir “sorunu” da hatırlamamıza yardım edecek.

Hangi sorun mu? İpucu vereyim: Kayin ve Evel. Yitshak ve Yişmael. Yaakov ve Esav. Yosef ve kardeşleri. Kısacası, kardeşler arasındaki çekişmeler.

Bu ışık altında, Yosef’in rahatsızlığını anlamak gayet kolaydır. Kendisine kadar nesiller boyu süregelmiş kardeş çekişmelerinden belki de en çok çeken kişi olarak, babasının, büyük oğlu Menaşe’yi ikinci plana atıp, küçük oğlu Efrayim’e öncelik vermesi, Yosef’te çok acı anıları uyandırmış olmalıdır. Ne de olsa kendisi küçükken de babası ona diğer kardeşlerinden daha çok ilgi göstermiş ve bu durum – kendi gördüğü rüyalar ve onları kardeşlerine anlatarak, ileride onlara hükmedeceğine dair bulunduğu imaların da katkısıyla –kardeşleri arasında Yosef’e karşı kıskançlık ve nefret uyandırmıştı.

Aslına bakılırsa kardeşlerin Yosef’e olan tepkilerinin ve ondan “kurtulma” isteklerinin ardında da, Yosef’in şimdiki endişesine benzer bir endişe vardı. Daha önce Avraam’ın varisinin kim olacağı konusundaki belirsizlik, peygamberlik ruhuyla duruma en baştan itibaren el koyan Sara’nın etkisiyle çözülmüş, Yişmael yerine, daha uygun olan Yitshak seçilmişti. Bir sonraki nesilde Yaakov ile Esav arasındaki, “Yitshak’ın devamı kim olacak?” konulu mücadele, kötü karakterli Esav’ın uzaklaşması ve Yaakov’un seçilmesiyle sona ermişti.

Yaakov’un oğulları arasında ise durum farklıydı. [Daha sonraları teşuva yaparak doğruya dönmüş olan] Yişmael ve [kötülüğüyle kalmış olan] Esav’dan farklı olarak, Yaakov’un oğullarının hepsi tsadik insanlardı. Aralarında belirli bir uyum vardı. Hiçbirinin ayrı tutulmasına gerek yoktu. Farklı rollerle de olsa hepsi Yaakov’un devamı olabilirdi. Ve bu uyum, babalarının gösterdiği ilgiden dolayı şımaran ve bu etkiyle megalomanca rüyalar gören küçük bir kardeşin davranışları nedeniyle tehdit altına girmişti. Kardeşler aile içindeki uyumu bozan ve dolayısıyla Avraam’dan başlayıp kendilerine ulaşana kadar Yişmael ve Esav gibi ciddi engelleri atlatmış olan manevi mirasın devamlılığını da bir kez daha tehlikeye sokan bu duruma bu kez kesin olarak son verme amacıyla Yosef’ten kurtulma yoluna gitmişlerdi. İzlenimleri, bu izlenim doğrultusunda aldıkları karar ve yaptıkları uygulama belki çok yanlıştı; ama endişeleri tamamen boş değildi.

Ve şimdi, babasının bir kez daha, bu kez kendi çocuklarından birine sıra dışı bir ilgi gösterdiğini gören Yosef de aynı endişeye kapıldı ve duruma el koymaya çalıştı. Babasına Menaşe’nin behor, Efrayim’inse küçük oğul olduğunu, dolayısıyla sağ elini Menaşe’nin, sol elini de Efrayim’in başına yerleştirmesi gerektiğini söyledi.

Ama babası ne yaptığını gayet iyi biliyordu. Dikkat edilirse, bu pasuklar boyunca Yaakov’dan “Yisrael” ismiyle bahsedilmektedir. Esav’ın meleğiyle giriştiği mücadele sonrasında aldığı bu isim, Yaakov’un yüksek düzeyli ismiydi. Ve genel bir kural olarak, Yisrael isminin kullanıldığı her yerde, Yaakov’un söz ve davranışları tamamen Tanrısal ilhamla yönlendiriliyor demektir. Dolayısıyla Yaakov’un Menaşe yerine Efrayim’e öncelik vermesinin ardında Tanrısal bir sebep vardı.

[Tıpkı vaktiyle Yosef’e gösterdiği ilginin ardında olduğu gibi! Nitekim bundan bahseden pasukta da “Yisrael, Yosef’i tüm oğullarından [daha çok] severdi” (Bereşit 37:3) diye yazılıdır. Belki biz bu sevginin, Yosef’in, Yaakov’un sevdiği ve asıl evlenmek istediği eşi Rahel’in uzun yıllar süren kısırlık sonrasında doğurduğu oğul olmasından kaynaklandığını düşünüyoruz – belki Yosef’in kardeşleri de aynısını düşünmüşlerdi. Ama Yaakov’un Yosef’e olan ilgisi bu kadar basit değildi – “Yisrael” isminin kullanılmasıyla ima edildiği üzere, bunun da Tanrısal bir sebebi vardı.]

Ve Yaakov, Efrayim’e öncelik vermesinin sebebini bir kehanetle açıkladı: “Menaşe de büyük biri olacak. Ama Efrayim ondan daha büyük olacak!”

Bu sözler Yosef’in endişesini gidermek bir yana, daha da arttırmış olmalıdır. Ne de olsa babası Efrayim’e sadece davranışıyla öncelik vermekle kalmamış, Menaşe’nin de gayet iyi duyabileceği bir şekilde “Efrayim ondan büyük olacak” demiştir. Bunu duyan Menaşe’nin, belki vaktiyle Yosef’in kardeşlerinin verdiğine benzer bir tepki vermesi işten bile değildi.

Ama Yaakov – Yisrael – öyle olmadığını biliyordu. Hâlâ üzerine yerleşmiş halde duran Tanrısal ilhamla, iki torununun da ruhunu okudu. Gördükleri ve duydukları karşısında ne Menaşe en ufak bir kıskançlık veya rahatsızlık duymuştu, ne de Efrayim kibirlenmiş ve kendisini kardeşinden üstün hissetmişti. İkisi de Yaakov’a gelmeden önceki kardeşlik duygularını aynı şekilde, aynı samimiyetle, aynı güzellikle korumaktaydı. Yaakov’un görmek istediği de buydu.

Yaakov’un bu noktada neden ikinci bir beraha verdiğini işte şimdi, farklı bir bakışla değerlendirebiliriz: İleride Yisrael halkı, oğullarına beraha verecekleri zaman, Tanrı’ya, onların özellikle Efrayim ve Menaşe gibi olmaları için dua edeceklerdir. Çünkü saf, samimi, gerçek kardeş sevgisi gibi yoktur.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page