top of page

İnsan insanın kurdudur


Pirke Avot (mişna 3:1) Akavya ben Maalel bize üç şeyi aklımızdan çıkarmazsak günah işlemekten uzak durabileceğimizi öğretiyor : nereden geldiğimizi, nereye gitmekte olduğumuzu ve yaptıklarımızın hesabını kimin önünde vereceğimizi. Nereden geldik? Birkaç damladan.. Nereye gideceğiz? Kurtların bile bizden daha güçlü olacağı toprağın altına. Yapmış olduklarımızın hesabını kime vereceğiz? Kralların kralı, evrenin Yaratıcısı Tanrı’ya..

Devamındaki mişna ise (3:2) Rabi Hanina’nın “devletin düzeni ve barış içinde olması için dua et çünkü eğer devlet korkusu olmazsa düzen bozulur ve bunun sonunda insanlar birbirlerini yutarlar “ öğretisini bize aktarıyor. Bu kaynaktan yola çıkarak Yahudiler yaşadıkları her ülkede düğün, bayram gibi çeşitli tören ve kutlamalarda, yaşadığı ülkenin barışı ve yöneticileri için “anoten “adı verilen bir kutsama duası okur.

Buna benzer bir teoriyi üniversite yıllarında sosyoloji okurken toplumlar ve yönetim şekilleri dersinde de detaylı olarak inceleme şansım olmuştu. “Homo homini lupus”- insan insanın kurdudur diyen Hobbes, bu söylemi monarşiyi savunduğu için yapmıştır. Özgürlüklerin halka bırakılmasının tehlikeli olduğunu ve bunun kaos yaratabileceğini düşünür. Insan bencildir,yalnız kendisinin ve yakınlarının menfaatlerini gözetmeye yatkınlığı vardır. Insanların çıkarlarının örtüştüğü ortak noktalar barış ve güvenlik ihtiyacıdır. Halk, haklarını egemene devrederek bu ihtiyaçların en iyi şekilde görülmesini ondan bekler, bunu toplumsal bir sözleşme ile krala devreder. Hobbes bu teorisinde toplumsal düzen için monarşiyi savunurken, mişnanın da bir yandan devleti desteklediğini bir yandan da kralın Tanrı olduğunu söylediğini görüyoruz.

İnsan insanın kurdudur derken aslında sadece toplum olarak değil birey olarak da kendine en büyük zararı verebileceğini ifade eder. Bunu yine bir kurt hikayesiyle daha iyi anlayabiliriz:

“Ceviz kurdu, gireceği kadar bir delik açarak cevizin içine girer. Cevizin içi insan beynine benzer, başlar onu yemeye.Buraya kadarı normal. Yedikçe şişmanlar.Karnı büyür. Yeterince yükünü tutup doyunca gitmek ister, ama girdiği delikten çıkamaz. Daha da kötü olanı içi yenilince ceviz de kurumuş ve sertleşmiştir,deliği genişletmek artık imkansızdır. Kurtçuk oturup bakar, delikten geçip çıkmak için tek çaresi vardır: Zayıflamayı beklemek. Aç kaldıkça zayıflar, eski cılız haline döner. Ve bir gün çıkar ama çıktığında mevsim bitmiş, ortada aç ve cılız bir kurtçuk ile bir içsiz ceviz kalmıştır. Kimi insanlardaki kariyer, para ve mal mülk hırsı da, ceviz kurduna benzer. O hırsı yenip, artık “yeter” dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur. Geriye sadece,ömrünün sonbaharı ve belki de çeşitli hastalıklar, ilaçlar ve diyetler ile geçirmek zorunda kalacağı, koskoca bir kara kış kalmış olur.

Toprağın altında, kurtların kontrolü altına girmeden önce Tehilim 49:18de yazılı olan kral David’in sözlerini hatırlayalım : “insan öldüğünde herşeyi beraberinde alamaz, görkemi onunla mezara gidemez “. Ölümden sonra geride kalan tek şey yapılan iyilikler ve mitsvalar olacaktır. Yardıma muhtaç olan kişilerin yanında bulunmak, onların hayır dualarını almak ve Olam Aba’da-gelecek dünyada yerimizi hak edebilmek dileğiyle…

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page