
Bir dostum ile konuşuyorum, Türkiye’de yaşıyor. “ Türkiyeliler Birliğinin yenilenen web sitesi kısa sürede kendini tanıtarak rekor seviyede ziyaret edilip tıklandı. Oysa girişlerin yarısına yakını Türkiye’den olmasına rağmen ‘like’ yapan hemen hemen yok gibi” diyorum.
“Anlamıyor musun?” diyor dostum, “adresinizdeki ‘turkisrael’ sözcüğü bile pek çok kişiyi rahatsız ediyor; ‘biz Türk’üz’ diyorlar ve Yahudilikleri ile İsrail arasında çağrışım yapan her ifadeye karşılar. Sonra, neden Türkiye’de izlenmek sizin için bu denli mühim olsun…” diye soruyor.
1 Ağustos 1960 tarihinde Av. Yehuda Adiri tarafından kurulan ‘İtahdut Yotsei Turkiya Beİsrael’ (İYT- İsrail’deki Türkiyeliler Birliği) 57 yıldır faal olan bir dernek ve de İsrail’de yetkili kurumlar tarafından Türkiyeli göçmenlerin temsilcisi olarak tanınan tek kuruluş. Ne denli etkin olduğu ise bahsi diğer…
Sitedeki ‘turkisrael’ adresinin değiştirilmesi söz konusu bile değil. Çünkü birliğin amaçlarından biri de; İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında siyasal, ekonomik ve kültürel ilişkilerinin en iyi düzeyde olması için katkıda bulunmak, İsrail Devletinin Türkiye’de, Türkiye Cumhuriyetinin de İsrail’de en olumlu şekilde tanıtılmasına çalışmaktır.
Tabi bu amacın yerine getirilmesi Türkiyeliler Birliği’nden bağımsız olarak iki ülke arasındaki konjonktüre de bağlıdır.
Arşivime bakıyorum, yıl 1986, İYT’nin başkanı olduğum yıl. Bütün gazete manşetlerinde ve Türk TV kanallarında yer alan bir haber; “ 100 bin İsrailli, Ermeni tasarısını protesto etti. Sözde Ermeni Soykırımı Komisyonu’ndaki faaliyetlere karşı Türkiye’ye ilk destek İsrail’den geldi. Türkiye’den göç eden 100 bin Yahudi’yi temsil eden ‘İsrail’deki Türkiyeliler Birliği Derneği’ Avrupa Parlamentosu ve Amerikan Kongresine, gönderdiği mektuplarda bu konudaki girişimlere karşı uyardı”. Bildiriyi imzalayanlar da dernek adına Av.Yaacov Barokas ve Türkiye Yahudiliği Kültür Merkezi adına Dr.Gad Nassi.
Türkiyeliler Birliğinin böylesi önemli ve geniş çaplı bir girişimi kendi başına gerçekleştirmediği tartışmaya gerek göstermeyecek kadar ortada. Dönem, Türkiye ile İsrail arasındaki diplomatik temsilin maslahatgüzar düzeyinden büyükelçilik seviyesine yükseltmesinin, daha doğrusu iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin söz konusu olduğu bir dönem. Büyükelçi Ekrem Güvendiren bu görevi en iyi şekilde gerçekleştirebilecek kişi ve Türkiyeliler Birliğinin böylesi bir istemi geri çevirmesi, bu yönde bir bildiriyi imzalamaması mümkün değildi. ‘Turkisrael’ sözcüğü veya ‘İsrail’deki Türkiyeli Yahudiler’ deyimi o dönemde ne Türk makamlarını ne de Türk Yahudi Toplumunu hiç mi hiç rahatsız etmemişti.
Yıl 1999… Ağustos ayında Türkiye’de vuku bulan deprem sonrasında Türkiyeliler Birliği, Joint örgütü ile birlikte felaketzedelere giyim, gıda, yatak, ilaç yardımında bulunuyor. İsrail’de süratle düzenlenen yardım kampanyalarında toplanan bağışlar Adapazarı’nda Yarbay Refik İlk Okulu binasının inşasında kullanılıyor. Türkiye Dışişleri Bakanlığı İsmail Cem zamanında Türkiyeliler Birliğini hizmetlerinden dolayı ‘Üstün Hizmet Ödülü’ madalyası ile onurlandırıyor.
Dönem Revivo’nun bütün Türk halkının gönlünü, sevgisini kazandığı dönem… Türk devlet makamları derneğe, ‘Üstün Hizmet Ödülü’nü sunarken hiç ‘bunlar İsrailli, Siyonist’ türünden bir düşünceyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Şalom gazetesi de bu haberi büyük puntolar ile manşete taşırken -ki o dönem yayın yönetmeni idim- bir an olsun tedirginlik duymuyor, tam tersine gurur duyuyor.
Bugün ise durum oldukça farklı, konjonktür değişti ne yazık ki… İlkin iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini ve çok köklü bir kurum olan İsrail’deki Türkiyeliler Birliğinin adından Türkiye’de yeniden övgü ile bahsedileceği günlere geri dönülmesini umalım. İsrail’e göç etmeyi seçmiş Türkiyeli Yahudiler her zaman iki ülke arasında dostluk bağlarının ve kültürel ilişkilerin sürdürülmesinde bir köprü işlevi görmeye devam edecektir.