MSNBC kanalında Lockup: Dünya Turu programı İsrail’e hapishaneler ile ilgili bir gezi düzenlediler ve ortaya şaşırtıcı bir tablo çıktı.Çünkü hiç kimse bir İsrail Hapishanesi’nde evcil hayvanat bahçesi veya meditasyon odası beklemiyordu.
Lockup Programı 2005’ten beri yayımlanan, ABD’deki ve dünyadaki hapishaneleri, ordaki yaşamı araştıran bir program. Dünya turu kapsamında Avrupa’yı ve Asya’yı gezdikten sonra Orta Doğu bölümlerinde yollar İsrail’e düştü ve açıkçası çok şaşırdılar.
İsrail’de 18.000’den civarında mahkum bulunuyor.İsrail cezaevlerinden 32’si ıslahevi, bunun yanısıra Yahudiler ve İsrailli Araplar aynı koğuşlarda kalıyorlar. En fazla işlenen suçlar; ilaç ve uyuşturucu satışı, mülkiyet suçları ve araba hırsızlığı.Şiddet suçlarına diğer gelişmiş ülkelere nazaran daha az rastlanıyor. Lockup Programı 3 İsrail hapishanesi gezdi:Rimonim,İsrail’in en büyük hapishanesi;Ülkedeki tek kadın hapishanesi Neve Tirza ve “en büyük terapi merkezi” olarak bilinen Hermon. Lockup yapımcıları tutuklularla ve hapishane çalışanlarıyla görüştüler;ve İsrail’de neden tekrardan suç işleme eğilimi olduğuna dair gözlem yaptılar.Sonuç– Dünyanın en düşük oranı. Galil’deki Hermon Hapishanesi’nde;bütün tutuklular günlük terapi seanslarına katılıyorlar.Suçlarına göre ayrılınıyor ve onlara mahkum gibi değil orada “yaşayan” gibi davranılan sosyal gruplar oluşturuluyor.Lockup programının anlatıcısı; Hermon’un bir hapishaneden çok bir kampüse benzediğini, hareket kısıtlamasının olmadığı, özgür bir şekilde hareket edilebilen, ve kendilerini “tedavi edici” yöntemi buldukları bir merkez olarak gördüklerini belirtti.
HERMON HAPISHANESI
İsrail’in tek kadın hapishanesi Neve Tirza ‘da 200 civarında tutuklu bulunuyor. Lockup yapımcıları hapishanenin içindeki evcil hayvanat bahçesini , karanlıkta parlayan akvaryumların bulunduğu meditasyon merkezini görünce hayrete düştüler. Tutuklular birbirlerine dans öğretiyorlar, resim yapıyorlar ve hatta tam donanımlı koğuşlarında bebeklerini emzirenler bile var. Bebeğinin babasının görüşe geldiği sırada yeni anne olmuş bir tutuklu “kendimizi hapishanede hissetmiyoruz “diyor. Neve Tirza aynı zamanda arada sırada “tatil” programları da yapıyor,seçilmiş mahkumlara 3 gün aylık izin alma hakkı tanınıyor. ABD’deki uyuşturucu suçundan yatan yüzde 9’luk kadın mahkum oranın aksine İsrail’de kadın mahkumlar ülkedeki mahkumların sadece yüzde 2 sini oluşturuyor. Lockup Programı’nın Rimonim Hapishanesi’nde 700’den fazla güvenlik kamerası, köpek devriye çiti,köpek devriye çitleri gibi yoğun güvenlik önlemleri gözüne çarptı.Fakat en çok tutuklular ve görevliler arasındaki sıcak ilişki yapımcıları büyüledi hatta buraya “Kardeşlik Evi” adını bile taktılar. 1.200 mahkumuyla Rimonim,bir hapishaneden çok aile üyelerinin topluca yaşadığı bir yerleşim birimine benziyor. Bazı İsrailli – Arap “suçlu aileler” 6 kişilik hücreyi paylaşıyorlar, 20 kişilik Bedevilerden oluşan bir koğuş Rimonim’deki en geniş aile. Aileler kendi meselelerine çözüm bulmakla zaman kaybedeceklerine Rimonim Cezaevi Komutanı Chen Benderli’ye başvuruyorlar.Benderli’ye göre; cezaevi güvenlik ve mahkumların refahı için katkıda bulunuyor ve onların iyiliğini gözetiyor. Konuşurken arka taraftan kütüphanesi, özel mutfağı ve özel banyosu gözüken hücresinden kameralara konuşan bir İsrailli-Arap tutuklu “Sanki oteldeymişim gibi hissediyorum ” dedi. İsrail cezaevlerinin bu güncel ve yaşanılabilir durumunu 1990’larda çıkan İnsan Onuru ve Özgürlük için İsrail’in Temel Kanunu’nuna bağlı olarak yapılan iyileştirmeler ve reformaların büyük etkisi var. Sözde “haklar devrimi” ve aktivist Yüksek Mahkeme; İsrail hapishanelerini böyle rehabilitasyon merkezlerine ve uyumlu birer tesislere dönüştürmesinde büyük katkıları var. Kanala açıklamalarda bulunan Yüksek Mahkeme Başkanı Aharon Barak; “Aydınlanmış bir toplum, mahkumları nasıl yargıladığından anlaşılır.””Bir mahkum işlediği suça göre ceza alır, belki özgürlüğü elinden alınır fakat insan özlük hakları devam etmektedir.” dedi.