top of page

Kula 930 İsrael turnesi büyük başarı ile tamamlandı

Kula ilk kez 41 yıl önce sahneye kondu. İsrael’de ilk kez sahne alması ise 1986 yılındadır. O yıl 14 oyuncu ve sahne arkasında yer alan 6 elemandan oluşan Kula ekibi bu kez sahnede 40 ve sahne arkasında yer alan 6 elemanın dışında, orkestrada görevli 6 sanatçıya ilaveden İsrael’de yaşayan 16, İstanbul'dan 4 toplamda 16 kadar çocuk oyuncusu ile çok geniş bir kadrodan meydana gelmekteydi.

Böylesi bir prodüksiyonu İsrael’e getirmek başlangıçta çılgınlık olarak görülebilirdi. Tümüne yakını amatör olan bir kadro ile zamanlamanın ayarlanması, uygun tarihin belirlenmesi, uçak ve otel rezervasyonu, dekorların taşınması, çocuk oyuncuların sınır ötesi İzzet Bana yönetmenliğinde Alper Cağlı tarafından Skype üzerinden oyuna hazırlanmaları, uygun salonun belirlenmesi, kısıtlı olanaklarla ses ve ışık problemlerinin çözümlenmesi, lojistik düzenlemeler…

Peki, oyun Türkiye’de büyük övgüler almasına ve 4 kez oynanmasına rağmen İsrael’de aynı ilgiyi görür müydü? Kimine göre 400, kimine göre en fazla 500 kişi oyunu izlerdi, bu deneyimle sabitti. Bir yıl boyunca süren görüşmeler, İstanbul’da, Tel Aviv’de gerçekleşen toplantılar, gün aşırı telefon konuşmaları…

Bu projenin gerçekleşmesinde en önemli etken İYT Başkanı Ovi Roditi Gülerşen’in kararlı ve inançlı tavrı oldu. İnandı, inandırdı ve arkasına bütün yönetim kurulunun desteğini alarak zoru başardı. Amaç, 70. yıl kutlamalarına yakışır bir etkinliğin ortaya konması ve mümkün olduğunca çok ole hadaş çocuğa eğitim bursu verme olanağının sağlanmasıydı.

Bir ay öncesinden üç gösteri için bini aşkın davetiyenin tükenmesi, sponsorların desteği moralleri yükseltti.

1 Kasım ilk oyunun sahneleneceği gün ekip havaalanında karşılandı, otobüsle otele valizler bırakıldıktan hemen sonra Raanana’da oyunun oynanacağı tiyatroya doğru yol alındı. Sayılı birkaç saat içinde bir hafta önce liftle getirilen dekorun kurulması, ışık ve ses düzenlemelerinin yapılması ve ilk provanın gerçekleştirilmesi gerekiyordu. Sıfır hataya yer vardı.

Saat 20.00’de salona izleyicilerin girmeye başlamaları ve sahnede İYT Başkan Vekili Ezra Behar’ın Başkan Ovi Roditi Gülerşen’i teşekkür konuşmasını yapmak üzere davet etmesi ile bir rüyanın gerçeğe dönüşmek üzere olduğunun farkına vardık. Karen Gerson Şalhon ile Jojo Eskenazi’nin alkışlar arasında sahnede yer alıp giriş diyaloglarının ardından başkan Ovi’nin; “ Vamoz a la Kula” dediği gibi hep birlikte o dönemin Kule dibine taşındık.

Bir kahkaha tufanı, alkış ve kimi şarkıların bir ağızdan söylenmesi, tempo tutulması ile Türk Yahudilerini 1950 yılından önce yoğun bir şekilde yaşamlarını sürdürdükleri Kule dibine nostaljik bir yolculuğa çıktık; manavı, balıkçısı, ponçik satıcısı, sütçüsü yaşanmış ve yaşanmamış buruk kalmış aşkları, entrevistalar, aldatmalar, ayyaşı, Fransızca öğretmeni, hahamı, Yazıcı sokak ve çevrenin tüm sakinleri ile hep birlikte.

Evet, bir rüya gerçekleşmişti; hiçbir aksama yaşanmadan, oyuncu kadrosunun yolculuk sonrası inanılmaz yorgunluğuna, İYT gönüllülerinin stresli geçen, uykusuz gecelerine rağmen ilk sınav başarı ile verilmişti.

İYT Lokalinde Kula ekibi ile Şabat Yemeği

2 Kasım Cuma akşamı İsrael’de Türkiyeliler Birliği üç oyun sergilemek üzere Türkiye’den gelen Kula ekibini Bat-Yam’daki lokalinde ağırladı.

