Köşemizi izleyenler, Antisemitizm konusuna sık sık değindiğimizi gözden kaçırmıyordur... Bu hafta ise, Avusturya’dan sonra özellikle Almanya’ya değinmemiz gerekecekti!
Geçtiğimiz Pazartesi günü CNN’den Christian Amanpour ile söyleşen Almanya Başbakanı Merkel, ülkesinde her daim belirli bir Yahudi düşmanlığının görüldüğünü ve özellikle Nazi döneminde yaşanmış dehşet verici olaylar nedeniyle “çok daha ihtiyatlı” olmaları gerektiğini belirtmiş. “Geçmişin bu hortlaklarına karşı çıkmamız için, gençleri acı tarihimiz hakkında bilgilendirmemiz gerekiyor,” dedikten sonra, “Alman polis kuvvetleri, Yahudi kurumlarının güvenliğini sağlamadığı tek gün bile yok.” bilgisini de vermeden etmemiş...
Antisemitizm tartışmaları Almanya’da, devletin görevlendirdiği Yahudi düşmanlığı karşıtlığı müfettişi Felix Klein’ın geçen haftaki “Yahudilere Almanya’da sürekli olarak kipa takmalarını öneremem” demeciyle yeniden alevlenmişti. Öne sürdüğü gerekçe ise “ülkede görülen toplumsal yozlaşma ve kabalaşma” olup, bunların “daha önceki yorumlarının değişmesine yol açması...”ndan da söz ediyordu...
Onun üzerine ABD Almanya Büyükelçisi Richard Grenell bir tweet’inde “Bunun tam tersi geçerli olmaldır,” dedi; keza “Kipa’nızı çıkarmayın veya dostunuzun kipa’sını takın; dahası, bir kipa ödünç alıp Yahudi komşularınız uğruna takın. Çok yönlü bir toplum olduğumuzu etrafınızdakilere öğretin.” – Bavyera Eyaleti İç İşleri Bakanı Joachim Herrmann da benzer bir çağrıda bulunup, “Yahudi düşmanlığına taviz verecek olursak, sağcı ideolojilere teslim oluruz!” uyarısını yaptı!
Grenell veya Herrmann Yahudi midir? Hayır – ancak mesajları, İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin’in aynı gün içinde dile getirdiklerini teyid ediyor gibi: “Alman hükümetinin ahlâki duruşuyla ülkede yaşamakta olan Yahudi toplumuna karşı yakınlığını takdirle karşılıyoruz, ancak oradaki dindaşlarımızın güvenliği hakkındakı kaygıları, antisemitizme teslimiyetin ve Yahudilerin Alman topraklarında emniyet altında olmadıklarının göstergesidir.” – Londra konumlu bir düşünce kurumu üyesi olan antisemitizm uzmanı Julie Lenarz da, “Almanya’nın, olası failleri ödüllendiren bu tutumu yerine, Yahudi yaşamını tehdit eden aşırı Sağ ve Sol ile ‘İslamist’lere açık uyarılar yönlendirmelidir” çağrısında bulundu...
Bu tartışmaların benzerini bundan bir yıl önce de yaşamıştık: Salt kipa takan veya boyunlarında David Yıldızı taşıyan birkaç kişi Berlin’in merkezinde saldırıya uğrayınca, Almanya Yahudi Merkez Konsey Başkanı Dr. Josef Schuster “Büyük kentleri ziyaret ettiğinizde kipalarınızı çıkarın,” çağrısında bulunmuş, yanıtı ise anında gelmişti! İsrail’in eski Aşkenaz Hahambaşısı Israel Lau, bu önerinin asla kabul edilemeyeceğini belirtirken, şu acı çağrıyı dile da getirdi: “Almanya’nın kanun koruyucuları, ülkedeki Yahudilerin güvenliğini sağlaması için uyarılmalıdır!”
Belki anımsayanlar olur, bu saldırı olayları üzerine yerel Yahudi Cemaati’nin 25 Nisan 2018’de düzenlediği “Berlin Kipa Takıyor” başlıklı dayanışma toplantısında 2500 kadar Berlinli bir araya gelmiş – ve konuşmacıların arasında bulunan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, “Hangi dinden olursa olsun, herkes saldırıya uğrayan Yahudilerin yanında olmalıdır” dedikten sonra, şu çağrıda bulunmuştu: “Bu dayanışma toplantısını Yahudi Cemaati değil, bizler düzenlemeliydik!”
İşte bu satırların yazarı da geçen haftaki demeçleri dinledikten sonra, Almanya’da halen söz sahibi bazı yakın arkadaşlarını arayarak, şu öneride bulundu: Tüm ülke çapında “BİZ KİPA TAKIYORUZ” sloganı altında bir kampanya başlatılmalı ve kararlaştırılacak toplu dayanışma gününde büyük gazeteler, kesilerek monte edilip takılabilecek kâğıt kipa örnekleri basmalıdır. Çağrıyı Almanya Parlamentosu Başkanı yapmalı, tüm Eyalet Başkanları ve dini kurumlar bunu desteklemelidir. Böyle bir toplu gösteri bundan böyle her yıl tekrarlanmalı, örneğin Auschwitz Ölüm Kampı’nın kurtuluş günün olan 27 Ocak tarihine en yakın Pazar gününe rastlatılmalıdır!
Türkiye’de Hrant Dink’in cenaze gününde binlerce kişi “Biz Ermeniyiz” pankartlarıyla caddeleri doldurabilmişse, tarihin en büyük soykırımının yer aldığı topraklar üzerindeki çağdaş halk topluluğu, bu türden bir gösteriyi niye gerçekleştirmesin?!
Ne güzel bir rastlantıdır ki, bu önerimi yaptığım geçtiğimiz Pazar gününden daha 24 saat geçmeden, Almanya’nın en büyük tirajı olan Bild Gazetesi, 27 Mayıs tarihli sayısında okurlarına kesilip katlanarak takılabilen bir kipa örneği ulaştırmış, keza 28 Mayıs’ta yaptığı bir çağrı ile devlet müfettişi Felix Klein, tüm Almanları önümüzdeki Cumartesi günü kipa takmaya davet etmiştir!
Ne var ki o Cumartesi, Arap ve Filistinli camiada her yıl 1 Haziran’da anılan "Al-Kuds”, yani 1967 savaşında İsrail ordularının Yeruşalayim’e girdiği gündür...
Tabiidir ki benim naçiz önerimle bu iki olgu arasında hiç bir bağlantı yoktur – ve kuşku götürmez ki, Herr Felix Klein’ın bu çağrısı, geçen haftaki ayıbını düzeltmek içindir, belki de “yukarıdan” gelmiş bir uyarının sonucu olarak! Ve ne mutlu ki, böyle eylemler vakit geçirmeden oluşmuştur. Öte yandan, aslen Diaspora’daki Yahudilere yönelik böyle bir dayanışmanın “Al-Kuds Günü” ile bağdaştırılması ne derece doğrudur – bu konudaki yorumu da değerli okuyucularımıza bırakalım.