top of page

Mısır Çıkışında İki Savaş


Bu haftaki Beşalah (בשלח) peraşaında, Mısır’dan henüz şimdi çıkan İsrael oğulları, iki değişik ordu ile karşı karşıya bulurlar kendilerini, İlk başta Mısır ordusu ve bir iki hafta sonra Amalek ordusu. Her iki karşılaşmadan İsrael oğulları muzaffer çıkarlar. Ancak olayların gelişimi her bir durumda tamamen değişiktir.

İsrail oğullarının apar topar Mısır çıkışından hemen sonra

Mısır kralına milletin kaçtığı söylenir. Paro’nun ve milletin kalbi değişir ve “ne yaptık da bizlere kölelik eden İsrael’i yolladık” der. Arabasını hazırlar ve halkını beraberinde alır. Altı yüz savaş arabalı genç ve Mısır’daki bütün savaş arabalarını her birinde üçer kişi ile alır. (Şeemot 14, 5-7)

Bu büyük orduyu arkasında ve denizi önlerinde gören İsrael galeyana gelir ve şikayete başlar. Moşe ilk başta tanrının vaadini söyler halka:

Ad’ sizin için savaşacak ve sizler güçlüklerde ilerliyeceksiniz (Şemeot 14, 14)

Ardından, Tanrı’nın Moşe’ye verdiği emir ile İsrael oğulları denize girip yollarına devam ederler ve hepimizin bildiği denizin ikiye bölünmesi mucizesi gerçekleşir. Denizin suları, kaçan İsreal ile kovalıyan Mısır savaş arabalarının iki yanında bir duvar gibi dururken Ad’ daha az bilinen bir mucize yapar.

Savaş arabalarının tekerleklerine zarar verir ve onlar zorlukla ilerlerler. Ve Mısır “kaçalım çünkü Ad’ onlar için savaşıyor” derler. (Şemot 14, 25)

Sonuç olarak İsrael oğulları karşı tarafa geçtikten sonra sular geri dönerken Mısır savaş arabaları, hareket edemediklerinden, üzerlerindeki askerlerle birlikte sulara gömülür ve hiçbir Mısır’lı asker kurtulmaz.

Bu mucizevi kurtuluşta İsrael oğulları ileriye doğru yürümekten başka hiçbirşey yapmakla yükümlü değildiler.

İsrael oğullarının karşılaştığı ikinci ordu peraşamızın sonundadır.

Amalek gelir ve Refidim’de İsrael ile savaşır. Moşe Yeoşua’ya “kendine insanlar seç ve Amalek ile savaşmak için çık. Yarın ben elimde Tanrının değneği ile tepenin başında duracağım” der. (Şemot 17, 8-10).

Yeoşua, bir savaşçı grubu kurup ertesi sabah Amalek’e karşı savaşa çıkar. Moşe de, dediği gibi, kardeşi Aaron ve Hur ile tepenin başına çıkar. Vurgulamak gerekir ki Yeoşua ve savaşçıları, Moşe ve yardımcılarının tepenin başında yaptıklarını ne bilirler ne de görürler. Çünkü Amalek’e karşı savaşmakla meşguldürler.

Moşe ellerini kaldırınca İsrael üstünlük kazanır, yorulup ellerini indirince Amalek üstünlük kazanır. Tepenin başındakiler bunu anlarlar ve Aharon ve Hur, her biri bir taraftan, Moşe’nin elerini destekleyip yukarda tutarlar akşam saatlerine kadar. Yukarıda belirtildiği gibi savaş alanındaki Yeoşua ve askerleri bazen zayıf ve bazen kuvvetli durumda olduklarını bilmelerine rağmen, bunun Moşe’nin ellerinin yukarıda veya aşağıda olduğuna bağlı olduğunu bilemezler, çünkü onlar savaşmakla meşgüldürler. Ve güneşin batımına doğru

Yeoşua, kılıçları ile Amalek’i ve milletini zayıflatır. (Semot 17, 13)

Anlatılanları dışarıdan gören bizler için bu zafer her ne kadar Tanrının, Moşe’nin ellerini göklere kaldırmasına karşılık, yaptığı bir mucize olarak görülüyorsa da, Yeoşua ve askerleri için bu, alınlarının teri ve kılıçlarının kuvveti ile kazandıkları bir zaferdir.

İsrael’in Mısır ordusu ile mücadelesini, Amalek ordusu ile mücadelesi ile karşılaştırırsak, açıkça algılanan bir mucizeden, daha da gizli, hatta mucizeye maruz kalan tarafından algılanması zor bir mucizeye geçildiğini görürüz.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page