Kula 930 oyuncuları, oyunun yazarları, yönetmen, orkestra ve teknik ekipten oluşan altmış kişiyi aşan topluluk ile birlikte İYT yöneticilerinin katıldığı Şabat yemeğinde Kiduş’tan önce ve sonra bir ağızdan şarkıların coşku ile söylenmesi herkesi duygulandırdı.

Geceye Türkiye Yahudi Topluluğu Başkanı İshak İbrahimzadeh’nin sürpriz yaparak katılması coşkuyu daha da arttırdı. Natan Siliki’nin, Şabat dualarını okumasından sonra söz alan İbrahimzadeh, haftanın peraşasından yola çıkarak gecenin anlamını dile getirdi. Moatsa Başkanı Av. Yakup Barokas sırası ile Jojo Eskenazi, İYT Başkanı Ovi Roditi Gülerşen, Onursal Başkan Selim Salti’ye söz verdi.

İbrahimzadeh’nin gecenin anısına Gülerşen’e sunduğu Kula ekibinin Jackie Arditty’ye hazırlattığı Kula 930 müzikali temasını taşıyan tablosunu İbrahimzadeh başkan Gülerşen’e sundu. Herkesin büyük beğenisini kazanan tablo ertesi gece, ikinci oyun sonrasında, tüm seyircilerin önünde bir kez daha sunulacaktı.

Sıcak sohbetlerin yapıldığı ve özlemlerin giderildiği Şabat sofrası bu türden birlikteliklerin devamı temennisi ile sona erdi.

Gösteriler devam ediyor 2. 3. geceler

Cumartesi gecesi, yine aynı ilgi… Tüm davetiyeler çok önceden tükenmiş… Fazla bilet bekleyenler, keşke bir oyun daha oynansaydı ricaları.

Bu defa gecenin sunumunu Eti Granit üstleniyor ve İYT Başkanı Ovi Roditi Gülerşen’i hoş geldin konuşmasını yapmak üzere davet ediyor. Yine alkışlar, bir kahkaha tufanı ve kimi şarkıların seyirci ile hep birlikte bir ağızdan söylenmesi ile müzikal sahneleniyor. Finalde düğün sahnesi sonrasında sahnede 80 kadar oyuncu, kulis arkası kadro, müzisyenler ve İYT gönüllülerinin yer alması ile prodüksiyonun göz kamaştırıcı tablosu bir kez daha ortaya çıkıyor.

Jojo Eskenazi (Moiz)Türkiye Yahudi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh’i grubun hediyesini İYT Başkanı Ovi Roditi Gülerşen’e sunması için sahneye davet ediyor. Jackie Arditty’nin Kula 930 yazılı eşsiz tablosunu İbrahimzadeh alkışlar arasında Gülerşen’e sunuyor.

Gülerşen İYT Onursal Başkanı Selim Salti ve Moatsa (Danışmanlar Kurulu) Başkanı Av. Yakup Barokas’a teşekkür ettikten sonra yol boyunca kendisine yardımlarını esirgemeyen Ezra Behar, Elda Sasun, Avi Sinik, Eti Granit,Moshe Peres, Violet Behar, Soli Çemberci,Alper Cağlı,Yosi Beraha,Yosi Geron ve eşi Luis Gülerşen’i tüm oyunculara çiçekler eşliğinde (Tora’nın okunmasında kullanılan Puntero/Yad) hediyelerini sunmak üzere davet ediyor. Oyunda yer alan çocuklara da bu oyunun anısına birer sertifika dağıtılıyor.

Pazar günü Kula grubu Violet Behar’ın refakatinde otobüsle Yeruşalayim, Kutsal Kenti ziyaret ediyor. Ve gecesinde artık son kez sahne alış… Ancak bu gecenin özelliği Türkiye Hahambaşısı Rav İsak Haleva’nın da katılımıydı.

Rav Haleva, Gülerşen’i “muazzam bir iş başardınız” diye kutladıktan sonra, o dönemde hayatlarının aynen oyunda başarı ile aktarıldığı gibi çok güzel olduğunu belirtti. Rav Haleva, Tora’nın yapısı itibarı ile az kelime kullanarak mesajlarını yolladığını, buna karşılık “çocuklarını eğit” emrinde, “onlarla evde otururken, yolda giderken, yatarken, kalkarken çocuklarınla konuş” demek suretiyle eğitimin önemini birçok kez vurguladığını açıkladı. Ve “şevet ahim gam yahat” deyişinde de sadece fizikken yan yana olmanın yeterli olmadığı, aynı zamanda düşünce olarak da birliğin önemine vurgu yapıldığını ifade etti ve dünyanın neresinde yaşarlarsa yaşasınlar Yahudilerin kalben ve ruhen birlik içinde olmaları gerektiğini söyledi.

Birlikte daha nice güzelliklere…

(03 Kasım 2018 Kula 930 İzi LEVİ nin katkıları ile)

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page