top of page

Upuzuuuuun bir bayram tatili


Türkiye’de bayram geleneğidir, üç buçuk günlük bayramı on güne uzatmak… Bu sene de farklı geçmedi, Kurban Bayramını on gün dolu dolu yaşamanın mutluluğu içindeki halk, kendini İstanbul sınır ötesine atmanın bir yolunu buldu.

Maalesef ben bu yıl bayramın büyük bir bölümünü İstanbul’da geçirmek zorunda kaldım. ‘Maalesef’ sözcüğü size garip gelebilir, çünkü bayramda İstanbul’da kalanların geleneksel cümlesi de şudur: “Ohhhh ne güzel, şehir bize kaldı.” Oysa ben anladım ki, bayram zamanı İstanbul’un ruh hali bana hiç, ama hiç uygun değilmiş!

“Ne güzel işte, bomboş şehir canım, nesini beğenmedin ki?” diye soranlara birkaç maddelik bir özet hazırladım:

1. Doğma büyüme bir İstanbullu olarak, trafiğinden her daim nefret ettiğim bu şehrin yollarını ilk kez o kadar ıssız görmek moralimi bozdu. Kendimi terk edilmiş gibi hissettim.

2. Marketler de dahil olmak üzere çoğu mağazanın ve dükkanın kapalı olması çok sinirdi. Hayatımda uğramadığım mağazalara bile bir anda giresim geldi, sanırım sırf kapalı olduklarından ötürü…

3. İki hafta öncesinden rezervasyon yaptırmaya alışkım olduğum restoranlara rezervasyonsuz gidip, bir de üstelik yanımızdaki masaların boş olduğunu fark etmek hüzünlüydü.

4. Metrekareye 27 kuaförün düştüğü Nişantaşı’nda, bayram süresince tek bir kuaför bile açık değildi. Boya kokuları, fön gürültüsü burnumda tüttü.

5. Park yeri aramayı özledim. Ne tuhaf değil mi? Etrafta fazla park yeri olunca insan ikileme düşüyor.

6. Bebek sahilde yürüyüş yaparken, kancaları kulaklarımıza yeni delikler açmasın diye aralarından korka korka geçtiğimiz balık oltalarını özleyebileceğimi kim tahmin ederdi?

7. Turist muamelesi görmekten bir süre sonra gına geldi. Doğal olarak, bayram zamanı İstanbul’da dolaşanların ancak yabancı turist olabileceğini düşünen yardımsever milletimizin İngilizce cümleleri duyulmaya değerdi.

8. Sokaklarda çoğu zaman benim dışımda yalnızca köpek gezdiricileri vardı. Sahipleri kendilerini sahile atınca, mahallemizin her cins havhavı köpek gezdiricilerinin eline kaldı tabii...

9. Hava da mı genelde olduğundan daha nemliydi, tam emin değilim? Abartıyor muyum yoksa?

10. Gazetelerdeki: “Bodrum bu bayram tıklım tıklım, bakkallarda su bitti! Antalya’daki marketlerde ekmek kuyruğu var!” manşetleri beni bu kez gülümsetmedi.

Demem o ki, siz siz olun bayram zamanı İstanbul’un keyifli olduğunu söyleyenlere sakın ha prim vermeyin! Bir dahaki bayram tatili Haziran’da... Biletlerinizi şimdiden ayırtmayı unutmayın.

Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page