Uzunca bir yıllık izinden (!) sonra, tatilimle ilgili bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum bugün. Genellikle bizler, İsraelde yaşıyan Türk kökenliler, yıllardır iki ülke arasında bazı konularda mukayeseler yapmaktan kendimizi alıkoyamayız. (hele de uzunca bir Türkiye tatilinden dönmüşsek). Belki tekrar olacak ama işte bu iddiasız yazı da o karşılaştırmalardan biri daha sadece.
Önce trafikten başlıyayım.
Nasıl burda Ramat Aviv’deki Yehuda Hanasi sokağında bisiklet yolu yapmak için caddeyi daraltıp otobüs şoförlerini her karşı karşıya geldiklerinde galeyana getirip, kararı alanların ebeveynlerini hatırlamalarına yol açtılarsa, aynı uygulamayı Turgut Reis’te de yapma kararı almışlar. Tabii bu uygulamayı yapmak, yani bütün caddeyi kazıp trafiğe kapatmak için en uygun zaman da ancak Temmuz ve Ağustos ayları olabilir. Şöyle ki biz ordayken , zaten daraltılmış olan yolun trafiğe açık olduğu zamanlarda, çift taraftan park eden otoların arasından karşılıklı yol almaya çalışan araçlar vardı. Ve çoğu zaman araçlardan biri iriceyse, küçük, eski veya daha ucuz olanı yol vermek zorunda kalıyor. Ama doğruya doğru, bisiklet filan yok ama, genişletilmekte olan kıyı şeridinde yayalar muhteşem rahat yürüyorlar. Değil köpeklerini, nerede ise taşıtlarını da bağlayıp salına salına yürüyebilecekler!
Turgut Reis’ten Bodrum’a çıkıştaki ana yoldaysa ‘’double parking’’ artık ‘’passe’’ olmuş. Varsa yoksa yeni trend ‘’quadruple parking’’.
Yani yolun her iki tarafında çifter araba park ediyor. Yoldaki oto sürücüleri de tüm hünerlerini gösterip aradan geçmeye çalışıyorlar. Ne yalan söyliyeyim, ben dahil, genellikle başarıyorlar da.
Anayol, tali yol konusundaki öncelikler de o temiz deniz havası rehaveti içinde buharlaşıp kayboluyor. Ancak gerçekten en tehlikelisi DUR, ‘’el’’ levhasını bazı sürücülerin sadece bir öneri olarak algılamaları. İki kere aynı kavşakta - ve gerçekten durulması elzem olan bir T kavşağıydı bu - birisi geceleyin, iki tane kamikaze benim duran otomu solladı. Şans eseri çarpışma olmadı o gece. Ama sonradan soruşturup öğrendiğime göre, şans sürücülerin yanında olmamış her zaman.
Diğer bir konu da emeğin karşılığının çok farklı olması iki ülkede (veya iki semtte mi desem, Turgut Reis ve Ramat Aviv?)
Berber:
Ramat Aviv’deki berberimde geçirdiğim süre: Yedi dakika
Turgut Reis’teki süre: 42 dakika
R. Aviv fiyatım: 75 şekel
T. Reis fiyatım: 40 TL, (28 şekeldi traş olduğumda, yani 1 doların değeri 4.50 TL iken. Şimdiki fiyatı dolar yüzünden 21 şekel)
Süre altı misli, fiyat üçte bir !!
Soru: Birinin 7 dakikada bitirebildiğini öteki niye ancak 42 dakikada tamamlıyabiliyor?
Cevap: R. Aviv’deki berberimden, (kuaför mü demeliydim acaba?) döndüğümde eşimin, ‘’hayrola, kapalı mıydı?’’ diye sorduğu çok olmuştur. Turgut Reis’teki berberden çıktığımdaysa bir TV dizi yapımcısından başrol (!) teklifi bile aldım.
Kuru Temizleme:
Turgut Reis D- Marindeki lüks yatlara servis veren kuru temizleyiciye kuru temizleme için bir kadın elbisesi ve ütü için de 13 tane ayrı (şort,elbise,tişört) parça verdik. 70 TL, (49 ama şimdi daha da az) şekel ödedik.
Eyyy benim sevgili Ramat Aviv’li kuru temizleyici kardeşim;
Biliyorum, Ramat Aviv’de kiralar, belediye vergisi ve maaşlar daha yüksek. Ama sen de bil ki bundan sonra 15-20 parça biriktiğinde Pegasusu alıp Bodrum’a uçuyorum. Daha ucuza gelecek!
Öte yandan da sevgili İsrael, sen de pek bir pahalı oldun artık. El insaf!!
Son bir gözlemim de, küreselleşme nedeniyle olsa gerek, Turgut Reis ve Ramat Avivliler olarak benzeşmeye başladığımız… Malum, standart bir Türk vatandaşına oranla İsraelli genellikle daha az saygılı, daha benmerkezci, daha az nazik diye bilinir. Gözlemlediğim kadarınca özellikle yeni nesil genç, Türkiyede de artık eskisi gibi saygılı, nazik değil ve iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır yaklaşımından uzaklaşmış. Trafikte, markette, sokakta giderek burdakilere benzemeye başlamışlar. Saygı da nezaket de tarihe karışıyor yavaş yavaş.
Seçimlere gelince; Turgut Reis’e varış tarihimiz seçimlerden hemen sonrasına, (28 Haziran) rastladı. Bodrum tatilcilerinin çoğu, sosyal medyayı pek fazla kullanmalarından olsa gerek, seçimlerin ikinci tura kalacağını varsayıp geliş tarihlerini 7 Temmuzdan sonrasına ayarladıklarından ortalık oldukça boş ve sakindi.
Seçim sonuçlarının nasıl algılandığına gelince:
Maalesef bana ayrılan yazı yerini doldurmuşum farkında olmadan.
15 gün sonra buluşmak dileğiyle, hoşça ve esen kalın.