top of page

BİNYAMİN VE SHOMRON: BİLİNMEYEN CENNET


Geçen hafta yazılmış bir yazı ilişti gözüme.

Yazıda şöyle diyordu: Türkler Batı Şeria'da, ya da Shomron'da yaşamayı tercih etmiyorlar. Veya sadece ben ve sevgili Zelda Nasi yaşıyoruz buralarda.

Hayır. Doğru değil. Yeni göçmenlerin Raanana, ya da Ashdod'u tercih etmelerinin sebebi oralarda merkaz klitanın, yani olelerin ilk geldiklerinde kalabildiği, devlet tarafindan ole hadashlara tahsis edilmiş kurumların bulunması. Sonra oralarda kalanlar yenilerini getirmiş yanlarına. Bizimkiler beraber olmayı sever.Tercihen oraları kullanmaları gayet normal. Ramat Aviv de belli bir kesimin tercih ettiği diğer popüler bir yerleşim yeri.

Bizim buralar ise apayrı.

Bundan çok değil, beş yıl öncesine kadar Modiin'in ötesini bilmeyen ben, saçımı evimin altındaki berberde kestirmeye gittiğimde adamın müşterisine anlattıklarıyla dünyamın değişeceğini düşünemezdim bile.

"Yeni projeden aldım… Topraktan!.. Muhteşem bir yer. Sakin, kaliteli, bambaşka.Yeşil sınır mı? Terörün nereden geleceği belli mi ki?"

Eski berberim, yeni komşum. Bu konuşmanın ardından ertesi gün soluğu Nili'de aldık: Modiin Elit'ten sonra yeşil sınır arkasındaki ilk yerleşim yeri.

Buralar Mate Binyamin… Yemyeşil ormanların ve soğuk su kaynaklarının şarıl şarıl aktığı bir cennet bahçesi.

Burada her gün "Yom Kipur". Sokaklarda tek tük araba geçiyor. Gün ortası kuşlar cıvıldıyor, çocuklar bisiklete biniyorlar, kaykaylarla okuldan eve dönüyorlar, hatta iş dönüşü çocuğu almaya yetişemezsek, mutlaka biri yardımımıza koşuyor. Poliste komiser, ordudan yüksek rütbeli subaylar, avukatlar,hi tech'çiler, Yerusalayim'in üst düzey tabakası, bizim gibi sessiz sakin hayat arayanlar, doktorlar,hemşireler, milletvekilleri ve daha birçok meslek grubundan insanlar buralarda yaşıyor.

Sokaklarda bisikletler kilitsiz, kapılar kilitsiz. İnsanlar stressiz, sanki her daim tsimerdeyiz (İsrael'deki genelde kibbutzlarda bulunan tatil evleri).

Çocuklar aynı çocuklarla yuvadan, hatta kreşten lise sona kadar beraberler. Çok sıkı dostluklar, evlilikler olmuş.

Nili'ye öyle herkesi de almıyorlar: Üç sınav vermek gerekiyor. Psikologla da görüştürüyorlar, kavgacı insanları almıyorlar, genelde aileleri tercih ediyorlar.

Türk yok gibi gelmişti bana başlarda. Sadece benim sokağımda on evden üçü Türk kökenli. Türkce anlıyorlar ,ladino konuşuyorlar, ama Türkçe konuşamıyorlar. Sadece burada değil diğer yerleşimlerde de eski aliyalardan gelmiş birçok Türk mevcut.

Sevgili Zelda ve oğlu Loni (hepimiz onu lezzetli yemeklerinden tanıyoruz) Barkan'da oturuyorlar. Beit Ariye'de outran, Türkçe konuşan arkadaşlarımız var. Dindar kesimde de, kipa srugalarda da, Türk kökenli başka kökenlerden insanlarla evlenmiş bir sürü insan var.

İstatistiksel sayı veremiyorum. Ama çok var, hiç az değiller

Ben buralara aşık oldum, bırakacağımı hiç sanmıyorum. taze taze meyva toplamak,özlediğim Büyükada’nın dokusunu bana tekrar yaşatan bu cografyada bulunmak benim cennetim gibi.

Korkulacak da hiç birşey yok. Sadece bilinmeyenler insanları korkutuyor. Terör insanı her yerde yakalayabiliyor ne yazık ki.

Tanrım hepimize güzel günler göstersin.Terörsüz, barış dolu…

Herkese sevgiler.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page