Terörist İslami Cihad örgütünün lideri Baha Ebu el-Ata ölümün yüzü idi. Tahran ve Şam’dan gelen talimatları Gazze’de uygulamakla görevliydi. Sayısız terör eyleminin ve roket saldırısının arkasında yer aldı.
İsrael’in uzun süredir gizlenen, sürekli mekân değiştiren el-Ata’yı bertaraf etmeyi hedeflediği, ancak olayların tırmanmasını arzulamadığı bilinmekteydi. Avigdor Liberman, savunma bakanlığı döneminde defalarca terör örgütleri liderlerinin nokta vuruşları ile bertaraf edilmesini önerdiğini, ancak planının Netanyahu tarafından kabul görmediğini açıkladı. Yine de Liberman Cesar’ın hakkını Cesar’a verip; “geç olması, hiç olmamasından iyidir” diyebildi…
Güvenlik kabinesi 10 gün önce İslami Cihad liderini ortadan kaldırmayı kararlaştırdı ve bu kararı 11 Kasım gecesi uyguladı.
Başbakan Binyamin Netanyahu, Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi ve Shabak Başkanı Nadav Argaman operasyon sonrası birlikte düzenledikleri basın toplantısında, görüş birliği içinde, İsrael halkının güvenliğinin ilk öncelik olduğunu belirterek, talimatlara titizlikle uyulmasını talep ettiler. Bu basın toplantısında bir hafta önce göreve atanan Naftali Bennett yoktu.
Kahol Lavan Partisi lideri Benny Gantz da hareketten haberdar edildiğini, İsrael Savunma Ordusuna ve operasyon dolayısıyla hükümete desteğinin tam olduğunu, hükümet kurma çalışmalarının durumdan etkilenmeyeceğini ifade etti.
İçinde bulunduğumuz kritik günler nedeni ile milli birlik hükümeti kurulması ihtimalinin giderek güçlendiğini ve kaçınılmaz hale geldiğini görmekteyiz. Bu ortamda Gantz’ın Birleşik Arap Partisi’nin dışardan desteği ile bir azınlık hükümeti oluşturması artık beklenemez.
İsrael halkının en önemli özelliği zor günlerde her türlü siyasi görüş ayrılıklarını bir yana bırakarak birlik içinde davranmayı bilmesidir. Söz konusu operasyon ile teröristlere şu mesaj verildi; ABD’nin Deaş lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’yi ortadan kaldırdığı gibi İsrael’in de eli her zaman teröristlerin üzerinde olacaktır.
Baha Ebu el-Ata’ya yönelik harekette nokta vuruşu yapılarak, bertaraf edilen terörist dışında, herhangi bir sivile zarar verilmedi. Bunca süre beklenmesinin nedeni de uygun ortam ve zamanın kollanmış olmasıydı kuşkusuz...
Buna karşılık operasyon sonrasında İslami Cihad, asker sivil ayırımı gözetmeksizin, Ashkelon, Ashdod, Netivot, Rishon LeTsion, Tel Aviv gibi pek çok kente şu an itibarı ile 200’e yakın roket atışında bulundu. Sürekli sirenler çaldı, okullar tatil edildi, halk sığınaklara taşındı, bir fabrikada yangın çıktı, mucize eseri can kaybı olmadı.
İsrael stratejik olarak Hamas ile İslami Cihadı ayrı konumda görmeye çalışmakta, Hamas liderlerine şu mesajı iletmektedir: “Hedefimizde İslami Cihad var. Olayları tırmandırmayı amaçlamıyoruz. Gazze Hamas’ın sorumluluğundadır. Hamas karşılık vermezse hedefte olmayacaktır.”
Türkiye’de kimi medyada Baha Ebu el-Ata terörist olarak değil, Filistinli İslami Cihadın “üst düzey bir komutanı” olarak tanıtıldı. Komutanlık sıfatı, mevcut bir devletin düzenli ordusunda söz konusu olabilir. Oysa İslami Cihad, ABD, AB ve daha birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanınmakta ve terörist gruplar listesinde yer almaktadır. Son gelişmelerin dış basında, İsrael karşıtlığı kisvesi altında, yeni antisemit söylemlere vesile olmaması dileğiyle…