Bu şabat Sukot nedeni ile haftalık peraşalara ara veriyoruz.
Geçen şabat okuduğumuz Aazinu (האזינו) peraşasının ardından gelen ve Devarim kitabının en son peraşası olan Vezot Aberaha (וזאת הברכה) bir şabat’a değil de Şemini Hag Aatseret bayramına bağlı olarak okunur. Bu bayram daha çok Simhat Tora adı ile bilinir. Bu günde, Tora’nın bütünü tamamlanıp, hiç aralık vermeden hemen Bereşit peraşasından bir bölüm okunur.
Aazinu peraşasında Moşe, İsrael oğullarının çıkışlı inişli geleceğini şiirsel bir şekilde dile getirir. Daha evvelki haftalarda da belirtildiği gibi Moşe vaadedilen topraklara girmek üzere olan İsrael oğullarının, refaha kavuştuktan sonra, Tanrı’nın yolundan ve emirlerinden uzaklaşacağından endişelenmektedir. Bu endişesinin gerçekliğini vurgulamak için şiirsel sözlerine şöyle başlar.
Gökler dinleyin ve konuşayım; ve topraklar ağzımdan çıkanları işitsin (Devarim 32, 1)
Çölde Tanrı’nın milleti nasıl koruduğunu dile getirdikten sonra halka şu ikazda bulunur:
Yeşurun, yağ (bal) içinde olduktan sonra tekme atacak; şişmanlayıp genişliyip, onu yapan Tanrı’yı terk edecek, ve kurtarıcısı Tanrı’yı hor görecek (Devarim 32, 15)
(Yeşurun, İsrael oğullarını temsil eden bir isimdir.)
Bu davranışı sonucu, Tanrı kendini gizleyecektir ve İsrael oğulları yabancı milletlerden eziyet çekecektir. Ancak bu yabancı milletlerin düşmanlığının kaynağı, sadece İsrael oğullarına değil de, Tanrı’ya karşı duydukları nefret olduğundan, Tanrı, İsrael oğullarının hakkını geri getirip onu teselli edecektir.
Ne yazık ki bu çıkışlı inişli kehanet, tarih boyunca kendini birkaç kere tekrarlatmıştır. Ancak, bu devri-daimdeki inişi engellemek sadece ve sadece İsrael oğullarının elindedir.
Vezot Aberaha’da Moşe her bir kabileyi zikrederek millete iyi dualarını söyler. (Her nedense Şimon kabilesinin adı geçmez.)
Ve ölümünden önce Moşe’nin söylediği son pasuk şöyledir:
Ne mutlusun İsrael, kim senin gibidir? Tanrı tarfından kurtarılan millet, Tanrı’nın koruyuculuğu ile yardım edilen, ve onun kılıcı ile gururu olan. Düşmanların seninle aldatıcı olarak barışmak isteycek ve sen onların mabetlerini ezeceksin.
(Devarim 33, 29)
Moşe, giremiyeceği İsrael topraklarını uzaktan görmek için çıktığı, Nevo dağının tepesinde, hayattan ayrılır. Tanrı ile yüz yüze konuşma seviyesine gelen tek Navi olmasına rağmen Moşe’nin mezarının yeri bilinmez. (Belki de bu, meşhur din bilginlerinin mezarlarından derman aramanın, istenilmeyen bir davranış olduğunun bir işretidir.)
Yeoşua liderliği ele alır. Vaad edilen toprakların kuşatılması Youşua’nın adı ile bilinen kitapta yazılıdır. Tanah Yeoşua kitabı ile devam ederken, Tanrı’nın Moşe aracılığı ile bize verdiği Tora’yı, bilinen ve de yeni açıları ile daha iyi tanıyabilmek için, Simhat Tora’dan sonra başlamak üzere, şabat günleri, başlangıca dönerek yeniden Bereşit ile başlarız.
Yaklaşık bir sene boyunca, Tora’nın basit kelime anlamına bağlı kalarak, şabat sabahları okunan peraşalardan bazı konuları huzurlarınıza getirmeye çalıştım. Senelerce yaptığım gibi, her şabat peraşasını okurken, bilineni tekrarlamak, unutulanı hatırlamak ve yeni açılar aramaya devam ederken yazılarıma bir müddet ara vermek zorunda kalacağım. İlginizi çekip, ana kaynağına, yani Toran’nın kendisine, bir göz atma merakını uyandırabildiysem ne mutlu bana.